?>

Davutoğlu: Güvenlik özgürlüğün olmazsa olmaz şartıdır

Başbakan Davutoğlu, Özgecan Aslan’ın öldürülmesinin ardından idam ve hadım konusundaki tartışmalar üzerine, ’’İndirime tabi olmayacak şekilde, 36 yıl, hücre hapsi olmak da dahil üzere bir ceza söz konusu’’ dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, Esenboğa Havalim

Genel - 10 yıl önce

Başbakan Davutoğlu, Özgecan Aslan’ın öldürülmesinin ardından idam ve hadım konusundaki tartışmalar üzerine, ’’İndirime tabi olmayacak şekilde, 36 yıl, hücre hapsi olmak da dahil üzere bir ceza söz konusu’’ dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Esenboğa Havalimanı’nda Bakanlar Kurulu sonrası ve Pakistan temasları öncesi basın toplantısı düzenledi. Bakanlar Kurulu’nda önümüzdeki yasama faaliyetlerinin ele alındığını belirterek, "Yarın İç Güvenlik ve Özgürlüklerin Korunması Reform Paketi’ni görüşmeye başlayacağız. Buradan bir kez daha muhalefet partilerine seslenmek istiyorum. Bu yasa 6-7 Ekim olaylarında söz konusu olan gelişmeler nedeniyle gündeme gelmiştir. Bir toplumsal ihtiyaçtan kaynaklanmıştır ama sadece güvenlik tedbirleriyle ilgili değildir. Bu yasa çerçevesinde ayrıca günlük hayatı kolaylaştıran birçok önemli husus, devrim mahiyetinde değişiklikler yapılmıştır. Pasaport almanın kolaylaştırılmasına kadar nüfus işlemlerinde reformlar içeriyor. Bonzai ile mücadele bağlamında unsurlar ihtiva ediyor. Jandarmanın İçişleri Bakanlığına bağlanması ve tayin işlerinde İçişleri Bakanlığı’na bağlanması konusunda önemli unsurlar ihtiva ediyor. Konuyu salt güvenlik odaklı ele almak doğru değil. Güvenlik özgürlüğün olmazsa olmaz şartıdır.
MOLOTOF, ÖZGÜRLÜK ALANI DEĞİLDİR...
Güvenliğin olmadığı yerde özgürlüğün yok edildiğini Suriye’de, Ukrayna’da yaşanan gelişmeleri hepimiz gözlemledik. Bu yasaların hepsi, AB standartlarında yasalardır, bu yasa içindeki bütün unsurlar tek tek karşılaştırma yapılmıştır. Molotof kokteyli konusundaki hassasiyetimiz bugün yaşanan gelişmelerde bir kez daha ortaya koydu. Bir göstericinin TOMA içine attığı molotof kokteyliyle bir güvenik görevlimiz, polisimiz yaralandı. Bunlar da gösteriyor ki molotof kokteyli özgürlük alanı değildir. Buradan hareketle meclis çalışmalarının kesinlikle bir gerginlik ortamına dönmemesi temennimizdir. Bu konuda muhalefet partilere çağrı da yapıyorum. Bir iki hafta geciktirdik. Varsa bir öneriniz getirin dedim. Şu ana kadar hiçbir öneri getirilmedi, makul birşey söylenmedi. Muhalefet etmek için muhalefet etmek, seçim ortamında Türkiye’yi kaosa sürüklemek gibi hesap varsa TBMM buna boyun eğmez, AK Parti buna boyun eğmez. Türkiye’de özgürlüklerin vurgulanabilmesi güvenliği teminat altına almak için tereddüt etmeyiz. Bütün partilerimizin sağduyulu yaklaşıp toplumsal ihtiyaca tekabül eden bu yasanın gelişmesi için gayret sarfedeceğine inanıyorum. Bu yasama faaliyeti konusunu kapsamlı değerlendirme yaptık" ifadelerini kullandı.
ÖZGECAN HEPİMİZİN KIZIDIR...
Açıklama sonrası gazetecilerin sorularını cevaplayan Davutoğlu, bir gazetecinin, "Özgecan Aslan’ın öldürülmesinin ardından idam ve hadım konusundaki tartışmaları’ sorması üzerine, "Bu öylesine bir vahşet ki yaşadığımız travma o kadar yoğun ve derin bir travma ki. Özgecan hepimizin kızıdır. Hepimiz bu olaydan etkilendik. Bu konuda hiçbir ceza böyle bir suçun karşılığı değil. İnsanlık vicdanını ötesinde bir suçtan bahsediyoruz. O açıdan bu yaklaşımı hepimiz paylaşıyoruz. Ancak, bu konularda adaletimizin vereceği ceza en şiddetli ceza olacaktır. Nihai karar yargıya aittir. Son yaptığımız düzenlemelerle, bunun kapsamını ve müeyyidesini, cezalarını ağırlaştırdık. Burada da muhtemelen en sert ceza verildiğinde ağırlaştırılmış müebbet hapis, indirime tabi olmayacak şekilde, 36 yıl, hücre hapsi olmak da dahil üzere bir ceza söz konusu. Bugünkü altyapı ve hukuki çerçevede en sert cezayı bu saldırganların hakettiğine inanıyoruz" açıklamasında bulundu. Bütün vatandaşlara çağrıda bulunan Başbakan Davutoğlu, "Hepimizin bu meselenin ortak bir mesele olduğu bilinciyle hareket etmemiz lazım. Tedbiri alırız, bu konuda en şiddetli cezalar verilebilir ama esas itibarıyla ev ortamından başlamak üzere, eğitimde ve heryerde şiddet kültürüne karşı yeni nesillere bilinçlendirmektir. Bu konuda toplumsal seferberlik yapmayı düşünüyoruz. Toplumun her katmanını bütün şiddet kültürünün yok edilmesi için çok geniş kapsamlı bir faaliyet temposu içine gireceğiz" diye konuştu.
ÇÖZÜM SÜRECİ...
Çözüm süreci konusunda HDP’nin İmralı heyetinin yaptığı açıklamaların sorulması üzerine Davutoğlu, "Çözüm süreci temelde demokratik siyaseti önceleyen bir süreçtir. Demokratik siyaset benimsendiğinde ise bu siyaset içinde silaha, şiddete, teröre yer yoktur. Herhangi bir kesim çözüm sürecini istiyorsa öncelikle silahlarını terkedeceğini ve şiddet kültürünü, şiddetin her türlüsünü reddedeceğini ifade etmeli. Türkiye’de demokrasi kökleşmiştir. Herkes bütün taleplerini normal hukuk düzeni içinde dile getirmektedir. Böyle bir ortamda bu imkan varken hala silah üzerinden birşey elde edeceğini düşünenler çözüm sürecinde samimi olamazlar. 2013 Nevruz’unda biz bu noktadaydık. Bir an önce silahlı unsurların Türkiye’yi terketmesiyle, silahlı ve şiddete dayanan herhangi bir eylemin benimsenmemesi konusunda bizim tutumumuz açıktır. Yeni bir sivil anayasaya için seçime gidiyoruz, herşeyi bu çerçevede konuşmaya hazırız ama silahlı yöntemi bir yöntem olarak benimseyip, ondan sonra bu yöntemi de içine de alacak bir çözüm süreci düşünülüyorsa burada samimiyetten bahsedilemez. Bizim tavrımız son derece açıktır. Çözüm sürecini ileri bir aşamaya getirmekte kararlıyız. Bu konuda da toplumda büyük destek vardır. Sosyal, psikolojik ortam hazırdır. Sosyal ortam hazırdır. Bunun gereğini yapmak konusunda herkes gerekli adımları atmak durumundadır" dedi.
İÇ GÜVENLİK PAKETİ...
"Güvenlik Yasası ise boşluktan çıkmadı" diyen Davutoğlu, "Bu konuda, HDP, CHP, MHP’yi anlamak mümkün değil. Zaten İçişleri Bakanlığı’nda yürüyen reform çalışması vardı. Bütün bu unsurlar zaten çalışılırken 6-7 Ekim olayları yaşandı. Aradan 5-6 ay geçti diye kimse 6-7 Ekim olaylarının unutulmasını beklemesin. Failleri yakaladık. Üzerine gittik. Kamu düzeni dedik. Devlet otoritesini sağlamıyorsun diyen CHP, MHP şimdi molotof kokteylini savunmaya halkı direnmeye çağırıyorlar. Bonzaiyi neredeyse savunuyorlar. Burada polis aramasının gerekçelerini anlattım. Şu anda bir ihbar gelse karşı yoldan geçen arabada uyuşturucu var diye gerekli izin alınıncaya kadar o araba gözümüzün önünden gider, bir sürü gencimizi zehirler. Bu noktada, ortadan gerekli deliller olduğunda, polisimize tanınan yetkiler dünyanın her yerinde tanınan yetkilerdir. 6-7 Ekim olaylarında en fazla rahatsız eden husus şuydu, polis gözaltına alıyor ama 24 saat tutabileceği için 7 Ekim’de aynı provokatör karakolun öbür kapısından çıkıp molotof kokteyli ile saldırıyor. Getirdiğimiz yeni düzenleme Fransa’daki düzenlemenin aynısıdır" ifadelerine yer verdi.
CHP İLE MHP HESAP VERSİN...
Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti: "Bugün bu güvenlik reformuna bir anlamda eleştiri getirenlerin bir kısmı artniyetlidir. İsterler ki Türkiye’de kaos ortamına zemin olsun, istedikleri zaman sokakları kontrol altına alabilsinler, ellerinde molotof kokteylleriyle devlet binalarına saldırabilsinler, yüzlerine maskelerle kapatıp, Kur’an kurslarını yakabilsinler, güvenlik gücünün üstüne yaksınlar. bir otobüste bir genç kızımızı yaksınlar. Özgecan kızımız için nasıl üzüldüysek otobüste molotof kokteyli ile yanan kızımız için aynı şekilde üzüldük. Çözüm süreci ile güvenlik paketi arasında irtibat kuranlar önce 6-7 Ekim olayları arasında ne tür bir provokatif eylem içinde olduklarının hesabını versinler. Biz çözüm sürecinin kararlı şekilde ilerletecekken niye 6-7 provokasyonlarına yöneldiklerinin hesabını versinler. CHP ile MHP de o gün yaptıkları çağrının bugünkü takındıkları tutum arasındaki büyük uçurumun hesabını versin. Yarın TBMM’de bu yasa çıkacak, çözüm süreci de yürüyecek. Bu yasayı çözüm sürecinin karşısına koyanlara da söylüyorum. Kamu düzeni çözüm sürecinin alternatifi değildir. Çözüm süreci varsa kamu düzeni olmayabilir dediğiniz anda Suriye tabloları ortaya çıkar. Hem kamu düzenini sağlayacağız hem çözüm sürecini kararlılıkla yürüteceğiz. Güvenlik paketi, adımlar atılması konusunda hiçbir şekilde alternatif düşünce geliştirmemiz söz konusu değil" dedi.
HAKAN FİDAN'IN İSTİFASI...
Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarlığı’ndan istifa etmesinin ardından yeni MİT Müstaşarının kim olacağının sorulması üzerine Davutoğlu, "Devlette süreklilik esastır. Yeni bir müsteşar konusunda isimlendirme olduğunda kamuoyunun bilgilerine sunulur. Devlet içinde süreklilik kesintisi olmaz" dedi.
Haftanın Öne Çıkanları

Kayıptı ! Baraj gölünden cesedi çıktı

2015-02-16 21:14 - Genel

Türk büyükelçiden Yunan bakana tebrik

2015-02-14 02:03 - Gündem

Gizem’in katiline ağırlaştırılmış müebbet

2015-02-13 14:54 - Genel

Kıyafetleri olmayınca okula gidemediler

2015-02-10 09:40 - Genel

Kayıp çiftin cesetleri bulundu

2015-02-14 13:50 - Genel

Almanya’nın önemine dikkat çekti

2015-02-13 16:28 - Genel

Ağlatan reklam

2015-02-12 03:43 - Genel

Karla gelen güzellik

2015-02-13 04:09 - Dünya

3. havalimanı topografik açıdan en doğru yere inşa ediliyor

2015-02-13 03:53 - Eğitim

Yurtta hava: Kar, yağmur, karla karışık...

2015-02-14 11:50 - Dünya

İlgili Haberler

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 'Yarısı Bizden' kampanyasıyla ilgili soruları cevapladı

20:30 - Genel

Günün Manşetleri

İran lideri Hamaney, Netanyahu'nun idam edilmesi gerektiğini söyledi

12:17 - Dünya

UNICEF: Haiti'de çeteler tarafından silah altına alınan çocukların sayısı 2023'te yüzde 70

12:13 - Dünya

Rusya Enerji Bakan Yardımcısı Sorokin, Türkiye'de gaz merkezi oluşturulmasını değerlendirdi

12:07 - Ekonomi

Türkiye'nin "parlamento tarihi" dijital arşive aktarılıyor

11:58 - Gündem

Litvanya'da kargo uçağının düşmesi sonucu 1 kişi öldü, 4 kişi yaralandı

11:52 - Dünya