BARTIN - Yalçın Çelen
Bartın'da tarih öğretmeni Ali Rıza Yılmaz, 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'nda görev yapan gazi dedesi Ali Yılmaz’dan kalan Enver Paşa imzalı İstiklal Madalyası ve beratı, dönemin Filistin haritası, Osmanlı dönemine ait vergi tahsilat makbuzları, tapular ve Osmanlı Türkçesiyle yazılmış mektupları, üniversite yıllarından bu yana özenle saklıyor.
Bu tür tarihi vesikaların, geçmişten bu yana aktarılan tarihi, siyasi ve kültürel değerleri temsil ettiğine inandığını belirten Yılmaz, atasından devraldığı ve bir dönemi yansıtan belgeleri, Bartın Kent Müzesi'nde sergilemeyi planlıyor.
"Gazi torunu olmak gurur veriyor"Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dedesinin 1. Dünya ve Kurtuluş savaşlarında görev yaptığını söyledi.
Dedesinin Osmanlı gazisi olduğunu bilmenin kendisine gurur verdiğini dile getiren Yılmaz, "Dedem bölgede tanınan, 'Ali Molla' diye tabir edilen biridir. Tüm belgelerini sandıkta muhafaza etmiş ve bunlar bana kadar ulaştı. Ben üniversiteye başladıktan sonra o belgelerin hepsini toparlayıp bir kenara koydum. Hepsi sapasağlam." diye konuştu.
Yılmaz, elindeki belgeleri Bartın Kent Müzesi'nde sergilemek için yetkililere başvuruda bulunacağını da sözlerine ekledi.
"Belgelerle, gerçek hikayeleri yakalama fırsatı buluyoruz"Belgeleri inceleyen Bartın Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hasan Hüseyin Güneş de belgelerin, ailenin elinde olmasının önemli olduğunu anlattı.
Belgelerin en önemlilerinden birinin Filistin haritası olduğuna değinen Güneş, "Bu haritada Hicaz Demir Yolu'ndan tutun da Kudüs ve Filistin havalisindeki şehirlerin ulaşım bilgileri var. İmparatorluğun çok küçük bir vilayetinin, kasabasının, köyünden bir insanın bu şekilde mobilize edilmesi, dönemin Osmanlı algısıyla ilgili; yıkılmış, perişan olduğu söylenen devletin aslında böyle olmadığını anlamamızı sağlayabiliyor." şeklinde konuştu.
Güneş, 1. Dünya Savaşı'nın yüzüncü yılının idrak edildiğine dikkati çekerek, "Pes eden bir Almanya ordusuna mukabil, birçok cephede savaşı devam ettirmiş Osmanlı ordusunun, bu mikro bilgileri birleştirdiğimizde, bu direnci nasıl gerçekleştirdiğini ortaya koyabiliyoruz." dedi.
"Bu tür belgelerle o döneme ait gerçek hikayeleri, mikro tarihçilik üzerinden yakalama fırsatı buluyoruz." diyen Güneş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Maalesef aileler bu belgelerin kıymetini çok iyi bilemiyor. Şehir müzelerinin, şehir üniversitelerinin ailelere bir şekilde ulaşıp, bunları temin etmesi, muhafaza altına alması icap ediyor. Yoksa bu belgeler yok olmakla yüz yüze."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com