ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulu'nda yaşanan eylemlere ilişkin aralarında sözleşmeli subay adaylarının da bulunduğu 164 kişinin yargılandığı davanın üçüncü haftasının ilk duruşması sanık savunmalarıyla devam etti.
156 Kara Harp Okulu öğrencisine darbe davası açıldı
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki duruşma salonunda görülen davada, savunma yapan sanık kursiyer Nurettin Kaylıalp, Genelkurmay Başkanlığı karargahını ele geçiren darbeciler ile helikopterlerin sivil halka ateş ettiğini belirtti.
Darbe girişiminin yaşandığı akşam alarm verildiğini, bunun üzerine kendisinin de aralarında bulunduğu kursiyerlerin tören alanında toplandığını anlatan Kaylıalp, burada bir rütbelinin okulun bombalanma ihtimaline karşı kendilerini daha güvenilir bir bölgeye götüreceklerini söylediğini aktardı.
"ÖKK mensubu askerler tarafından engellendik"
Rastgele oluşturulan gruplar halinde helikopterlere bindirildiklerini ifade eden Kaylıalp, güvenilir yer diye çatışmaların yaşandığı Genelkurmay Başkanlığı karargahına getirildiklerini kaydetti. Tüfeklerinde şarjör bulunmadığını, kendisinin sivil halka zarar verecek hiçbir eylemin içinde yer almadığını savunan Kaylıalp, şöyle devam etti:
"Karargahta bulunduğumuz sürede kimseye zarar vermediğim gibi darbecilerin emirlerini de yerine getirmedim. Arkadaşlarımızla buradan kaçmaya çalıştık ama Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) mensubu askerler tarafından engellendik. Yine ÖKK mensubu iki askerin halka ateş ettiklerini gördüm. Aynı şekilde helikopter de halka ateş ediyordu."
Kaylıalp, kendilerini güvenilir bölge diye Genelkurmay Başkanlığına götüren rütbelilerden şikayetçi olduğunu sözlerine ekledi.
"Kandırıldık, yanlış bir işin içine çekilmek istendik"
Sanık kursiyer Okan Durna da uçakların alçaktan uçmasıyla o gece Kara Harp Okulu'nda kargaşa, kursiyerlerde ise korku ve paniğin hakim olduğunu ifade etti.
Üsteğmen Ahmet Önder Biberoğlu'nun "kendilerini daha güvenli bir bölgeye götürüleceğini" söylediğini ifade eden Durna, Biberoğlu'nun, tören alanındaki kursiyerlerden rastgele gruplar oluşturduğunu ve bu kişileri helikopterlere bindirdiğini kaydetti.
Güvenli bölge hakkında kendilerine bilgilendirme yapılmadığını belirten Durna, kısa bir süre sonra Genelkurmay Başkanlığına getirildiklerini anlattı. Burada arkadaşlarıyla bir duvarın dibinde sabah saatlerine kadar beklediklerini, bu sırada Üsteğmen Hasan Ali Seyrek'in yanlarına gelerek, "Kandırıldık, yanlış bir işin içine çekilmek istendik, buradan kaçacağız" dediğini iddia etti.
Buldukları ilk fırsatta Seyrek'in komutasında karargahtan kaçarak polise sığındıklarını ifade eden Durna, "Darbecilerden kaçarak polise gittik. Darbecilerin emirlerini yerine getirmedik, onların kirli işlerinin bir parçası olmamak için elimizden geleni yaptık." diye konuştu.
Muhabir: Tanju Özkaya
dikGAZETE.com