ANKARA
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Gündemde olan önemli konulardan birinin ABD'de görülen Hakan Atilla davası olduğunu belirten Kalın, bu konuda sıcak bir gelişmenin dün akşam yaşandığını dile getirdi.
Davada jürinin aldığı kararı değerlendiren Kalın, "Bu, skandal bir davanın skandal bir kararıdır. Bundan daha öte bir anlamı yoktur. Baştan beri zaten bu davanın, Türkiye'nin iç işlerine müdahale, Türkiye'nin iç siyasetini karıştırmaya dönük bir kumpas olduğu çok açık ve netti. Hukuk adına utanç verici bir senaryo şu an hayata geçirilmektedir." diye konuştu.
Kalın, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şu anda bu davaya bakan hakim, daha 2-3 yıl önce FETÖ'cü bir örgüt tarafından, kurum tarafından Türkiye'ye getiriliyor, Türkiye'de ağırlanıyor, misafir ediliyor, 300 bin TL'den fazla para harcanıyor, gelişiyle ve gidişiyle ilgili. Burada konuşmalar yaptırılıyor ve bu kişi şu anda, bu skandal davaya hakim olarak bakıyor. Tüm bunları alt alta koyduğunuzda ve mahkeme sürecinde dile getirilen konulara, ortaya atılan iddialara baktığınızda, bunların açıkça Türkiye'nin iç işlerine müdahale olduğu ortadadır, Türkiye'nin iç siyasetini karıştırmaya yönelik bir kumpas olduğu ortadadır."
İbrahim Kalın, mahkeme sürecinin devam ettiğine değinerek, dün yapılan açıklamaya göre 11 Nisan'da kararın açıklanacağını anımsattı. Temyiz yollarının açık olduğunu belirten Kalın, "Hakan Atilla'nın avukatları, tabii ki savunmalarını yapacaklar, temyiz yollarını takip edecekler. Biz de bu konuyu takip etmeye devam edeceğiz. Fakat, bunun hakikaten hukuk tarihi açısından utanç verici bir siyasi operasyon olduğunu bir kez daha ifade etmemiz gerekiyor." dedi.
'İran'ın istikrarı, barışı, huzuru son derece önemlidir'
İran'daki gelişmelerin de önemli gündem maddelerinden biri olduğunun altını çizen Kalın, dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile telefonda görüştüğünü hatırlattı.
Ayrıca Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da mevkidaşıyla görüştüğüne dikkati çeken Kalın, şunları söyledi:
"İstihbarat birimimiz zaten kendi mevkidaşlarıyla sürekli temas halindeler. Öncelikle Sayın Ruhani'nin de ifade ettiği gibi, vatandaşların İran'da meşru gösteri hakkı mahfuzdur. Mala, cana zarar verecek şekilde, vandalizme varacak hareket ve eylemlerin kabul edilmesi elbette mümkün değildir. Bizim için İran'ın istikrarı, barışı, huzuru son derece önemlidir. Birileri, dışarıdan İran'ı karıştırmaya çalışıyor ise bunun ancak ters tepeceğini bir kez daha ifade etmemiz gerekir. Dışarıdan yapılan açıklamalarla, atılan tweetlerle İran toplumunun barışını, huzurunu bozmaya yönelik müdahaleleri kabul etmediğimizi bir kez daha buradan ifade etmek istiyoruz."
'Çağrımız Irak hükümetinin soruşturma başlatmasıdır'
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, bir diğer konunun da Kerkük'te yaşanan olaylar olduğunu söyledi.
Kerkük'te bir süredir Türkmenlere yönelik saldırıların yapıldığını, son olarak da Irak'ın Irak Türkmen Cephesi (ITC) askeri bölgesi sorumlusu Alaaddin Abdulmaksut Salihi'nin silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybettiğini anımsatan Kalın, Salihi'ye Allah'tan rahmet, ailesine de başsağlığı diledi.
Kalın, Kerküklülerin yalnız olmadıklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti, milleti, onların yanındadır, yanında olmaya da devam edecektir. Biz, hem Türkmen cephesiyle hem Iraklı yetkililerle bu konuyu yakın bir şekilde takip ediyoruz. Buradan çağrımız, beklentimiz de Iraklı yetkililerin, Irak hükümetinin bu saldırılarla ilgili derhal bir soruşturma başlatması ve bu saldırıların önlenmesine yönelik gerekli tedbirleri alması yönündedir. Biz de bundan sonra Kerkük'teki ve diğer yerlerdeki, Irak'ın diğer bölgelerindeki Türkmen kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Bunu da özellikle ifade etmek istiyorum."
'Suriye halkını hiçbir terörist grup temsil edemez'
Soçi'de yapılacak Suriye Ulusal Diyalog Kongresi konusunda Kalın, şunları söyledi: "Suriye halkını hiçbir terörist grup temsil edemez. Suriye Kürtlerini de PYD ya da YPG temsil edemez. Biz PYD ve YPG'nin orada ne tür insan hakları ihlalleriyle, ne tür zulümlerle alan hakimiyeti sağlamaya çalıştığını biliyoruz. Batı basını bunu görmek istemeyebilir çünkü bu, ABD'nin planının bir parçası olarak hayata geçirilmiş bir uygulama."
'Fransa İslam Konseyi Başkanı'nı kabul edecek'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın Fransa'ya gideceğini dile getiren Kalın, ziyarette ikili ilişkilerin ve bölgesel konuların ele alınmasının planlandığını bildirdi.
Kalın, Avrupa ülkeleri içerisinde Türkiye'nin Fransa ile çok eskiye giden köklü ilişkileri bulunduğuna işaret ederek, "Bugün Fransa, Almanya'dan sonra aynı zamanda bizim Avrupa'daki en büyük ticaret ortaklarımızdan birisidir. Türkiye'de binlerce Fransız firması iş yapmaktadır, aynı şekilde Türk iş adamlarının Fransa'da yatırımları yahut da ortaklıkları bulunmaktadır, bütün bu konuları da ele alacağız." diye konuştu.
Bu çerçevede Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile yapacağı görüşmeden sonra iş çevreleriyle de yarın öğleden sonra bir araya geleceğini bildiren Kalın, şöyle devam etti:
"Fransa'da bizim 700 bin soydaşımız yaşamaktadır. Bu soydaşlarımız Türkiye ile Fransa arasında çok önemli bir köprü vazifesi görmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız, programı çerçevesinde yarın bu topluluğun temsilcileriyle de bir araya gelecek, sorunlarını dinleyecek. Özellikle son dönemde Avrupa'da yükselişe geçen aşırı sağ İslamofobik akımlara karşı neler yapılabilir, bunları hem Sayın Macron ile görüşecek hem de Türk STK'larının temsilcileriyle bir araya gelmek suretiyle bunları da değerlendirecek.
Ziyaret çerçevesinde Fransa İslam Konseyi Başkanı'nı heyetiyle kabul edecek. Böylece Fransa'da yaşayan Müslümanların temel sorunlarını birinci elden dinleme imkanı bulacak. Bu konuda istişareler yapıp, biz de üzerimize ne düşüyor, ne tür tedbirler alabiliriz, ne tür adımlar alabiliriz durumu iyileştirmeye yönelik ne tür çalışmalar yapabiliriz, bunların bir değerlendirmesini yapacağız."
'Yargı ile ilgili konular yargının uhdesindedir'
Kalın, Macron'un basınla bir araya geldiğinde "Türkiye'de basın özgürlüğü" ile ilgili bazı ifadeler kullandığını belirterek, "Bu değerlendirmelerinin bir bilgi eksikliğine dayandığını düşünüyoruz, eğer önyargılı bir değerlendirme yahut bir hüküm verme söz konusu değilse, tabii ki bunları yarın konuşacağız fakat şunun altını çizeyim, Türkiye'de yargı ile konular, yargının uhdesindedir. Bir kişinin gazeteci olması veya başka bir görevde olması, onun masum olduğu, suç işlemeyeceği anlamına gelmez." dedi.
Kalın, Türkiye'nin şu anda üç terör örgütüne karşı aynı anda mücadeleyi sürdürdüğüne vurgu yaparak, "Nitekim şu anda yargıda olan, gazetecilerle ilgili ya da basınla ilgili konular da ya PKK terör örgütünün üyesi olmuş veya onlara yardım yataklık yapmış kişilerdir ya FETÖ mensuplarıdır ya DEAŞ ile ilgili olanlardır ya da birtakım adi suçlar gibi konulardır. Bunları tabii ki detaylı olarak belgeleriyle birlikte, yarın Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Macron'a da bunları iletecektir." diye konuştu.
'Kabine değişikliği söz konusu değil'
Kabine değişikliği olacağına dair medyada yer alan haberlerin sorulması üzerine Kalın, "Birileri gene herhalde toto, loto yapıyor. Şu anda gündemimizde bir kabine değişikliği söz konusu değil. Şu anda gayet iyi işleyen bir hükümet var. Ülkenin meselelerine hakim, ekonomiden güvenliğe, enerjiden kültür ve diğer eğitim alanlarına kadar gece gündüz çalışan bir hükümetimiz söz konusu. Şu anda gündemimizde böyle bir şey yok." değerlendirmesinde bulundu.
'Cumhurbaşkanımızın çizdiği çerçeve bellidir'
Bir gazetecinin eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün son KHK'ye yönelik açıklamalarını hatırlatılarak, "Cumhurbaşkanı Erdoğan isim vermeden eleştirilerde bulundu. Bu konuda sizin değerlendirmeniz nedir?" sorusuna cevap veren Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Sudan-Çad-Tunus ziyaretinde bu konuda gerekli açıklamaları yaptığını anımsattı. Kalın, çıkarılan KHK'de böyle bir muğlaklığın olmadığını, bunun sadece 15 Temmuz olaylarıyla ve sivillerle sınırlı ve ilgili olduğunu söyledi.
"Bir buçuk yıl önce resmi görevlilerle ilgili çıkarılan bu yasanın benzerinin sivillerle ilgili çıkarılması neden bu kadar büyük bir tartışmaya yol açtı?" ifadesini kullanan Kalın, birtakım spekülasyonlar üzerinden konunun başka yerlere taşınmak istendiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı açıklamaların konuyu doğru bir çerçeveye oturttuğuna dikkati çeken Kalın, AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal'ın da bu konuda gerekli değerlendirmelerde bulunduğunu hatırlattı.
Kalın, "O çerçeveyi esas aldığımız zaman konunun istismara açık bir mevzu olmadığı kendiliğinden anlaşılacaktır. 2018'e girdiğimiz şu dönemde bizim önümüzde birçok konu var. Uğraşmamız gereken birçok konu var. Bunlara yoğunlaşmakta fayda var. Cumhurbaşkanımızın, Parti Sözcümüzün çizdiği çerçeve bellidir. Benim bunlara ilave edeceğim yeni bir şey yok." dedi.
'Asker konuşlanması diye bir şey söz konusu değil'
Rusya ile imzalanan S400 anlaşmasından sonra Türkiye'de Rus askerinin konuşlandırılması gibi bir planın gündemde olup olmadığının sorulması üzerine ise Kalın, komple bir sistemden bahsedilmediğini, sadece bataryaların getirilip füze sisteminin Türkiye'ye kurulmadığını ifade etti.
Savunma sistemi füzelerinin eğitim sürecinin de olduğuna işaret eden Kalın, "İleriki aşamalarda ortak eğitim ve ortak üretim süreçleri de olacak. 'Asker konuşlanması' diye bir şey söz konusu değil. Teknik iş birliği, bilgi paylaşımı ve eğitim anlamında tabii ki bir trafik olacaktır. Şu anda bir trafik zaten var. Bunların eğitimini alacak askerlerimiz, teknisyenlerimiz oraya gidecek. Onların teknisyenleri buraya gelecek. Bunu Rus askerinin Türkiye'de konuşlanması gibi ifade etmek doğru olmaz. Böyle bir şey söz konusu değil." dedi.
"Bedelli askerlik konusu bu yıl hükümetin gündeminde olacak mı?" sorusuna ise Kalın, "Şu anda böyle bir şey gündemimizde yok." yanıtını verdi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in "Tokat ve Konya'da silahlı eğitim kampları bulunduğu" iddiasına ilişkin sorusuna Kalın, "Gerçeklerle uzaktan yakından ilgisi olmayan, spekülatif, halkı, kaosa ve infiale sevk etmeyi amaçlayan bir açıklamadır. Bunu da açık bir şekilde ifade edeyim. Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir ve Türkiye hükümeti vatandaşlarının can ve mal güvenliğini kimlerin sağlayacağı çok açık bir şekilde ifade edilmiştir." yanıtını verdi.
Terörle mücadelenin aynı kararlılıkla devam ettirileceğine dikkati çeken Kalın, "Bunun dışında konuyu başka bir yere çekmeye çalışmanın bir anlamı yoktur. Tabii ki terörle mücadelenin nihai amacı terörü bitirmektir. Terör, eğer silahla devam edecekse anladığı dilden konuşulur ve gerekli cevaplar verilir. Şu anda böyle bir şey de söz konusu değil zaten. Spekülatif yorumlar üzerinden Türkiye'nin terörle mücadeledeki kararlığını zayıflatmaya veya gölgelemeye dönük spekülasyonlardan da uzak durmakta fayda var." dedi.
.