Çorum’da genç bir kızın birkaç gece mezarlığa gelerek bir mezarın başında ağladığı, görevlilerin kendisini fark etmesi üzerine uzaklaştığının iddia edildiği olay gizemini korumaya devam ederken, olay duyan meraklı vatandaşlarda Ulu Mezarlığı ziyaret etmeye devam ediyor.
Ulu Mezarlıkta yaşanan ve kızın bulunması için yapılan çalışmalar sırasında bazı vatandaşların çocuklarını alarak mezarlığa geldiği, bazılarının çekirdek çitleyerek olayı izlediği bazı insanların da el fenerleriyle mezarlıkta arama yatığı görüntülerle ilgili Hitit Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Muammer Cengil açıklama yaparak vatandaşları uyardı.
Son bir haftadır Çorum’un ve ülke gündemini mezarlıkta gece ağlayan genç kız olayının meşgul ettiğini dile getiren Prof. Dr. Muammer Cengil, insanlar arasında tabi seyir içerisinde gerçekleşen bir olayın tabiatüstü özellikle dini bir olaymış gibi algılanmaya başladığına dikkat çekti.
“Görüntülerdeki kişi psikolojik sorunları olan bir kızımız diye düşünüyorum”
“Görüntülerdeki kişi psikolojik sorunları olan bir kızımız diye düşünüyorum” diyen Prof. Dr. Cengil, insanları ve görevlileri görünce kaçmaya başladığına işaret etti.
Gizemli kızın başına gelerek ağladığı iddia edilen mezarın başına gittiğini ve halkın değişik hikayeler anlatarak bu olayın tabiat üstü bir olay gibi kendini inandırmaya ve halk arasında halka halka yayılmaya başladığını vurgulayan Prof. Dr. Cengil, “Olay, psikolojik sorunları olan genç kızımızın yaşadığı hadise. Fakat olayın gece olması, görevlilerin kızı yakalayamadan kaçmış olması olaya gizem katmakta” dedi.
Sosyal medya ve basına yansıyan görüntülerde akşamları Ulu Mezarlığa gelen insanların çekirdeğini, suyunu alıp adeta bir tiyatro izler gibi mezarlıkta kızın tekrar çıkmasını beklediğini anlatan Cengil, “Bunun üzerinde durulmalı. Peygamber efendimiz kabirlerin ziyaret edilmesini tavsiye buyuruyor. Fakat bu ziyaretin amacı tamamen ibret almak. Dünyaya olan meylizimin azalıp ölüm hakikatının, ölüm gerçeğinin var olduğunu unutmamak açısından yapılan bir tavsiye. Dolaysıyla mezarlıklara girerken abdestli bulunmak, yüksek sesle konuşmamak, yüksek sesle ağlamamak, bağırıp, çağırmamak mezarlık adapları arasında. Vatandaşlarımızın yaptığı hadise hiçbir şekilde İslam ve mezarlık adabına uygun bir hareket değil. Burada vatandaşları anlamaya çalışıyorum. Bir olay anlatılıyor ve olay tabiatüstü güçlerin işin içerisine girmiş olması şeklinde naklediliyor. Dolaysıyla dini bilgi eksiği olan insanların inanabileceği olaylar anlatılıyor. İnsanların merak etmesini doğal karşılıyorum. Fakat dinimizin de emirlerini bir kenara atarak rastgele davranamayız. Eğer burası bir mezarlık ise mezarlığın adabına uygun şekilde davranmak gerekir” diye konuştu.
Mezarlığa ailelerin çocuklarını da alıp geldiğini hatırlatan Cengil, “Farkına varmadan büyüklerin konuştukları, anlattıkları, olağanüstü tabiatüstü olaylar çocuklar tarafından gerçeklik gibi algılanabiliyor. Veya televizyonlarda dinlerken aynı şekilde bunu dinliyor. Gece uykuda kabus görme gibi çeşitli sorunlar yaşandığını birkaç kişiden duydum. Buda yaygınlaşıyor gittikçe. Bir çocuk bir korku filmi izlediğinde nasıl uyku ve yalnız kalma gibi bir problem yaşayabiliyorsa halkın arasında anlattığı şeyde bir korku filmini aratmayacak türden kıssalar anlatılıyor. Kendi kulaklarımla şahit oldum ve niye olmasın ki gibi cümle ile sonuç bağlanıyor. İnsanlar bu olaya gittikçe kendilerini inandırmış durumda” ifadelerini kullandı.
Söylentilerin önüne geçmek için vatandaşın bilgilenmesi gerektiğini vurgulayan Cengil, şunları kaydetti: “Öncelikle bu dini konudaki bilgisizlikten kaynaklanıyor. Öncelikle dini konuda bilgisi olan vatandaşımızın burada yaşanan olayların tabiatüstü güçler tarafından meydana getirildiğini düşünmüyor, inanmıyor. Bu genelde dini bilgi düzeyi zayıf insanlar tarafından bu tür şeylere inanma eğilimi çok yüksek. İnşallah en kısa zamanda kız bulunur. Bu olaya burada kapanır diye ümit ediyorum. Konuyla ilgili halkı yanlış kanalize edecek olan yayınlarında önüne geçilebilir mi bilmiyorum. Çünkü halk çok yanlış yanlış bilgileniyor. Toplumun geniş kesimlerinde bu tür olumsuz yayınlar olumsuz etkiler oluşturmaya başlamış durumda. Bir an önce bunun neticelenmesini temenni ediyorum. Bu süreçte de belki bu tür olumsuz yayınların yapılmasına yönelik bir kısıtlama gelirse faydalı olacağı kanaatindeyim.”
Muhammed Muttalip Yalçın
Kaynak: IHA
dikGAZETE.com