AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, ATO Congresium’da düzenlenen AK Parti 5. Yerel Yönetimler Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, “Biz genel olarak şehirlerimizi üçe ayırabiliriz. Birinci olarak tarihi dokusuyla öne çıkan şehirler, ikinci olarak bu şehirlerimizin kendilerine özgü kimliklerine, ihtiyaçlarına uygun olarak hizmetlerimizi üretmekle görevliyiz. O şehrin tarihi mekanlarını yeniden gün yüzüne çıkarıyor restore ediyoruz. Güzel Amasya’mızı da böyle bir şehrin sembolü olarak ifade ediyorum.
Tarihi dokuyla bezenmiş şehirlerimizin hepsini kendi özgün mimarisiyle koruyup geliştireceğiz. Şimdi de TOKİ eliyle yapılan yeni binalar için şehrin tarihi mimarisine uygun olmayı şart getirdik. İnşallah TOKİ artık şehirlerimizin tarihi mirasına uygun binalar üretecek. TOKİ Başkanımıza net talimatlar verdim.
Bizzat görmediğim hiçbir TOKİ projesi hayata geçirilmeyecek ve şehirlerimizde şehrin özgün mimarisine aykırı tek bir TOKİ inşaatı yapılmayacak. İkinci grup şehirlerimiz tarihi kimliği muhafaza etmekle birlikte hızla büyüyen şehirler. Bu belediyelerimizin artan nüfus karşısında hızla gelen göç karşısında ekonomik ihtiyaçlar karşısında acil çözümler üretmesi gerekiyor. Üçüncü olarak da metropol şehirler nüfus çeşitliliği, etnik ve kültürel çoğulculuğu itibariyle adeta Türkiye’nin özeti olan bu şehirlerimizde mesela İstanbul’umuzda, Ankara’mızda çok yönlü ve büyük projelerle hizmet üretmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
“İSTANBUL’UMUZDA DA TARİHİ DOKUYA AYKIRI HİÇBİR YAPILANMAYA İZİN VERMEYECEĞİZ”
Son 2-3 ay içinde ziyaret ettiği bütün şehirlerde, Doğu ve Güneydoğu’da terörle mücadelede öncü olan şehirlere yaptığı ziyaretlerde belediye başkanlarından ayrıca brifingler aldığını söyleyen Davutoğlu, “Mardin tarihi dokusuyla öne çıkan bir şehirdir. Gittiğim zaman bu tarihi dokunun, Ulucami’nin, Kasımiye’nin bütün o tarihi dokunun korunması talimatını verdim. Van tarihi dokusuyla hızla gelişen bir şehir, aynı talimatı orada verdim. Manisa’mıza gittim batıda, tarihi dokuyla birlikte gelişen sanayinin ve tabi dokunun korunması talimatını verdik.
Geçtiğimiz hafta Diyarbakır’a ve Şanlıurfa’ya yaptığımız ziyaretlerde de her iki şehrin tarihi dokularının aynen muhafazası, hızla artan nüfusa cevap teşkil edecek şekilde tarihi dokuya uygun yeni bölgeler, beldeler inşa edilmesi konusunu da paylaştım. Şanlıurfa’nın, Diyarbakır’ın, Van’ın, Manisa’nın gittiğimiz her şehrin tarihi dokusu korunacak. İstanbul’umuzda da tarihi dokuya aykırı hiçbir yapılanmaya izin vermeyeceğiz.
Dikey mimari yerine İstanbul’un dokusuna uygun yatay mimariyi esas alacağız. Önümüzdeki günlerde benzer şekilde Ankara’mızla ilgili olarak da Büyükşehir Belediye Başkanımız ve ekibiyle biraraya gelecek, Ankara’mızda bütünleşen projeye ağırlık vereceğiz. Biblo gibi şehirlerimizi koruyacağız, gelişen şehirlerimizin ihtiyaçlarını karşılayacağız. Şehirlerimizde mimariyi her yönüyle oluşturmak bizim görevimizdir. AK Parti iktidarları olarak şehirlerimizin tarihi kimliğinin bozulmasına asla izin vermeyiz” açıklamasında bulundu.
“HOCANIZDA SON NEFESE KADAR GENÇLİĞİN YANINDA OLACAK”
Salondaki “Gençlik seninle gurur duyuyor” sloganları üzerine Davutoğlu, “Gençlik bizim varlık sebebimizdir. Gençlik bizim aşkımız, sevdamızdır. Gençlik bu memleketin gelecek teminatıdır. Şehirlerimizin geleceği de gençlerimize ait olacak. Gençler bana 81 vilayeti saydıracaksınız ama bilin ki sizin yüreğinizden gelen bu sese bende cevap veriyorum. Hocanızda son nefese kadar gençliğin yanında olacak. Son nefesime kadar her yerde gençlerle yürüyecek, gençlerle kol kola, omuz omuza yeni Türkiye’yi inşa edeceğiz inşallah. Arkasında böylesine dinamik, coşkulu, sevdalı bir gençlik olan bir siyasi hareketin lideri olmak en büyük meziyettir” şeklinde konuştu.
“MİLLETE HİZMET ETMEK İÇİN KENDİSİNE EMANET EDİLEN BELEDİYE İMKANLARINI TERÖRİST FAALİYETLERİN LOJİSTİĞİNDE KULLANAN BAŞKANLAR VAR”
Şehir idaresinin aynen devlet idaresi gibi olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:“Bir şehir yönetiminde yakınları öne çıkaran, nepotizmi öne çıkaran bir yaklaşımı asla kabullenemeyiz. Bunu yapan kim olursa olsun ona gerekli tavrı gösteririz. Ehil ve liyakat sahibi insanların elinde gerçek değerini bulur. Kullandığımız kaynakların Türkiye’nin kaynakları olduğunu hiçbir zaman unutmayacağız. Bu nedenle de artık keyfiyete, niteliğe daha çok dikkat edecek, önem vereceğiz. Kültür merkezleri yapın mutlaka.
Ama o kültür merkezlerinin özellikle de gençlerimiz tarafından doldurulmasına kafa yorun. Şehir aidiyetini geliştirecek olan o şehrin belediye başkanlarıdır. Eskiden belediye başkanlarına şehremini denirdi. Yani şehrin emanet edildiği emin kişi. Sizler her biriniz bizim nezdimizde emin kişisiniz. Ne yazık ki günümüzde halkın teveccühüyle belediye başkanlığı makamına geldikleri halde şehremini sıfatını hak etmeyenler var.
Millete hizmet etmek için kendisine emanet edilen belediye imkanlarını terörist faaliyetlerin lojistiğinde kullanan başkanlar var. Belediyeye ait iş makinelerini yöre halkının can güvenliğine, huzuruna kast etmek için kullanan, çukurlar kazdıran başkanlar var. Milletin verdiği oyları özerklik hezeyanlarıyla suistimal eden, hizmet için alınan iş makinelerini çukur kazmak için kullanan, alt yapı sorunlarına çözüm üretmek, park bahçe yapmak için merkezi bütçeden gönderilen ödeneği yıkımda harcayan belediye başkanları var. Sizler imar başkanlarısınız, belediye başkanlarısınız, onlar tahrip belediye başkanları. Biz ne yerel yönetimler ne de merkezi yönetim olarak farklı partilerdeki belediyelere farklı davranmıyoruz. Ayrımcılık yapmıyoruz. Milletin emaneti olan bütçeyi hukuk, yasalar çerçevesinde kimin ne hakkı varsa adilane paylaştırıyoruz.”
“İŞTE HODRİ MEYDAN, 316 MİLLETVEKİLİ İMZALARINI ATTILAR”
"Teröre destek veren, terör örgütünün sözcülüğünü savunan milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırmak için dün AK Partili milletvekilleri tam bir kadroyla omuz omuza, 316 imzayla TBMM’ne yasa teklifi verdiler" diyen Davutoğlu, "Yıllardır bizim dokunulmazlıkların kaldırılmasından tedirgin olacağımızı zannedip meydan okuyanlara şunu söyledim bir ay kadar önce, madem meydan okuyorsunuz işte hodri meydan, 316 milletvekili imzalarını attılar. Yüce Meclis'i terör destekçiliğinin zırhı haline getiren milletvekillerini yargı önüne çıkarmak için harekete geçtik. Ancak CHP terör sözcüsü haline gelen milletvekillerine kendisini siper etmek amacıyla dokunulmazlıkların kaldırılmasını teklif eden bu girişimimize destek vermedi.
Biz muhalefeti mazeretsiz bırakmak için bu teklife de ‘evet’ diyerek, Meclis’i meşgul etmeyecek bir yasa teklifiyle fezlekeleri yargıya intikal ettirme önerisini geliştirdik. Günlerdir, hatta yıllardır kamuoyunu dokunulmazlıklarla meşgul eden CHP’den ses çıkmıyor. Çıkmaz, çünkü onlar kendilerinden korkarlar. Dokunulmazlık kalktığında mahkemede hesap veremeyeceklerini düşünürler.
Bizim 316 milletvekilimize bu imzalarla şunu dedik; biz bu dünyevi mahkemelerde de, uhrevi mahkemede de her an hesap vermeye hazırız, meydandayız, meydanda olacağız. Bizi kimse dokunulmazlıklarla korkutamaz. Kimin mahkemelerden korktuğu kimin korkmadığı, kimin alnının kara, yüreğinin de kapkara olduğu ortaya çıkacak. Günlerdir ağza alınmayacak hakaretlerle meşgul olan Kılıçdaroğlu, nezaketsizlik rekoru kırmaya yöneleceğine neden dokunulmazlıklar konusuna girmiyor. Kendi fezlekelerinin de yargıya intikalinden mi çekiniyorsun Kılıçdaroğlu” dedi.
“CHP'NİN BAŞINDAKİ HASTA ADAM OLAYI BIRAKTI, SAPIĞI DA BIRAKTI BİZE SALDIRMAYA BAŞLADI”
Birkaç hafta önce Karaman'da herkesin vicdanını derinden yaralayan bir vakanın yaşandığını hatırlatan Davutoğlu, şöyle konuştu:
“İlk günden itibaren parti ve hükümet olarak bu olayın üzerine gittik. 600 yıl hapisle yargılanan aşağılar aşağısı bu sapığın hak ettiği cezanın mevcut ceza yasamızda bulunmadığından duyduğumuz üzüntümüzü paylaştık. Diyor ki Kılıçdaroğlu, ‘Niye sesiniz çıkmadı?’. Açsın baksın konuşmalarıma olay ortaya çıktığı anda kamuoyuna hitap ederek, ‘Bu sapık alçaklar alçağıdır, aşağılar aşağısıdır’ diye ilk konuşan benim. Bizim hiçbir kötü eylemin yanında durmamız mümkün değil. Hal böyle olmasına rağmen CHP'nin başındaki hasta adam olayı bıraktı, sapığı da bıraktı bize saldırmaya, bakanımıza saldırmaya, hızını alamayıp sağa sola saldırmaya başladı.
Dünkü konuşmalarıyla bir kez daha tedaviye muhtaç patalojik bir vaka olduğunu gösterdi. Girdiği tüm seçimleri kaybetmiş. Önce tıbbi muayeneden, sonra ahlaki dersten geçirmek lazım Kılıçdaroğlu’nu. Girdiği tüm seçimleri kaybetti. Son zamanlarda bulunduğu koltuğu muhtaç olduğu paralel yapının sözcülüğüne soyunmuş, paralel yapıya partisini teslim etmiş kişinin seviyesizliği hat safhaya ulaştı. Türkiye ile ilgili bir hayali, vizyonu olmadığı için gündeme gelmek amacıyla hakaret ve iftiraya yöneliyor. Sarf ettiği çirkin sözlerle gündem olmak bu seviyesiz şahsiyeti rahatsız etmiyor. Kirli ve çirkin sözlerle siyaset yapanlar sadece kendilerini kirletir, kendilerini çirkinleştirirler. Hakaret ve küfür ona, haya ve edep AK Parti kadrolarına yakışır.”
"ŞİMDİ SÖZ VERDİK YAPTIK DİYORUZ"
Belediye başkanlarına “Sizlerde 2014 seçimleri öncesi söz verdiğiniz her şeyi yapacaksınız” diye seslenen Davutoğlu, “Sonra çıkıp artık seçimler öncesinde ‘onlar konuşur AK Parti yapar’ diyorduk. Şimdi ise ‘söz verdik yaptık’ diyoruz" ifadelerini kullandı.
Belediyelerin borçlarını yeniden yapılandırdıklarını anlatan Davutoğlu, “Halkın belediye faaliyetlerine katılmasını önceledik. Bütün bunlarla yerel yönetim sistemimiz mali olarak güçlendirilmiş ve daha demokratik, şeffaf, katılımcı ve hesap verebilir bir yapıya kavuşmuş oldu. Hükümet olarak tüm belediyelere, belediye başkanlarına eşit mesafedeyiz. Hiçbir zaman ayrıştırıcı siyasetin tuzağına düşmedik. Türkiye bir bütündür, bu millet bir bütündür diyerek herkese hizmeti şiar edindik. Bu ülkede yaşayan kimse aç ve açıkta kalmasın diye koşacağız. Bütün evlatlarımızın, gençlerimizin, kadınlarımızın yüzü gülsün diye koşacağız. Marka şehirlerimizin sayısı artsın diye koşacağız. Demokrasi, adalet her kesimi her bölgeyi kuşatsın diye koşacağız" dedi.
Davutoğlu, konuşmasının ardından dereceye giren belediye başkanlarına ödüllerini takdim etti.
dikGAZETE.com