İstanbul
Fatih'te DİŞSİAD tarafından 2022'de kurulan Diş Sağlığı Müzesi, Türkiye'de ilk, dünyada ise 8'inci sırada yer alıyor.
Müzede, "Dişin Arkeolojisi", "Dişin Anatomisi", "Ağız Bakımı", "Diş Hastalıkları" ve "Diş Hekimliği" bölümlerinde 19'uncu ve 20’inci yüzyıllara ait diş endüstri mirası aletler ve belgeler çağdaş müzecilik teknolojilerine uygun olarak sergileniyor.
Diş hekimliği mesleği ve diş endüstrisinin mirasını toplumla buluşturarak farkındalık oluşturan müze, diş sağlığı açısından da ziyaretçilere bilinç kazandırmayı hedefliyor.
DİŞSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Uçar, AA muhabirine, müze fikrinin 2018'de ortaya çıktığını söyledi.
Bu dönemde dünyada ağır ve diş sağlığı alanında 7 müzenin bulunduğunu belirlediklerini anlatan Uçar, "Türkiye'de bu konuda müze olmadığı için dernek olarak alanının profesyonelleri olan müze bilimcilerle çalıştık." dedi.
Müzenin altyapısını oluşturduktan sonra sektöre bu konuyu anlattıklarını dile getiren Uçar, "Burada sergilenmeye layık ürünleri bize bildirmelerini istedik. Bu duyuruların akabinde bize Türkiye'den ürünler, fotoğrafları, listeleri, tarihçeleri gelmeye başladı. Ayrıca dünyanın çeşitli bölgelerinden müzelerle de işbirliği geliştirerek eserler getirdik. Bu açıdan uluslararası bir müze kurduk diyebiliriz, canlı bir müzeye sahibiz. Çünkü yeni, çok da geçmişe gitmeyen bir alan ve yeni objeler geliyor." ifadelerini kullandı.
Dernek olarak amaçlarının hem tıbbi cihaz sektöründe dünyanın ilgisini Türkiye'ye çekmek hem de insanlara ağız ve diş bakımının önemini anlatmak olduğunu vurgulayan Uçar, "Bu misyon doğrultusunda şu anda çeşitli workshoplar uyguladık. Milli eğitim müdürlükleri, belediyeler ve üniversitelerle yaptığımız anlaşmalarla çeşitli etkinlikler düzenledik." diye konuştu.
Uçar, müzede bulunan ürünlere ilişkin şunları kaydetti:
"Müzede aletlerin sterilizasyon malzemeleri, diş hekimlerinin günlük hayatta kullandıkları materyaller, diş doktoru ve diş malzemesi reklamları, tabelalar, diş üniteleri, diş hekimi koltukları, airboxlar, dolgu malzemeleri, implantlar, dolgu kurutucu fiber optikli cihazlar, dişleri çekmek için kullanılan ve halk arasında kerpeten olarak bilinen davyeler, periost elevatörleri, şırıngalar, iğneler, kanal eyeleri gibi objeler sergileniyor."
"Müze genç diş hekimleri ve çocuklar tarafından ilgi görüyor"
Diş Sağlığı Müzesi Koordinatörü arkeolog Dilara Delen de müzede Osmanlı'nın son dönemlerinden başlayıp 1970 yılına kadar yer alan eserlerin sergilendiğini söyledi.
Müzenin çok yeni olmasına rağmen genç diş hekimleri ve çocuklar tarafından ilgi gördüğünü aktaran Delen, müzede bulunan eserler ve düzenledikleri workshoplarla çocuklar ve hastaların "dişçi" fobisini yenmesine katkı sağladıklarını ifade etti.
İki yılda yaklaşık 25 bin kişiyi müzede ağırladıklarını vurgulayan Delen, dünyadaki diş sağlığı müzeleriyle iş birliği içinde olduklarını, bazı müzelerden hediye objeler aldıklarını, bazı eserleri ise geçici olarak sergilemek için aldıklarını kaydetti.
Müzedeki tarihi eserlerden de bahseden Delen, şöyle devam etti:
"Sultan II. Abdülhamid'in 1898'de açtığı Gülhane Seririyat Hastanesi'nde üretilen davye önemli eserler arasında yer alıyor. Üzerinde Osmanlı Türkçesiyle 'Gülhane Seririyat Hastanesi' yazan ve özel olarak üretilmiş 126 yıllık tıbbi malzemede, kazıma tekniğiyle işlenmiş Osmanlı sancağı ve ay yıldız motifi bulunuyor."
Sergilenen eserler arasında Mektebi Sıhhiye-i Şahane'den mezun operatör Viramşabuh Taşcıyan tarafından 1880'de üretilen diş koltuğunun da yer aldığını belirten Delen, "Bu diş hekimi koltuğu müzemizin en eski eserlerinden biri. Aslan ayaklı ve günümüzün ergonomisinden çok daha farklı. Hafif yatma pozisyonunda üretilmiş. Ayakların konulduğu yerin çok daha estetik ve sanatsal bir şekilde yapıldığını görüyoruz. Zor bir üretim tekniği ile demir döküm olarak üretilmiş." dedi.
Müzede diş hekimleri ve ağız sağlığı ürünlerine ilişkin gazete ilanları, reklamlar ve tabelaların da bulunduğunu anlatan Delen, şunları kaydetti:
"Bunlardan biri de Mektebi Sıhhiye-i Şahane'den mezun operatör diş tabibinin gazeteye verdiği ilan. Bu ilanda kullandığı son teknolojileri söylüyor. Diyor ki, 'Ben sizlerle birlikte çok iyi aletler ve son teknolojileri kullanıyorum. Dişleri uyuşturuyorum ve öyle tedavi yapıyorum.' Aslında anlıyoruz ki öncesinde uyuşturulmadan da çekilen dişler olmuş. Onu da ilandan görebiliyoruz. Küçük bir gazete kupürü bize o dönemin mesleği hakkında çok daha fazla bilgi de veriyor."
Müzenin röntgen cihazından, diş hekimi koltuğuna, özel çerçevelenmiş levhalardan airboxa kadar değerli bir kısım objenin uzun yıllar diş hekimliği yapan Nidai Ergun'a ait olduğunu belirten Delen, bu eserlerin Ergun'un ölümünün ardından ailesi tarafından müzeye bağışlandığını dile getirdi.
Müzede sanatçı Bünyamin Bozkuş'un "Diş Malzemelerine Kinetik Bir Bakış" isimli sanat eserine ziyaretçilerin ilgi gösterdiğini dile getiren Delen, eser hakkında şu bilgileri verdi:
"Bu eser diş sağlığı endüstrisinin dünden bugüne geçirdiği evrimi ve dinamik yapısını anlatıyor. Londra'daki Tate Modern'deki marangoz aletlerinden yaratılmış bir kinetik sanat eserinden etkilendik. Bu kinetik sanat eseri aletlerden üretilerek çeşitli çağrışımlara yol açıyor. Biz de dedik ki neden diş hekimliği malzemelerinden bir kinetik sanat eseri üretmeyelim? Elimizdeki objelerden ve daha önce aldığımız bağış aletlerden bir kinetik eser ürettik. Sanatçı burada, bir kreşuar olduğunu, ünitelerde yer alan pervanenin yer aldığını, şekeri kapmaya çalışan dişlerin var olduğunu, şekeri yersek arkadaki molar dişlerimizin kaybolacağına dair çeşitli mesajlar veriyor. Ortada da diş hekimlerinin günlük muayenehanede kullandığı aletler dönüyor. Aslında burada DİŞSİAD'ın inovasyona ve yenilikçi bakış açısını da yansıtmaya çalıştık. Bunu İstanbul Ağız-Diş Sağlığı Cihaz ve Malzemeleri Fuarı'nda (İDEX) sergiledik ve yabancı katılımcıların da büyük ilgisini çekti."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com