İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İhsan Şener, Türkiye Organ Nakli Vakfı'nın koordinatörlüğü, Sağlık ve Ekonomi bakanlıkları, İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi ile Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK) desteğiyle yürütülen Uluslararası Organ Nakli Ağı Projesi kapsamında yabancı gazetecilerin katılımıyla düzenlenen medya çalıştayının ardından gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Bir gazetecinin, "Türk milleti, darbe yapmak isteyenlere karşı çıktı. Darbecileri nasıl cezalandıracaksınız?" sorusu üzerine Şener, "Türkiye bir hukuk devletidir. Bu teröristler için ayrıca bir kanun düzenlemesine gerek yoktur. Bu suçun, devletin kurumlarını, hükümetini ortadan kaldırmaya yönelik darbe girişiminin hukuk sistemimizde cezası mevcuttur." diye konuştu. Başdanışman Şener, olayın sıcaklığı nedeniyle milletin idam cezasıyla ilgili talepleri olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: "Yani millet idam cezası talebinde bulunmaktadır ama bunun yetkisi TBMM'dedir. TBMM'de de bu halkın talebine karşılık yapılacak bir kanun teklifi, hazırlığı şu anda mevcut değil. Zaten idam cezasıyla ilgili bir düzenleme TBMM'den geçmiş olsa bile, bu tür kanunların darbe girişimde bulunanlar için uygulanma imkanı yoktur, hukuk usulü bakımından. Dolayısıyla idam tartışmaları aslında Türkiye'nin milletiyle birlikte darbecilere karşı verdiği şanlı mücadeleyi gölgelemeye yönelik bir tartışmadır. Türk hukuk sisteminde bu suçun cezası açıktır ve bağımsız hukuk sistemi, yargı bunu yapanların cezasını adil biçimde verecektir. Bu hususta kimsenin endişesi olmasın. Ülkelerinize gittiğinizde de Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu, hukuk devleti çerçevesinde yargılamaların özgür ve bağımsız yargıçlar tarafından yapıldığını iletirseniz, bu husustaki meramımız yerine gelmiş olur." -"Kimse fikrinden dolayı Türkiye'de ceza almamıştır"
İhsan Şener, bir gazetecinin "Türkiye'deki bazı gazetecilere baskı uygulandığı, kötü muamele yapıldığı iddiaları var. Bu konuyla ilgili görüşleriniz nelerdir?" sorusuna, şu yanıtı verdi: "Bir insanın gazeteci olması, başka bir suç işlemesine engel değildir. Mesela ben Sayın Cumhurbaşkanımızın danışmanıyım ama başka bir suç işleyebilirim. İşlediğim suçtan dolayı bana verilen ceza, danışmanlara yapılan kötü muamele sayılmaz. Hangi insan gazetecilik yaptı diye Türkiye'de kötü muamele görmüştür? Böyle bir isim yok. Gazetecidir ama devlet sırlarını ifşa etmiştir. Gazetecidir ama terör eylemi yapmıştır. Gazetecidir, teröristlere yardım ve yataklık yapmıştır. Gazetecidir, bir başka devlet adına Türkiye'de casusluk yapmıştır. Şimdi bu gazeteci gazeteci olduğu için mi, casusluk yaptığı için mi, terörist faaliyetlere katıldığı için mi, devlet sırlarını ifşa ettiği için mi yargılanmıştır? Yani insanın gazeteci olması, diğer suçlarından dolayı yargılanamayacağı anlamını taşımaz. Kimse fikrinden, ifadesinden dolayı Türkiye'de ceza almamıştır, almamaktadır. Bunun böyle bilinmesini istiyorum. Ancak bir gazeteci olmak insanlığa karşı işlenecek suçlardan masum olması anlamını da taşımaz. Yazılarından, görüşlerinden dolayı hiçbir gazeteci ceza almamıştır." Bazı gazetecilere devlet büyüklerine karşı hakaret ettikleri gerekçesiyle açılan davalar olduğunu, bunlardan da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendi açtıklarından tek taraflı olarak vazgeçtiğini anlatan Şener, şöyle devam etti: "Neticede suç ve ceza medeni ülkelerde tanımlıdır. Sizin politikacı, gazeteci, iş adamı olmanız bazı suçlardan masum olmanız anlamını taşımaz. Her insan hukuk karşısında eşittir ve bağımsız yargı, önceden tanımlanmış olan iş ve eylemlerin karşılığındaki cezalara uğrar. Biz, 'Gazeteciler ne suç işlerse işlesin masumdur, onlar cezalandırılamaz.' diyemeyiz. İş adamları 'Ne suç işlerse işlesin ekonomiye katkıda bulunuyorlar, dolayısıyla onlar cezalandırılamaz.' ya da 'Politikacılar devlete hizmet ediyor, başkaca suçlardan cezalandırılamaz.' diyemeyiz. Hiçbir medeni memlekette bu yoktur. Suç ve ceza tanımlıdır ve demokratik devletlerde, hukuk devletlerinde her insan eğer ki bir suç işlerse mesleği ne olursa olsun o cezaya çarptırılır. Türkiye'de sadece köşe yazarlığı ya da sadece yazdığı kitaplar yüzünden ceza almış bir gazeteci bile yoktur."