Mehmet Emin Ayık ile dini nikahlı olan Devlet Türker'in (54) çilesi, 25 yıl önce yaz mevsiminde çalışmak için gittikleri Antalya'da başladı. Kocası, Antalya'da bir restoranda gece çalıştıktan sonra evine dönerken, bir otomobilin çarpması sonucu yaralandı. Kazadan sonra felç olan Ayık, sağlığına kavuşabilmek için her türlü yolu denedi ancak maddi imkansızlık elini kolunu bağladı.
Şanlıurfa'nın Bozova ilçesine döndükleri tek odalı evinde karısı ve 2 çocuğuyla yaşam mücadelesi verirken bir umutla, Adana'ya gelerek bir çadırda yaşamaya başlayan Mehmet Emin Ayık, sağlık sorunları artınca dayısından 5 bin lira borç para alarak ameliyat oldu. Ancak Ayık daha sonra hayatını kaybetti. Ayık, geride kızı Olga (24), oğlu Ali Ayık (28) ve eşi Devlet Türker (54) ile 5 bin lira borç bıraktı. Aile çalışamadığı için borcu bir türlü ödeyemedi. Bunun üzerine bir akrabaları borcu başlık parası sayarak Olga ile evleneceğini bildirdi. Bu durumun o dönem haber yapılmasının ardından kız çocuğu 66 yaşındaki akrabası ile evlenmekten kurtuldu. Ancak aile perişan bir halde çadırda yaşamaya devam etti. Bir süre sonra çocukları evlenip gidince, Devlet Türker çadırda tek başına yaşamaya başladı. Sağlık problemleri de olan Türker çalışamadığı için çoğu zaman çadırda aç yatıyor.
Giritli göçmen bir ailenin kızı olan anne Devlet Türker, 33 yıl önce tanıştığı Mehmet Emin Ayık ile üvey baba işkencesinden kaçmak için resmi nikah yapmadan evlendiğini belirterek, "Ben bu çadırda yaşıyorum eşim 14 yıl önce öldü. Eşime bir otomobil çarptı o kazada bacağı sakat kaldı daha sonra böbrek rahatsızlığı yaşadı o da siroza çevirince eşim vefat etti. Ailesi bizi hep dışladı, burada çadırda yaşıyoruz. Elin yardımıyla geçiniyorum bazen Misis’e gidiyorum millet bir ekmek veriyor orada burada ezik domates varsa onu veriyor sabahtan beri açım ben. Kaymakam beye çıkıp dilekçe veriyorum 3 ayda bir yardım çıkıyor onu da benim kız çalışamıyordu evlenmeden önce onun borçlarını verdik" dedi.
Devlet Türker, oğlunun kendine bakmadığını ileri sürerek, "Oğlum bana diyor ki 'sen sokakta öleceksin sana bir dilim ekmek vermeyeceğim' diyor. Karısının yüzünden bakmıyor bize olmadık küfürler ediyor. Eşim hayatta olsaydı bunlar başımıza gelmezdi, bir şekilde işe gidip ekmeğimizi kazanıyorduk. Kaynanam bana 'gavur' diyerek nikah kıydırmadı o yüzden ben bir yerden yardım alamıyorum. Ne olur vali bey bana yardım etsin. Ne yapacağımı bilmiyorum bu çadırda kalıyorum etrafı yırtık bant ile kapatmışım. Herkese yardım ediyorlar neden bana yardım etmiyorlar. Ben hiç kimseye imrenmedim hep şükür ettim ama olmuyor. Gece korkuyorum burada tek başıma kalıyorum biri gelip yaksa ben ne yapacağım, yapamıyorum artık dayanamıyorum" diye gözyaşlarına boğuldu.
Fatih Keçe
Kaynak: IHA
dikGAZETE.com