Batman
Derince köyü sakinleri, yılın 4 ayını kaya tuzu üretimiyle geçiriyor. İlkbahar sonunda köyde başlayan tuz mesaisi, sonbaharda tamamlanıyor.
Dağlardaki doğal kaynak suyunun brandadan yapılan biriktirme havuzlarında toplanıp, suyun buharlaşmasıyla elde edilen kaya tuzu, uzun uğraş gerektiriyor.
Kentte zaman zaman 40 dereceyi aşan sıcaklıkta üretilen tuz sayesinde Derinceliler mevsimlik işçi olarak başka illere göç etmek zorunda kalmadan doğdukları topraklarda geçimini sağlıyor.
Kimyasal kullanılmadan doğal yöntemlerle üretilen kaya tuzu, köylüler tarafından kimi zaman yol kenarında satılıyor, çoğunlukla da sipariş üzerine bölge illerine gönderiliyor.
Kaya tuzu, özellikle salamura ürünler, kavurma, peynir ve turşu yapımında kullanılıyor.
"Bu köyün gelir kaynağı tuz"
Derince köyü muhtarı Cuma Yüksel, AA muhabirine, kaya tuzu üretiminin köyde yıllardır nesilden nesle devam ettiğini söyledi.
Köylülerin geçimini tuz üretiminden kazandığını, yılın 4 ayını tuz üreterek geçirdiklerini ifade eden Yüksel, ilkbaharın sonunda başladıkları üretimi sonbaharda düşen yağmurla sonlandırdıklarını belirtti.
"Sıcaklığın derecesi ne kadar yüksekse tuz hem güzel hem beyaz oluyor, üretimi de artıyor." diyen Yüksel, sıcakta çalışmanın ise çok zor olduğunu anlattı.
Yüksel, köyün tamamının tuz üretiminde çalıştığı için yaz sezonunda çalışmak için gurbete gitmediğini ifade etti.
"4 ay çalışıyor, ürettiğimiz tuzu satıyoruz. Bu köyde kimse mevsimlik işçi olarak başka yere gitmiyor. Bu köyün gelir kaynağı tuz. Bir sezonda yaklaşık 600-700 ton tuz üretiyoruz. Üretilen tuzu Diyarbakır, Muş, Bitlis ve Van gibi bölge illerine götürüyoruz. Bu işi babalarımız dedelerimizden devraldı, biz de babalarımızdan devraldık, bizden sonra da çocuklarımız devralacak." ifadelerini kullanan Yüksel, büyük emekle ürettikleri kaya tuzunun tamamını yeni sezon gelmeden sattıklarını söyledi.
"Tuz olmasaydı mecburen gurbete gideceklerdi"
Yaklaşık 20 yıldır tuz üretimi yapan Serhat Yüksel, doğal kaynak suyunu bir hafta, 10 gün dinlendirdikten sonra kurumaya bıraktıklarını anlattı.
Yüksel, "Hava sıcak oldu mu tuz daha temiz çıkıyor. Kuruduktan sonra torbalara dolduruyor ve satıyoruz." dedi.
Bir kısmını makinede öğüterek sofralık tuza dönüştürdüklerini dile getiren Yüksel, isteğe göre bu şekilde de satışını yaptıklarını aktardı.
Yüksel, üretiminden paketlenmesine ve satışına kadar her işlemi kendilerinin yaptığına işaret ederek şunları kaydetti:
"Hava sıcaklığı tuz için iyi ama bizim için iyi değil. Sabah 05.00'te başlıyor 10.00'a kadar çalışıyoruz. Daha sonra 17.00'de başlayıp 20.00'ye kadar tekrar çalışıyoruz. Sıcakta çok zor. Köyün tamamı bu işte çalışıyor, başka gelir yok. Tuz olmasaydı bizim köyde hiç kimse kalmazdı, mecburen gurbete gideceklerdi. Ama Allah'a şükürler olsun burası kapımızın önü, burada çalışıyoruz."
"Kaya tuzu bizi burada tutuyor"
Üreticilerden Cenbeli Yüksel de tuz üretimini çocuklarına ve torunlarına bırakacaklarını dile getirerek, "Güneşin altında çalışıp tuz üretmek zor. Zorlukla tuz üretiyoruz ama yine de evimizdeyiz, gurbete gitmiyoruz. Bu olmasaydı yaz aylarında mevsimlik işçi olarak batıya veya Karadeniz'e fındık toplamaya giderdik. Gençlerimiz de bizimle birlikte, yanımızdalar. Kaya tuzu bizi burada tutuyor, gelir kaynağımız budur. Geçimimizi bununla sağlıyoruz." ifadelerini kullandı.
Resul Demir ise Siirt'in Veyselkarani beldesinde yaşadığını, yakınlarını ziyaret için Elazığ'a giderken uğradığı Derince köyünden tuz satın aldığını anlattı.
Peynir yapımında kaya tuzu tercih ettiğini belirten Demir, "Bu tuz doğal olduğu için peynir bozulmuyor. Akrabalarım da istedi, onlara hediye olarak götüreceğim. Evde de sürekli kullanıyoruz." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com