Roldeki başarının ötesinde; bir takipçilik, bir hayranlık, bir insanı değil, bir davayı bilmek ve izlemek gerektiren bir durum. İşte tam da öyle bir isim olmuş oyuncu Reha Beyoğlu, “Reis” için... Öyle ilgi çeken, öyle hayrete düşüren, filmi merak ettiren öyle anekdotlar oldu ki; bu sohbeti güzel kıldı.
14 Ekim’de vizyona girecek “Reis” filminin başrol oyuncusu Reha Beyoğlu’nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la benzerliği fiziği ile sınırlı değil;
“KEFENİMİ GİYDİM REİS’İ OYNADIM”
Kasımpaşa’da Beştepe’ye uzanan hayatın öyküsü...
Duruş aynı, bakış aynı, yürüyüş aynı... Hele ki eski zamanlarını hatırlayanlar için; saç ve bıyık uzunluğu, boy ve kilo eşitliği, omuzlardan birinin milimetrik düşüklüğü, bakışlardaki kararlılık, sarılışlardaki şefkat. Ama nasıl bir isabet?... Roldeki başarının ötesinde; bir takipçilik, bir hayranlık, bir insanı değil, bir davayı bilmek ve izlemek gerektiren bir durum. İşte tam da öyle bir isim olmuş oyuncu Reha Beyoğlu, “Reis” için... Öyle ilgi çeken, öyle hayrete düşüren, filmi merak ettiren öyle anekdotlar oldu ki; bu sohbeti güzel kıldı;
NASIL REİS OLDU ? -Böylesi önemli bir rolü alabilmek için ne yaptınız?... “-Hiçbir şey yapmadım. Yapımcı olan arkadaşımızı hayırlı olsun diye aradım. Şuan projen var mı dediler? Yok dedim. Bıyığın var mı dediler? Var dedim. Sağlığın nasıl dediler? Zımba gibiyim dedim. Gelsene dediler. Bir gittim Reis oldum...”
-Yani akla ilk gelen isim siz mi oldunuz?... “-300 kişiye yakın başvuru vardı. Tabii Recep Tayyip Erdoğan’ı oynamak sadece ona benzemek değil. O karakteri oynamak, o kimliği taşıyabilmek, sosyal paylaşımda oynadığın karakteri ahlak kurallarına göre yayınlamak. Bunların hepsi bir bütün. Erdoğan’ı seven çok kişi olduğu gibi, sevmeyenler de var. Bunlara prim vermemek için yapımcımızın çok detaylı bir incelemesi oldu. Hepsini de geçen ben oldum...”
FİLM BİTİNCE BİTECEK ROL DEĞİL “-Bu projeyi kaldırmak çok kolay değil. Oynadığın insan Türkiye Cumhuriyeti’nin bir numaralı insanı. Kamera önünde oyunculuk farklı, bir de kamera arkasında bu kimliği taşıyabilmek farklı. Bazıları bu rehavete kapılıp farklı hareketler içine girebiliyor. Şükürler olsun ben girmedim. Film bittiğinde değerleri yardımcı yönetmemin sayısız film, projeye imza attım ama senin gibi egosu olmayan kaprissiz bir oyuncu ile ilk kez karşılaştım dedi. Filmi elimizden gelen en iyi şekilde yaptık bitirdik...”
-Bu rol için eleştiriler de gelebilir, buna hazır mısınız? “-Menfi eleştiriler konusunda hiçbir endişem yok. Recep Tayyip Erdoğan sevgisi ben de ayrıdır. Bu projeyle ben tarafımı belli etmiş oldum. Bizim sektör Tayyip Erdoğan’ı sevmeyen bir sektör gibi gözüküyor. Herkesin bildiği birkaç yayın var. Zamanında üstümüzü çizerlerdi, tarafımızı belli edemezdik. Ben bunu cesaretle söylüyorum. Kefenimi giydim Reis’imi oynadım. Ben bıçağın keskin yüzü bir projede gururla oynadım...”
-Role hazırlanmak için neler yaptınız? Role hazırlanmak benim için çok kolay oldu. 94 yılından beri Erdoğan’ı çok iyi bilen bir insanım. Fiziki hareketlerini… Çünkü bu film Çocukluğu, 60’lı yıllar, 94 belediye başkanı oluşu ve 98’de cezaevine giriş sürecini anlatan bir film. Filmde bilinmeyen birçok şey var. Kasımpaşa’daki değerli abilerimizi, Piyalepaşa’daki komşularını araştırdım. Sordum. Çok güzel şeyler öğrendim ve hepsini filmde icra ettim. Cumhurbaşkanımız izlediği zaman yüzünde tebessüm oluşturacak sahneler var...”
-Oynarken zorlandığınız sahne oldu mu?... “-Hiç zorlanmadım. Oynarken zevk aldım. Detayına indim ve bilgimin üzerine bilgi kattım. Bittiği zaman üzüldüm. Bu fantastik bir hikaye değil. Bilinen ve yaşayan bir insan. Mesela Farklı bir selam veremezsin...”
-Özlem hanımla anlaşamadığınız noktalar oldu mu? “-Asla olmadı, olamaz da. Emine hanımın görünen bir rolü yok. Çünkü bu film geniş karakterlerin yer aldığı; Cumhurbaşkanımızın gençliği, babası Ahmet efendi, annesi Tenzile hanım, çocukları, Kasımpaşa Spor Kulubü’nün başkanlığını yapmış Sultan Demircan var. O yüzden Özlem üzerine düşenin en iyisini yaptı...”
AŞK-I REİS’İ OYNAMAK İSTERİM -Emine Hanım ile tanışma hikayelerini öğrenebilecek miyiz? “-Emine Hanımla tanışması ayrı bir film. O filmin başlığı da hazır. Aşk-ı Reis. Çünkü aile bireyleri ile görüşmeleri var. Sonra mutlu bir yuvanın adımları atılmış...”
-Bu filmin devamı gelir mi?... “-Gelmesi lazım. Yapımcımız bu hususta 2-3-4-5 diyor. Bana ihtiyaç olursa hepsini oynarım. 2008’e kadar bu halimle oynayabilirim. Makyajdan sonra o makyajın saçın oturması… kendimi izleyince hayran kalıyorum. Kendimi bu kadar sevmem ama Tayyip Erdoğan’ı görünce kendimi bile seviyorum. Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı süreci çekişmeler sevmeyenler… Mücadele çetin geçmeye başladı. Başbakanlık dönemindeki prangalar, saçta dökülmeler, azalmalar ama onu da yapabiliyorlar. Saçımı seyreltirler, Beyazı da hafiften vurdum mu Allah’ın izniyle Recep Tayyip Erdoğan oluruz...”
-Bu süreçte size en çok kim destek oldu? Hatalarınızı söyleyen kim oldu?... “-Rolde hatam hiç olmadı. Beni kimse çalıştırmadı. Beni bana bırakın dedim. Tayyip Erdoğan konusundaki bilgimi, alt yapımı gördükleri için kimse bana karışmadı. Vücut hareketleri, parmak hareketleri, mikrofonu tutuşunun detayına kadar biliyordum. Mesela Erdoğan elini havaya kaldırdığında bile onun bir noktası vardır. Yukarıya çok kaldırmaz. Ben bunları biliyorken yönetmenim bana hata yaptın demez. En çabuk sahnesi biten ben vardım...”
-Erdoğan’ın hayatını detayıyla öğrenmiş oldunuz. En zor zamanı ne zamandı sizce?... “-Hayatın her evresinde bir zorluk var. Mazlumun yanında olduğu için filmde de şöyle bir detay var… Yıllardır para biriktiriyor, hevesi var bisiklet alacak. Hak ediyor babası parasını veriyor. O parayla gidip ihtiyacı olan bir çocuğa hediye alıyor. Siyasi alana girdikten sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin şer odakları tarafından abluka alındığını alenen biliyoruz. Uzun yıllardır olan bir şey. Erdoğan’da belediye başkanı olduğu dönemde çok büyük bir ışık verdi. Bu geleceğin ne kadar gümbür gümbür geleceği belliydi. Ama sağ olsun yol arkadaşları.. Hatta senaryoda bir sahneyi ben ekledim. Esnafla konuştuğumuz bir gerçek bir tarih sahnesi. Benim yazdığım, ‘Hizmet aşkıyla yola çıkmış neferleriz’ diye diyaloglar koydum. O arkadaşları hala yanındadır. Bakan olanlar, AK Parti genelde olanlar var. Zorluklar çekse de şuan nefes alması bize yetiyor...”
ÇOK ŞAŞIRTAN SAHNE... -Filmde çok şaşıracağımız bir sahne var mı? “-Var ama filmde… Ama şu hususa değinmek isterim. Sevgili kardeşim Hikmet İzsiz ile ilgili ayrı bir detay var. Cumhurbaşkanımızın çocukluğundan beri dini bütün, mazlumun yanında olduğunu bulduk. Kabadayı değil. Sen ben gibi sosyal hayatı normal olan bir insan. Her zaman yanında olan etle tırnak gibi olduğu Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı dostları vardı. Ben yönetmenimizle de konuştum. Sevgili hikmet kardeşimin oyunculuk alt yapısı yok. Ama aile büyükleri olarak Ak Parti teşkilatında da koşturan insanlar. Hem kendine güvenen biri. İnşaat sektöründe çalışıyor kendisi. Hikmet’e gelir misin dedim. Seve seve gelirim dedi. Çok da güzel oyun çıkardı. Recep Tayyip Erdoğan’ın her zaman günümüzde de hala devam eden çok değerli Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı dostları vardır. Bunun mesajı olarak Hikmet kardeşimiz hep yanımda durdu...”
-Sayın Cumhurbaşkanımız nasıl bir eş nasıl bir baba sizce? “-Çocuklarını çok seven, aileye çok düşkün, aşırı şekilde yardımsever… Bu çok net bir bilgidir; Ak Parti kurulduğunda, başbakanlık döneminde belediyelerin yardımları… Bunların hepsinin gençliğinde çalıştığı parayı ayırıp (fakir fukaranın hepsinin listesi var) torba torba yapabildiği kadar, kendi götürüp vermiyor. Mahalleden arkadaşları ile kapı çalınıp bırakılıyor. Bugün hala devam eder. Siyaseten yapıyor denilse de tamamen yargısız infaz bu. Cumhurbaşkanımız bugün mazlumun nasıl yanındaysa, fakir fukara, garip gurebaya nasıl yardım ediyorsa çocukluğunda bile öyleydi. Siz de araştırıp bulabilirsiniz...”
-Başınıza gelen en kötü ve ya en güzel anınız var mı? “-Refah partisi seçim sonuçları bekleniyor. Ben de başkan adayı olarak içerdeyim. Ali Erdoğan’la beraber hikmet masanın başında.. Masada bütün bilgisayarlar, yayın akışı … donatılmış. Derken son oylar açılıyor. İlhan kesici aldı alıyor derken bir anda moraller, enerji düşüyor. O ara bir telefon çalıyor. Ali Erdoğan telefonu açıyor. Herkes onu pür dikkat dinlerken oldu bu iş, bizim deyip kapatacak. O anda da hikmet tekbir diye bağıracak ve bütün herkes Allahu Ekber diyecek. Kayıt dediler, telefon geldi, kapandı, hikmet başladı Allahu Ekber demeye (gülüyorlar) Millet tekbir diyor Hikmet Allahu ekber…Hikmet’in yanlışını kimse fark etmiyor...”
...VE REİS’LE İLK BULUŞMA Reha Bey size geliyor mu yeni teklifler? “-Şu an iki projemizin olma ihtimali var. Fakat Reis’imizin 2. 3.sü olur devam ederiz. Ama Reis’i oynadık diye proje gelmezse de gocunmayız. Bekliyoruz. Ama net cevap veremiyorum. Şuan filmimiz vizyona girsin izleyelim, çıktıktan sonra evet biz bunu yapmışız diyelim. Ondan sonrası içi bakılır...”
-Sayın Cumhurbaşkanımızla bir araya geldiniz mi? “-Geldik, o şerefe nail olduk. Lütfi Kırdar’da iftar yemeğinde karşılaştık. İftar saati yaklaşırken Erdoğan’ın yan masasındaydım. Bir girdi içeri, yani ‘İçeri bir lider girdi’… tüm iş adamları, kim varsa ister istemez ayağa kalkıyorsun. Kalkmak istemesen bile vücut inkar ediyor. ‘Kalkacaksın Reis geliyor’ adam geliyor… Masasına geçip iftarını açtı. Erdoğan’ın çocuk karakter ile yanına gittik. Çok mutlu oldu. Bize o elektriği verdi. Onun o elektriği vermesiyle çok mutlu olduk. Enerjimiz yüksek konuştukça konuştuk. İlk kez orada haberi oldu filmden. Emeğinize sağlık çok merak ediyorum dedi. Güzel bir şey olduğuna inanıyorum dedi. Ben yerime oturdum ama haberim yok (gülüyor)
Fatih ay filmin tanıtım kitapçığını götürdü. Ben de Cumhurbaşkanımıza bakıyorum. Ama içim kıpır kıpır. O esnada demiş ki (çocuk karakterimizde dahil) ‘Nereden buldunuz bu kadar benzeri? Bir anda gençliğimi gördüm’ Fatih bey o an söylemedi, ağustos ayında bir toplantıda söyledi. O an sitem ettim. Ne kadar oyunculukta yapmış olsam, projenin bir değeri, rengi, tadı vardır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşısın. Oynadığın kişi Türkiye Cumhuriyeti’nin bir numaralı insanı. Bu onur bu mutluluk paha biçilemez. Oynadım diye beni sevmeyenler olabilir. Asıp kesenler olabilir. Hiç umrumda değil. Hiçbir daha iş gelmesin sıkıntı değil. Kalkıp da ben Cumhurbaşkanımız bana kol kanat gerer iş verir gibi bir beklentim asla yok. Ama dediğim gibi tanıştık o şerefe eriştik umarım bundan sonra da aynı mecrada olur muyuz, galada bir araya geliriz belki. O zaman mutlaka Erdoğan’la fotoğraf çekilmek isterim. Benzediğimiz insan Cumhurbaşkanımız…
-Okuyucularımıza söylemek istediğiniz bir şey var mı? “-Cumhurbaşkanımızı yalnız sevenleri değil ne çekmiş diye merak edenler de bakacaktır. Bu film siyasi bir film değil. Cumhurbaşkanımızın hayatını konu alan sinema filmi. İzleyiciler gittiği zaman şu yanılgıya düşmesinler. AK Parti, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı değil. Bu Tayyip Erdoğan çocukluğu, belediye başkanlığı kazandığı dönem ve şiirden dolayı 98 yılında cezaevine girdiği dönemi anlatan bir film. Gidip de oraya günümüzün Tayyip Erdoğan’ını ve ya siyasi bir mesaj beklemesinler. Mesajın en büyüğü; Zalimin hasmıyım ama severim mazlumu. Her zaman mazlumun yanında olduğunu çocukluğundan beri yapan bir insan. En büyük mesaj bu. Kişiliğin, dik duruşun, omurganın backgroundu dolu. Siyasete girdiği için böyle bir adam değil zaten böyle bir adam. İzleyen bunu görecek. Montajı çok güzel yapıldı. Bekliyoruz ben de çok heyecanlıyım. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak biz gideceğiz sinemaya. Oynadığım halde sinemaya gidip gişeye diyeceğim ki Reis filmine bir bilet. O zevki yaşayacağız...”
AYNI BAYRAĞIN ÇOCUKLARI
Hikmet Bey siz role nasıl hazırlandınız? Oyunculuk tecrübem yok. Reha abiyle geçmişe dönük bir arkadaşlığımız var. Ani oldu benim için de. Bir akşam evdeyken beni aradı. Cumhurbaşkanımızın hayatını konu alan bir film var oynamak ister misin dedi. Ben 5 6 saniye şoku atlatamadım. Tecrübem yok, sektöre yabancıyım, bir de çok önemli bir karakterin yanında oynayacaksınız. Hiç düşünmeden heyecanla karar verdim ve kabul ettim. Ben 22 yaşına kadar sinema salonuna girmiş biri değilim. İlk sette heyecan vardı. Minik acemilikler çektikten sonra sete ısındık ve filmin sonuna kadar beraber yürüdük.
FİLMDE OYNAMAKTAN BİR KÜRT OLARAK GURUR DUYDUM Hikmet: İşin içine tekbir ve Allah’ın ismi geçince maneviyat duygusuna kapıldım. Tayyip Bey’i nasıl tanırsınız deseler İstanbul’daki o çöp yığınlarını kaldıran belediye başkanı olarak tanıdım. Tayyip Bey’in Karadenizli olması doğuluları ve ya kürtleri sevmediği anlama gelmiyor. Ben bir Kürt olarak bu filmde oynamaktan çok keyif aldım, gurur duydum. Bu ülke bu vatan Kürdüyle Türküyle lazıyla hepimizin. Bu ayrıştırmayı yapanlar utansın. Tayyip Bey’in dediği gibi 94’lerde de yanında kürt dava arkadaşları vardı bugünde var. Bu vatanın her bir noktasındaki vatanseverlerin tamamı bizim kardeşimizdir. Bu ayrıntı benim için çok önemli. Hayatım boyunca çocuklarıma bırakacağım en güzel hatıralardan biri. Olduğumuz şu dönemde iğne ucu kadar benimde verilen mesaja katkım olduysa ne mutlu bana.
Bundan sonra teklif gelirse kabul eder misiniz? Ben kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Bunu söylemekten de gurur duyuyorum. Bayrağımı vatanımı seven bir adamım. Bu ülkenin en ufak bir noktasına fayda dokunacak herhangi bir proje olursa düşünmeden kabul ederim. 15 Temmuz yaşadık. Sokaklara indik sağımızda solumuzda her çeşit insan vardı. Dolayısıyla bu filmde oynamak çok zevkliydi. Yine böyle bir proje olursa hiç düşünmeden kabul ederim
Reha Beyoğlu 1978 İstanbul doğumlu Aslen Karadenizli Futbol, mankenlik gibi işlerle uğraştı Oyunculuğa ilkokulda başladı Evli, 2 çocuk babası Oynadığı diziler; Umut yolcuları, unutulmaz, Fatmagül’ün suçu Ne, Osmanlı Derin Devlet, Kalbimdeki yabancı Cumhurbaşkanı ile ayrıştığı tek nokta; Tuttuğu takım (Galatasaray) Ortak noktaları Boy, kilo aynı Baş harf, soy isim aynı rakamlı Futbolculukta buluşuyorlar Karadenizliler
Çağla Türk - Türkiye gazetesi
dikGAZETE.com