Düzce'de 12 Kasım 1999 Depremi'nde enkaz altında kalarak bir bacağını kaybeden Burhan Şen ile bir kolunu kaybeden İlhan Ergelen, bir yandan çalışıp hayata tutunurken diğer yandan depremde kaybettikleri çocuklarının acısını unutamıyor.
Depremin merkez üssü olan Kaynaşlı ilçesinde köfteci dükkanı olan Burhan Şen, iş yerinin bulunduğu 9 katlı binanın yıkılması sonucu enkaz altında kaldı.
Ayağının üstüne düşen beton parçasının uzun süre kaldırılmasını bekleyen Şen, enkaz altından çıkarılıp ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Bir bacağını kaybeden Şen, kaldırıldığı Ankara'daki hastanede yaklaşık 1 ay tedavi gördü.
Şen'in enkazda kalan 17 yaşındaki oğlu ise hayatını kaybetti.
"Acıları içimize attık"Ankara'daki tedavisinin ardından işini sürdürerek hayata tutunan Burhan Şen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, depremde enkaz altından yaralı çıkarıldığını, oğlunun ise hayatını kaybettiğini söyledi.
Oğlunun yaşamını yitirmesine şahit olduğunu, kendisini de en çok bunun üzdüğünü anlatan Şen, şöyle devam etti:
"Aynı böyle bir işletmem vardı. İş yerimde 9 kişi öldü. Biri benim 17 yaşındaki oğlumdu. O öleceğine ben ölseydim. Ben sol ayağımı kaybetmekle kurtuldum. Altı saat enkaz altında kaldım. Görecek günümüz varmış. Deprem insanı öldürmüyor. İnsanı öldüren; eksik yapılan binalar. Malzemeleri eksik binalar insanları öldürüyor. Binaların her şarta dayanıklı olması gerekiyor."
Zor bir süreç geçirdiklerini dile getiren Şen, "Her şey Allah'tan. Zamanla her şey oturdu. Yine hayata bağlandık, işimizi devam ettiriyoruz. Yaşamak için yine çalışıyoruz. Çalışmamız gerekiyor. Acıları içimize attık." dedi.
"Orada hiç ümit yoktu ama Mevla'm yaşamayı nasip etti"İlhan Ergelen de depreme kalorifer görevlisi olarak çalıştığı binanın bodrum katında ailesiyle yakalandı.
Ergelen, yaklaşık 11 saat sonra Türkiye Taşkömürü Kurumu tahlisiye ekibince eşi ve 6 yaşındaki oğluyla enkazdan çıkarıldı. Ekipler, Ergelen'in 3 yaşındaki kızının ise cansız bedenine ulaştı.
Ergelen, depreme akşam evde yemek yerken yakalandıklarını söyledi.
Enkaz altında kaldıklarını ve kurtarılıncaya kadar ümitsizliğe kapıldığını anlatan Ergelen, "Üzerimizde 7 kat vardı. O an bina komple üzerimize çöktü sandım. Meğer tek kat çökmüş, bunu sonradan öğrendik. Hanımla o zaman 6 yaşında olan oğluma 'Bizi kurtarırlar.' diye teselli veriyordum. Oysa ki sıkışık olan bendim. Orada hiç ümit yoktu ama Mevla'm yaşamayı nasip etti." ifadelerini kullandı.
Ergelen, depremin ardından malulen emekli olduğunu belirterek, çocuğunun eğitim masraflarını karşılamak için simit satarak çalışmayı sürdürdüğünü söyledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com