"Asrın felaketi" olarak nitelendirilen 17 Ağustos 1999 depreminin izlerinin 21 yıldır sürdürülen çalışmalarla silindiği Kocaeli ve Sakarya, "Türkiye'nin sanayi üssü" olmaya devam ediyor.
Depremi yaşayan Kocaeli'de vatandaşlar kadar sanayi de bu durumdan etkilendi.
Kocaeli Sanayi Odasının (KSO) çalışmasına göre, depremden sonra kentte 200'e yakın firma ya bölgelerini değiştirmek istedi ya da bölgeden taşınmak durumunda kaldı.
Depremden sonra yaralarını saran Kocaeli sanayisi, başta otomotiv, otomotiv yan sanayi ve petrokimya alanında olmak pek çok sektörde yaptığı üretimle adından söz ettiriyor.
"Kentte depremin izleri pek kalmadı"KSO Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, AA muhabirine, Kocaeli'nin 17 Ağustos'ta büyük bir doğal afet yaşadığını ve depremden sanayinin çok etkilendiğini belirterek, o süreçten sonra bazı firmaların üretime dönemediğini, bir kısmının ise toparlandığını kaydetti.
Zeytinoğlu, kendi fabrikasının da depremde yıkıldığını ancak yeni yatırımla üretime devam ettiklerini dile getirerek, "En büyük hasarlı firmalarımızın başında Tüpraş geliyordu. Pirelli de önemli hasarı olan firmalarımızdandı. Onlara tek tek baktığımızda Tüpraş, Türkiye'nin en büyük şirketi olmaya devam ediyor. Pirelli de çok uluslu oldukları için anında yaralarını sarabildi. Yerli olup küçük olan birçok sanayi şirketimiz maalesef deprem nedeniyle ya işlerini terk etti ya da bulundukları mekanlardan taşındı." diye konuştu.
Kentte depremin izlerinin pek kalmadığını belirten Zeytinoğlu, şöyle devam etti:
"Kocaeli hala sanayi üretim üssü olmaya devam ediyor. Yapılan değişikliklerle yeni binalar artık çok daha üst seviye depremlere dayanıklı hale geldi. Bilhassa fabrikalarda olağanüstü tedbirler alındı. Sanayinin yapılaşması da benzer bir şekilde oldu. İmar değişikliklerinden sonra sanayi tabii daha hızlı davranır, ihtiyaçları daha hızlı gündeme gelir ve yapımı da daha hızlı olur. Binalarımızı artık çelik yapıyoruz, betonarme binalar sanayide yok gibi diyebiliriz. Dolayısıyla o uyumu sanayi olarak biz çok hızlı şekilde yaptık. Depremsellik açısından baktığımızda bizim hazır olduğumuzu söyleyebilirim ama Allah inşallah bir daha böyle bir afeti bize göstermez."
Sakarya ekonomisini 33 kat büyüttüDepremde büyük yıkımın yaşandığı Sakarya, 21 yılda kentsel dönüşümünün yanı sıra sanayideki atılımlarla da öne çıkarak ekonomisini 33 kat büyüttü.
Kentte afet sonrası başlatılan çalışmalarla yeni yerleşim alanları oluşturulurken, sanayici ve yatırımcılara sağlanan teşviklerle iş dünyası desteklendi.
Sakarya, otomotiv sektöründeki tecrübeli ve nitelikli istihdamı, nüfus için hazırlığı ve özellikle lojistikteki ayrıcalıklı özelliğiyle öne çıkıyor.
Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Akgün Altuğ, AA muhabirine, Türkiye'nin bir deprem ülkesi, kentin de bir deprem şehri olduğunu belirterek, olası afetlere karşı her an hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi.
Altuğ, depremde il genelinde 70 bin 222 konut ile 11 bin 480 iş yerinin hasar gördüğünü, sanayi kuruluşlarının yüzde 30'unun tamamen yıkıldığını, 125'inin ise ancak uzun süre bakım ve onarım yapıldıktan sonra üretime geçebildiğini aktararak, şöyle devam etti:
"133 sanayi kuruluşunun ve KOBİ'nin deprem sebebiyle ağır hasar görmesi sonucu işsizlik oranı yüzde 40 seviyesine ulaşmıştır. Diğer yandan depremde yaşanan ölümler, hastalık ve sakatlıklar sebebiyle kentte önemli bir iş gücü kaybı yaşanmıştır. Şehir göç vermiştir. Depremin ardından geçen 21 yılda Sakarya pek çok alanda büyük gelişme kaydetti. Alt ve üst yapısı yeniden kurulmuş bir şehir oldu."
"Üreten bir şehiriz"Sakarya'nın beklenmeyecek bir şekilde ekonomik ve üretim anlamında gelişme gösterdiğine işaret eden Altuğ, "1999 yılı itibarıyla yaklaşık 180 milyon dolar ihracat yapmışız. Bugün ihracatta 6 milyar doları aştık. Yani şehrin ekonomi ve üretim anlamında nerelerden nerelere gittiğini çok net açıklayan bir rakam. Nüfus 600 bin civarındaydı, şimdi 1 milyonu aştı. Bunun sebebi üreten bir şehir olmamız. Hem sınai anlamda hem de tarımsal anlamda cidden üreten bir şehiriz, bu şekilde de devam edeceğiz." diye konuştu.
Altuğ, kentteki OSB sayısının 3'ten 11'e yükseldiğini belirterek, 1999'da SATSO'nun 1266 faal üyesinin olduğunu, bugün ise bu sayının 8 bin 849'a çıktığını bildirdi.
Özellikle yeni organize sanayi bölgeleri, mevcut sanayi alanlarının büyüme alanları, buralara hem ülke içinden hem de yurt dışından gelen yatırımcıların, şehrin hem üretim hem de istihdam anlamında büyümesine katkı sağladığını vurgulayan Altuğ, "Çok ciddi bir jeopolitik özelliğimiz, avantajımız var. Bu özelliğimizi korumaya gayret ediyoruz." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com