BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, "Türkiye'nin kendi parlamentosunda kapalı oturum yapıp yapmayacağının tartışılması, HDP'nin varlığının hukuki problem olmasından çok, ulusal güvenlik meselesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. TBMM'de bugünkü kapalı oturumda konuşulacakların, sabah olmadan Moskova ve Suriye'ye harfi harfine taşınacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın." dedi.
Destici, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, İdlib'de rejim unsurlarının hava saldırısı sonucu şehit düşen askerlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa diledi.
Bugünün, siyasi tartışmaların yapılacağı gün olmadığını belirten Destici, "Hükümeti suçlayanların, dünya kamuoyu nezdinde Türkiye'yi suçluyor durumuna düştüklerini görmeleri gerekir. İktidara yöneltilecek eleştiriler, suçlamalara dönüştüğü takdirde, uluslararası alanda Türkiye'yi suçlayanlar için dayanak oluşturacaktır." diye konuştu.
İktidarın da kararlarını mümkün olan en yüksek mutabakat ile alması gerektiğini ifade eden Desticici, "Normalleşme sağlanana kadar İdlib'de olmak zorundayız." değerlendirmesinde bulundu.
Destici, şöyle devam etti:
"Hiç kimse, TBMM'nin tek üyesi bile içeriden ve dışarıdan gelen 'Suriye'de ne işiniz var?' cahilliğine ve gafletine prim vermemelidir. Sınırın ötesine atılan bombalar, füzeler şehir merkezlerimize düşerken yaşananlara elbette seyirci kalamazdık. Bölgedeki varlık sebebini açıklamak zorunda olan Türkiye değildir. Bir taraftan bize 'Neden Suriye'desiniz?' diye sorup, bir yandan Türkiye ile dost ve müttefik olduğunu iddia edenler, Suriye'de var olma sebeplerini asıl açıklaması gerekenlerdir."
Destici, CHP başta olmak üzere "Türkiye'nin İdlib'de ne işi var" diyenlerin, bir kere de "ABD'nin, Rusya'nın, İran'ın Suriye'de ne işi var" demelerini istedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 5 Mart'ta yapacağı Rusya ziyaretine de işaret eden Destici, "Rusya ile yüzyıllara dayanan ilişkilerimizi göz önüne alarak, geçmişten ders alarak, tarihi bilerek Rusya ile masaya oturmalı, bundan sonra Rusya ile ilişkilerimizi buna göre kurmalıyız." dedi.
"İbret verici bir iki yüzlülüktür"ABD'nin bir karar vermesi gerektiğini belirten Destici, "Bizimle dost olacaksa, dostluğun gerektirdiği gibi davranmalıdır. Aksi takdirde Türkiye'nin düşmanlığına razı olacaklardır. Bu, Türkiye'nin bölgedeki bütün muhatapları için geçerlidir." ifadelerini kullandı.
"27 Şubat'ta Türk askerine yapılan saldırı, ABD, İngiliz, Fransız askerine yapılsaydı, NATO şimdiki gibi mi davranacaktı?" diye soran Destici, NATO'nun da Türkiye'ye karşı samimi olmadığını savundu.
Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin güvenliği söz konusu olduğunda uygun bir tavır almadığını kaydeden Destici, "Sığınmacılar problemine sanki sürprizmiş gibi davranmaları ibret verici bir iki yüzlülüktür." diye konuştu.
Türkiye'nin 9 yıldır taşıdığı yükü bir gün bile paylaşmaya tahammül edilemediğini dile getiren Destici, "Kapıları açtık, Yunanistan'ın tavrı ortada. 2 mülteciyi öldürdüler. Onlarcasını yaraladılar. Nerede Mülteciler Yüksek Komiserliği? Birleşmiş Milletler nerede? Niye Yunanistan'ın bu insanlık dışı uygulamalarına müdahale etmiyor, uyarmıyor ve yaptırımları hatırlatmıyor? Çünkü BM de Orta Doğu'da yaşananları seyretmek dışında başka bir şey yapmamıştır." ifadelerini kullandı.
Türkiye'deki düzensiz göçmenlere ilişkin Destici, "Kapıların açılması, zorunlu ve gecikmiş bir karardır. Asla bu karardan ne olursa olsun geri adım atılmamalıdır." dedi.
"Hatay'ın güvenliği, İdlib'den başlamaktadır"Türkiye'nin İdlib konusunda net olduğunu vurgulayan Destici, "İdlib'deki kazanımlarımızı kaybedersek, sadece içerideki stratejik bir bölgeyi kaybetmekten öte bir risk ortaya çıkar ki o da Hatay ilimizdir." ifadelerini kullandı.
Suriye krizinin başlamasından bu yana Hatay'ın psikolojik savaş alanına çevrildiğini belirten Destici, birçok istihbarat teşkilatının, etnik ve inanç farklılıkları dolayısıyla Hatay'ı karıştırmaktan elini çekmediğini söyledi.
"Hatay'ın güvenliği, İdlib'den başlamaktadır." diyen Destici, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin kendi parlamentosunda kapalı oturum yapıp yapmayacağının tartışılması, HDP'nin varlığının hukuki problem olmasından çok, ulusal güvenlik meselesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. TBMM'de bugünkü kapalı oturumda konuşulacakların, sabah olmadan Moskova ve Suriye'ye harfi harfine taşınacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu tespitimizin karşısında 'Biz, buraya seçimle geldik. Halkımızı temsil ediyoruz' argümanlarından meşruiyet üretmeye çalışacaklardır. Lakin seçmen tercihi ile gelmek kimseye anayasal suç işleme ve bu ülkenin egemenlik haklarına karşı cephe alma hakkı vermez. Bu ülkenin mukadderatına ihanet etme hakkını hiç vermez."