MHP lideri Devlet Bahçeli geçtiğimiz günlerde yerel seçimlerle ilgili ittifak mesajı vermiş, “MHP yine sağ duyulu duruşunu devam ettirecektir. Elde edilen kazanımların 31 Mart’ta yok olmasını arzu etmiyoruz. İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere 27 bölge zillete kendini kaptıran yönetimlerin eline geçmemelidir” demişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırgızistan dönüşü uçakta yaptığı açıklamada ittifaka olumlu yaklaştıklarını belirterek “Milletvekili seçiminde attığımız bir adım var. Yerel seçimlerde de böyle bir adımı müşterek olarak atabiliriz. Bunun için arkadaşlarımızın, başta liderler olarak bizlerin oturup konuşmalarında fayda var. Taraflar olumlu bakarsa böyle bir adım niye olmasın, olabilir. Aday belirleme konusunda da bizim dışarıdan veya içeriden diye bir şeyimiz olmaz. AK Parti’nin ilkelerini benimsemiş, AK Partiliği tescillenmiş olan kişi bizim adayımız olur. Sipariş adaylar belediye başkanlığında hiç uygun düşmez” ifadelerini kullandı. Erdoğan, gündeme dair sorulara özetle şu cevapları verdi: nİdlib’de çok kritik bir aşamaya gelindi. Büyük bir insani kriz yaşanma riski var. Neredeyse her ülkenin bölge ile ilgili pozisyonunun farklı olduğu bu ortamda, Türkiye nasıl bir çözüm bekliyor. Bu arada Tahran zirvesinde Türkiye masaya birinci öncelik olarak hangi konuyu getirecek? Burada 3,5 milyon insan var. ABD Rusya’ya, Rusya ABD’ye topu atıyor. Ama, Allah göstermesin, buralara füzeler yığdırılacak olursa çok ciddi bir katliam yaşanır. Öyle bir durumda oradan kaçanlar büyük oranda yine bize gelecek. Bu yeni bir sıkıntı meydana getirebilir. İdlib dışında, gerek Tel Rifat’a yönelik gerek Menbiç’e yönelik çalışmalar da aynı kararlılıkla devam ediyor. 7 Eylül’de Tahran zirvesi var. Bu zirvede bu işi çok daha olumlu bir noktaya taşıyacağız. Bu Astana’nın devamıdır. Cenevre ile bir karşı karşıya gelme gibi bir durum değildir. İnşallah Tahran Zirvesi’ni olumlu neticelendirmek suretiyle, rejimin oralardaki aşırılıklarını önlemeyi başarırız.
ENFLASYON YİNE TEK HANEYE İNER
*ABD Savunma Bakanı Mattis’in Türkiye ile Menbiç konusunda ortak çalışmaların devam ettiği yönünde açıklaması var. Ama sanki oyalama var gibi duruyor. Türkiye’nin değerlendirmesi nedir? Münbiç’te, başta Dışişleri Bakanımızın Pompeo ile yaptığı görüşmedeki noktada olmadığımızı söyleyebilirim. Olay savsaklanıyor. Bu gerçeği görmemiz lazım. İdeal bir noktada değiliz. Görüşmelerin yapıldığında varılan mutabakat, şu anda aynı istikamette maalesef yürümüyor. Önümüzdeki süreçte Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile Millî Savunma Bakanımız Hulûsi Akar’ın muhatapları ile yapacakları görüşmelerde, temenni ederim ki yeni bir süreç başlar, yeni bir heyecan ortaya çıkar. Gerek Münbiç gerek Tel Rifat, buralarda arzu edilen adımlar atılır inşallah. Bizim için şu an İdlib’deki durum önem arz ediyor. Çünkü İdlib’de şu anda çok acımasız bir süreç işletiliyor. Orada 3,5 milyon insan var. Allah korusun, bir felaket yaşanırsa, bu insanların birinci derecede kaçabileceği yer yine Türkiye. Artık Türkiye’den geri dönüşler başladı havasında olduğumuz bir dönemde, şimdi bu tür bir risk gündemde... Türkiye-ABD ilişkilerinde son durum nedir? Krizin aşılması için görüşmeler sürüyor mu? AB zirvesinde görüşmesinde Trump ile bir görüşme öngörülüyor mu? İzmir’deki hadisede hukuki süreç devam ediyor. Kusura bakmasınlar, hukuk dışı bir şey talep edilemez. Kaldı ki ABD’de yapılanlar da ortada. Örneğin Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın durumu. ABD’ye altı kez girdi çıktı, yedincisinde çıkarken tutukladılar. Halk Bankasına yönelik tehditler malum. Bu bankamızın ABD’de şubesi bile yok. Halk Bankasının suçu ne, Genel Müdür Yardımcısının suçu ne? Müdellel bir şey yok ortada. ABD hâlen olumlu bir adım atmıyor. İzmir’deki hukuki süreci âdeta yok saymaları, ‘Bize göndereceksiniz, vereceksiniz’ tarzında bir yaklaşım içinde olmaları hoş değil. Böyle tehditlerle bir yere varılamaz.
BM’de Trump ile görüşecek misiniz? Bu konuda onlardan bir talep gelmedi. Benim bir talebim olmayacak.
AF MESELESİ
Zaman zaman dile getiriliyor, af gibi bir konu gündemde mi? Değerlendirmeniz nedir? Benim bir ilkem var. İlkem de şudur: Devlete karşı işlenen suçlarda devlet affedici olabilir. Ama kişilere karşı işlenen suçlarda devletin af yetkisi yoktur. Bunu bazıları şu anda menfaate çevirmek isteyenler olabiliyor. İçeridekiler onların bekleyenleri... Biz arkadaşlarımıza şunu da söyledik, özellikle bu bizim gündemimizde olan bir şey değil. Tüm bunlara rağmen hakikaten yapabilecek bir şey var ise bunu da aramızda görüşelim. Biz MHP ile bir yola çıktık. Burada zaman zaman buna benzer konuları aramızda değerlendirmek suretiyle atılabilecek adımlar var ise bu adımları atmaktan da çekinmemeliyiz. Cezaevlerinde ciddi manada bir doluluk var, kabul ediyoruz. Tüm bunlara rağmen bir şey yapalım derken, öbür tarafta mağdur, mazlum meydana getirmeyelim.
JEFFREY İSABETLİ BİR İSİM
James Jeffrey’nin Türkiye ziyareti söz konusu. Bu ziyaretten somut bir adım çıkar mı? Sayın Jeffrey’nin bölgeye atanmasını isabetli bir karar olarak görüyorum. Burada gerek Savunma Bakanımızla gerek Dışişleri Bakanımızla gerek istihbaratla görüşmeleri olacaktır. Bizim kendisiyle dostluğumuz Büyükelçilik dönemine dayanıyor. ABD ziyaretlerimizde kendisiyle görüşmelerimiz de olmuştur. Bana göre, bundan önceki kişiyle mukayese edilmeyecek derecede isabetli isimdir. Bundan önceki isim oradan alınmış değil; O da hâlen bölgede malum, belli yerlerde belli görevleri var. Temenni ederim bu yeni süreç hayırlı olur. Bazı adımların seri olarak atılmasına da vesile olur.
Jeffrey’nin PKK-PYD terör örgütü diye değerlendirmeleri de var... Biz zaten daha öncede konuştuğumuzda da aynı noktadaydı.
AB’nin son zamanlarda Türkiye’ye yaktığı yeşil ışık ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunacak mı? AB, bazı istisnalar dışında, henüz bizim isteğimiz noktada ya da konumda değil. Almanya’ya Sayın Cumhurbaşkanı’nın davetiyle ay sonunda resmî ziyaretim olacak. AB, bugüne kadar attığımız olumlu adımlara maalesef aynı şekilde karşılık veremedi. Serbest dolaşım ve mülteciler konusunda vadedilen yardımlar tam olarak yerine getirilmedi. Bunları bir an önce aşalım istiyoruz. Aşalım ki AB ile biz de önümüzü görelim. Bir diğer boyut Fransa... Fransa da daha olumlu gibi görünüyor; ama yine de bir iadeiziyaret yapamadı, bunu yapması lazım. AB ülkeleri içinde Hollanda’nın, Belçika’nın tutumlarının çok iyi olduğunu söyleyemeyiz. Avusturya’dan yapılan bazı açıklamalar çok çok olumsuz. Nereye kadar gider, önümüzdeki süreç belirleyecek.
FETÖ KIRGIZİSTAN'IN HÜCRELERİNE KADAR SIZMIŞ Kırgızistan, FETÖ’nün Orta Asya’daki yapılanmasında en güçlü yer. Bizi anlamasını beklediğimiz bu ülkeler, olayı yeteri kadar anlamak istemiyorlar mı? Somut adımlar olacak mıdır? Biz anlatmaktan yorulmayacağız. Buranın hücrelerine kadar sızmışlar. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Gittiğimiz yerlerde anlatacağız. Maalesef Kırgızistan’da bu terör örgütünün çok ciddi bir altyapısı var. Buradaki yerleşme süreci eski. Orada başta ordu ve yargı olmak üzere, devlete sızmış durumda. Gerçekten siyasileri de ciddi manada ürküten bir havaları var. Kırgızistan’daki FETÖ yapılanmasına karşı harekete geçilmesi gerektiğini söyledik. Bunu Sayın Başkan’la görüştük. Bu konudaki beklentilerimiz ilettik. Somut adımlar atılmasını beklediğimizi de söyledim. Örgütün ticari faaliyetlerinin de devletin müdahalesiyle durdurulabileceğini anlattık.
Kaynak: Türkiye Gazetesi
Kaynak: IHA
dikGAZETE.com