?>

"Çölyak hastaları yedikleri her gıdanın içeriğini bilmeli"

- Medicana International İstanbul Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Karabulut: - "Çölyak hastalığında tedavinin temelini glutensiz beslenme oluşturur. Bu amaçla buğday, arpa ve çavdar kesinlikle yenmemelidir" - "Buğday nişastası ile kaplı sakızlar ve hazır çorbalar gibi bu ürünlerin az da olsa karışacağı gıdalar da tüketilmemelidir"

Sağlık - 7 yıl önce

İSTANBUL (AA) - Medicana International İstanbul Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Laika Karabulut, çölyak hastalığında tedavinin temelini glutensiz beslenmenin oluşturduğunu belirterek, "Bu amaçla buğday, arpa ve çavdar kesinlikle yenmemelidir. Buğday nişastası ile kaplı sakızlar ve hazır çorbalar gibi bu ürünlerin az da olsa karışacağı gıdalar da tüketilmemelidir. Yani bu konuda yenilen her gıdanın içeriğini bilmek gerekmektedir" ifadelerini kullandı.

Çölyak hastalığına ilişkin yazılı açıklama yapan Karabulut, bu hastalığın bağırsaklarda besin maddelerinin sindiriminin ve emiliminin bozulmasına yol açtığını ifade etti.

Karabuluk, çölyak hastalığının kişilerin en sevdiği yiyeceklerden uzak kalmasına neden olduğunu, yaşam boyu devam eden bir alerji olduğunu ve tedavi edilmediği ya da dikkat edilmediği durumda hayatı zorlaştırabildiğini dile getirdi.

Karabulut, şunları kaydetti:

"Çölyak hastalığı buğday, arpa, çavdar ve yulafta bulunan protein yapısındaki glutene hassasiyet gösterilmesidir. Aslında glutenin içindeki gliadine karşı oluşan reaksiyon sonucu hastalık ortaya çıkar. Gluten ile karşılaşan epitel haraplanır. Bu harabiyete karşı vücudun immünolojik savunma sistemi harekete geçerek bu hatalı davranışa karşı serolojik tetkikler ile ortaya koyabildiğimiz antikorlar oluşur. Bu antikorlar epitel hücreleri tarafında 'ben hasarlanıyorum' sinyallerine karşı verilen cevaplardır.

Çölyak hastalığı 19. yüzyılda tanımlanmış olup 20. yüzyılda tanı kriterleri, klinik değerlendirilmesinde değişiklik olmaya başladı. İlk hastalık tanımlanmaya başladığında kronik ishal, kilo kaybı ve çeşitli besinlerin emiliminin bozulması ile ortaya çıkmaktaydı. Patolojik tanı için ince bağırsağın jejunum tarafından biopsiler alınarak konulmaktaydı. 20. yüzyılın sonlarında gerek serolojik tetkikler gerekse kolay ulaşılabilen endoskopik biopsiler nedeniyle tanı daha kolay konulmakta. Serolojik testler ailede çölyak hastalığı olanlar, Tip 1 diyabetler, açıklanamayan kansızlıklar, erken osteoporoz, otoimmun tiroid hastalığı olanlar ve tekrarlayan ishal ataklarında çölyak hastalığı taranmalı ve gerekli testlere göre endoskopik olarak ince bağırsak biopsieri alınmalıdır."

- "Tedavinin temelini glutensiz beslenme oluşturur"

Hastalığın tanısında serolojik testlerin çok önemli olduğunu bildiren Karabulut, çölyak tarama testlerinin pratik ve çabuk yapılabildiğini, fakat duyarlılıklarının düşük olduğunu belirtti.

Karabulut, "Zira bakılan antikorlgA'dır. Ve toplumda yüzde 2 igA eksikliği olduğunu unutmamak gereklidir. Çölyak hastalığının teşhisinde mutlaka yapılması gereken inceleme, oniki parmak bağırsağının distalinden biopsiler alınmalıdır. Kısa süreli ve sedasyon ile konforlu yapılan endoskopik işlemdir" ifadelerini kullandı.

Tedavinin temelini glutensiz beslenmenin oluşturduğuna dikkati çeken Karabulut, şu açıklamalarda bulundu:

"Bu amaçla buğday, arpa ve çavdar kesinlikle yenmemelidir. Buğday nişastası ile kaplı sakızlar ve hazır çorbalar gibi bu ürünlerin az da olsa karışacağı gıdalar da tüketilmemelidir. Yani bu konuda yenilen her gıdanın içeriğini bilmek gerekmektedir. Pirinç, patates, mısır ve soya unundan yapılmış ürünler kullanılmalı ve bunlarla yapılan hamur işleri tercih edilmelidir. Meyve, sebze, yumurta, et ürünleri tüketilebilir. Gluten içermeyen gıdalar ile beslenmek pahalı, güç ve hasta açısından sıkıcı olabileceği için tanı kesin konularak glutensiz beslenme önerilmelidir. Glutensiz diyete sıkı uyum gösteren hastada hala yakınmalar mevcutsa birlikte sık görülen laktoz intoleransı da gözden geçirilmelidir.

Diyet hem tedavi yöntemidir hem de diyete uyum, kaliteli bir yaşam yoludur. Tedavi başlangıcından eksik olan vitaminler tamamlanır. Diyete uyum devam ettikçe vitamin ve demir eksikliği hastanın karşısına çıkmaz. Dikkatsiz hastalar için hem bu temel vitamin ve minerallerin eksikliği ve hem de ileri dönemlerde ince bağırsağın lenfoması adenokarsinomu gibi bir hastalıkla karşılaşmasına yol açabilir."

Haftanın Öne Çıkanları

'Türkiye Katar'ın ihtiyaçlarını karşıladı'

2017-06-14 17:02 - Dünya

Galatasaray'da Sabri Sarıoğlu ile yollar ayrıldı

2017-06-14 02:17 - Spor

Denizin şarkılar söylediği Adriyatik şehri: Zadar

2017-06-17 15:32 - Çevre-Hayat

Hacer-ül Esved'in bir parçası da Edirne'de

2017-06-16 14:47 - Kültür Sanat

Genelkurmay çatı davasında 20'nci celse

2017-06-16 13:32 - Gündem

En kritik davada 56 sanık dinlendi

2017-06-17 16:55 - Genel

KPSS sonuçları açıklandı| 2017 KPSS sonuç tıkla öğren...

2017-06-16 23:12 - Eğitim

Adli Tıp Kurumu'ndaki FETÖ yapılanması davasında 11 sanığa tahliye

2017-06-17 14:22 - Asayiş

Kocasını çekiçle öldürüp, sevgilisi ve sevgilisinin kardeşiyle yaktı!

2017-06-13 14:47 - Asayiş

Trump teknoloji CEO'larıyla bir araya geldi

2017-06-20 09:19 - Ekonomi

İlgili Haberler

Dünyanın "kalbi" Türkiye'de attı

15:02 - Sağlık

Sağlıksız beslenme genç yaşta kalp damar hastalığına yol açabiliyor

12:53 - Sağlık

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, üst solunum yolu rahatsızlıklarına karşı uyardı

14:23 - Sağlık

Yerli aşı TURKOVAC'ı geliştiren Prof. Dr. Özdarendeli'ye Ahilik kaftanı giydirildi

15:23 - Sağlık

Erken menopoza giren kadınlarda otoimmün hastalık riski artıyor

13:18 - Sağlık

Günün Manşetleri

İsrail’in Lübnan’a yönelik son saldırılarında ölenlerin sayısı 33'e yükseldi

01:08 - Dünya

Türkiye'den, GKRY'ye silah ambargosunu kaldırma kararının yeniden uzatılmasına ilişkin açı

01:03 - Siyaset

Husiler, İsrail’in Ben Gurion Havalimanı'nı balistik füzeyle vurduklarını açıkladı

00:58 - Dünya

İsrailliler Gazze'de esir takası anlaşması talebiyle gösteri düzenledi

00:23 - Dünya

Dışişleri Bakanı Fidan, Türkevi'nde Venezuela Dışişleri Bakanı Gil ile görüştü

00:12 - Siyaset