Birçok alanda adından sıkça söz ettiren Anadolu Üniversitesi, Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Pilotaj Bölümü’nde pilot eğitimi veriyor. Sadece son dönemde değil 28 yıldan bu yana ülkeye pilot yetiştiren Anadolu Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan da, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, ülkede ortaya çıkan pilot açığına dikkat çekerek, talep gelmesi halinde pilot eğitimi konusunda kapasiteleri elverdiği ölçüde katkı sunmaya da hazır olduklarını bildirmişti. İlk olarak 2 yıllık kurulan ve bir süre sonra 4 yıllığa dönüştürülen bölümde her yıl 16 kişi mezun olurken, mezunlar, öğrenim hayatlarının ardından da bir takım sınav aşmalarını geçerek pilot olarak göklerdeki yerlerini alıyor. İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açıklamalarda bulunan Anadolu Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Pilotaj Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Cavcar, 1988 yılından bu yana pilotaj bölümünde Türk sivil havacılığında ihtiyaç duyulan pilotların eğitimini gerçekleştirdiklerini kaydetti. Öğrencilerin eğitiminden bahseden Prof. Dr. Cavcar, “Öğrenciler, bizim bölümümüzde isteğe bağlı bir yıllık İngilizce hazırlığıyla birlikte 5 yıl eğitim görüyor. Çünkü havacılık sektöründe İngilizce önemli bir faktör. Herhangi bir zorunluluk olmamakla beraber öğrencilerimiz bir yıl da hazırlık sınıfına giderek, İngilizce öğrenmeyi tercih ediyorlar. 15 kişilik kontenjanımız var. Bir de lise birincisi öğrenci alarak 16 kişiye tamamlıyoruz. Bizim pilotaj bölümümüze gelen öğrenciler hiçbir harç ödemiyorlar. Yani pilotaj bölümümüzü kazanan öğrenciler, devlete hiçbir katkı ödemeden, yaklaşık olarak 60-70 bin dolarlık bir eğitim almış oluyorlar. O nedenle öğrenci sayımız az oluyor” şeklinde konuştu.
“Başarı oranımız çok yüksek, iş bulamayan mezunumuz yok denecek kadar az” “Bizim şu ana kadar 400 civarı mezunumuz var” diyen Cavcar, “Fakat tabi fakülteyi bitirmek yetmiyor. Aynı zamanda Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen sınavları da öğrencilerin geçmesi gerekiyor. Öğrencileri hem diplomayı alıyorlar, hem de o sınavlar sonucu ‘pilotluk belgesini’ almaya hak kazanıyorlar ve bu sayede hava yollarında ilk önce tabiî ki yardımcı pilot olarak tabir edilen pozisyonda uçmaya başlıyorlar. Gördüğümüz tecrübe doğrultusunda bizim öğrencilerimiz, o büyük hava yolları uçağına kısa sürede alışıyorlar. Ayrıca mezunlarımız, bölümümüzü bitirdikten sonra büyük ölçüde Türk Hava Yolları’na veya diğer hava yolu şirketlerine gidiyorlar. Bu açıdan bakıldığı zaman başarı oranımız çok yüksek, işsiz mezunumuz yok denecek kadar az” ifadelerini kullandı.
“Aralıksız eğitim yapsak, yine de Türkiye’deki pilot ihtiyacını karşılayamayız” Prof. Dr. Cavcar, önceliklerinin yurt içi olduğunu fakat aralıksız eğitim yapsalar dahi Türkiye’deki pilot ihtiyacının karşılanmasının zor olduğunu da anlatarak, şöyle devam etti: “Yurt dışına pilot yetiştirme amacımız pek yok. Çünkü Türkiye’de çok fazla bir pilot açığı var. Öncelikle yurtiçinde pilot ihtiyacını karşılamamız gerekli. Tabi bir tek bizim de bunu karşılama imkanımız yok. Pilot eğitimi oldukça pahalı bir eğitim. Uçak ve simülatör gerekli, ayrıca bunların bakım ve idamesi gerekli. Bunların hepsi yüksek maliyetler ile gerçekleşiyor. Bu nedenle öğrenci sayılarımız kısıtlı olabiliyor. Şu anki yapıya bakarsak, hepimiz hiç aralıksız eğitim yapsak, yine de Türkiye’deki pilot ihtiyacını karşılayamayız. Bildiğimiz kadarıyla 600-700 civarında pilot açığı var. Bu açık, kolaylıkla kapanabilecek bir şey değil. Bir yanda yenileri yetişirken, bir yanda da çeşitli faktörlerle mesleğe veda edenler de oluyor. Daha fazla pilot yetiştirmek için çok sayıda bizim gibi kuruma ihtiyaç var.”
3’üncü sınıf öğrencisi Tüfekçi: “İlkokuldan beri hayalimdi” Pilotaj Bölüm 3’üncü sınıf öğrencisi Mehmet Bilal Tüfekçi ise, havacılığın, kendisinde bir tutku olduğunu ve ilkokuldan beri istediği bir meslek olduğunu aktardı. Tüfekçi, “Bu mesleği istememdeki neden ise, babamın çevresindeki arkadaşlarının pilot olması. Onlardan duyduğum bilgiler istikametinde ve okuldaki öğretmenlerimle yaptığım konuşmalar ile bu sektöre merakım daha da arttı ve burayı tercih ettim” diye konuştu.
Tüfekçi, eğitimlerden de bahsederek, şunları söyledi: “Eğitimler bizde başlangıçta teorik ve daha sonra pratik olarak devam ediyor. ilk 2 senede 1,5 yıl teorik eğitim alıyoruz, daha sonra da pratik eğitimle uçuşlar başlıyor ve devam ediyoruz. Ondan sonra diğer dersleri boşluk buldukça pratik ve teorik eğitimleri sürdürmeye çalışıyoruz. Eğitimlerimizi tamamladıktan sonra, bütün mezunların da olduğu gibi büyük line şirketlerde görevimizi almak istiyoruz.”
3’üncü sınıf öğrencisi İster: “Türkiye’deki en iyi öğretim kurumu olduğu için burayı tercih ettim” Pilotaj Bölüm 3’üncü sınıf öğrencisi Manolya İster de, pilot olmaya lisede karar verdiğini ve Türkiye’deki en iyi eğitim kurumu olduğu için Anadolu Üniversitesi’ni tercih ettiğini belirtti. İster, şöyle konuştu: “Uçuşlarımız haziran ayında başladı. Burada öğrenci pilotluk yapıyorum. Bu süreçte uçuşlarımız devam ediyor. Önümüzde 2 uçak tipi daha var. Ben pilot olmaya lisede karar verdim, daha önceden aklımda böyle bir düşünce yoktu. Ailemde de daha önceden bu işle uğraşan kimse yok. Okulumuzda böyle bir havacılık kulübü vardı. Oradaki hocalarımın ve Türk Hava Kurumu’ndan gelen paraşütçü pilotların yönlendirmesiyle merak sardım. Havacılık bir tutku işi, bir kere istediğiniz zaman peşinden gidiyorsunuz. Daha sonra araştırıp burayı öğrendim. Türkiye’deki en iyi öğretim kurumu olduğu için de burayı tercih ettim.”
dikGAZETE.com