İstanbul Okmeydanı Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi Başhekimi Dt. Ferhat Arol, AA muhabirine, ağız ve diş sağlığının ilk adımının bebeklik döneminde başladığını ve süt dişi olarak adlandırılan ilk dişlerin, şekerli gıdaların fazla tüketilmesi ve ağız ile diş sağlığının öneminin toplumda iyi bilinmemesi nedeniyle daha çabuk çürüdüğünü söyledi.
Arol, süt dişlerinin zamanından erken çürüdüğü ve çekildiği takdirde ağız içinde meydana gelecek yer kayıplarının, çapraşıklıkların ileride ortodontik tedavi ihtiyacı doğuracağına dikkati çekerek, çekilmeyip kronik bir iltihap oluştururlarsa da hem alttan gelen kalıcı dişin kalsifikasyonuna hem de çocuğun genel sağlığının etkilenmesine neden olacağını anlattı.
Süt dişlerinin ortalama 6 aydan sonra genellikle alt ön bölgeden başlayarak çıktığını ve yaklaşık 3 yaşında tamamlandığını, kalıcı daimi dişlerin ise 6 yaşında çıkmaya başlayarak 12-13 yaşlarına kadar tamamlandığını dile getiren Arol, diş fırçası kullanımına azı dişlerinin (1,5-3 yaş) çıkmasıyla başlanılması gerektiğini aktardı.
"Doğru fırçalama için el gelişimi 7-8 yaşlarında tamamlanıyor"Diş fırçası seçerken çocukların ağız ve diş yapılarına uygun, küçük başlı ve yumuşak fırçaların tercih edilmesinin önemine değinen Arol, sert fırçaların diş etlerine zarar verebileceğini söyledi.
Arol, diş macunu kullanmaya başlanıldığında, özellikle çocuklar için üretilen macunların seçilmesinin ve çok az miktarda kullanılmasının gerekliliğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Çocukların diş macununu tükürmesi teşvik edilerek, yutmasına izin verilmemelidir. 3 yaş ve altında macunsuz ya da yarım pirinç tanesi kadar, 3 yaş ve üstünde ise bezelye tanesi kadar çocuk diş macunu kullanılmalıdır. Fırça hijyen açısından 3-6 ay arasında değiştirilmelidir. Çocuklarda diş fırçalama el becerilerinin gelişmesi için de önemlidir. Bu nedenle, çocukların dişlerini kendilerinin fırçalamasına izin verilmeli ancak son fırçalama beraber yapılmalıdır. Öte yandan, çocukların doğru fırçalamayı yapabilmeleri için el gelişimleri yaklaşık 7-8 yaş civarında tamamlanır. Ebeveynler bu yaşlara kadar çocuklarının diş fırçalamasında etkin rol oynamalı, ebeveynlerinin dişlerini fırçalamasına izin vermeyen çocukların muhakkak fırçalama sonrası dişleri kontrol edilmeli, eksik kalan yerleri tekrar fırçalamaları sağlanmalıdır.".
"Florürün diş çürüklerini önleyici etkisi kanıtlandı"Ferhat Arol, çocukların dişleri akşam fırçalanmadığında sabaha dek diş yüzeyinde kalan yiyecek artıklarının ve uyku sırasında azalan tükürük akışının çürük oluşumunu hızlandırdığını aktararak, "Yapılan en büyük yanlış, fırçalamadan sonra bir şeyler yedirilmesi, süt ya da şurup formunda ilaç içirilmesidir. Fırçalamanın bunlardan sonra yapılması gerekmektedir. Erken yaşlarda diş fırçalama ve doğru beslenme alışkanlıklarının kazandırılması, düzenli ve doğru bir şekilde fırçalama yaptırılmasıyla çürük oluşumu engellenebilir." diye konuştu.
Çocuğun herhangi bir rahatsızlığı olmasa da diş hekimine rutin kontroller için götürülerek, çene, ağız ve diş bakımı konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Arol, rutin kontrollerde, bazı ortodontik anomalilerin erken teşhis edilerek daha kolay tedavi edilebileceğine ve çene gelişiminin istenen şekilde yönlendirilebileceğini anlattı.
Arol, ebeveynlerin "Okullarda florür vernik uygulamasına izin vermeli miyiz?" sorusunu kendilerine sıkça yönelttiklerine de değinerek, "Florürün diş çürüklerini önleyici etkisi, bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Türk Pedodonti Derneği ve Türk Diş Hekimleri Birliği eğitim komisyonunun 2016 yılında yayınladığı, 'Florür Durum Raporu'nda çürük önlemek için kullanılan florür kaynaklarının toksik doz içermediği, dolayısıyla güven verici olduğu bildirilmiştir. Diş hekimlerinin kullandığı, önerdiği uygun miktarda kullanılan florürün sağlığa hiçbir yan etkisi yoktur. İdeal olan klinik ortamda yüksek risk gruplarına uygulama yapılmasıdır. 4-6 ay arayla yapılması uygundur. Okullardaki tarama ve florür uygulamaları, koruyucu tedaviye katkıları ve çocukların ağız ile diş sağlığında farkındalık kazanmaları açısından önemlidir." değerlendirmesini yaptı.
"Süte şeker, bal eklenmesi çürük riskini artırıyor"Doğumdan dişler çıkıncaya kadar geçen evrede, bebeklerin diş etlerinin ve damaklarının temiz, nemli bir gazlı bez ya da tülbentle günde bir kez silinmesi gerektiğini aktaran Polat, şöyle devam etti:
"İlk süt dişinin sürmesiyle dişleri fırçalanmaya başlanmalıdır. Normal diş fırçası, gazlı bez ya da annenin parmağına geçirilerek kullanılan parmak fırçalar tercih edilebilir. 2-3 yaşından itibaren çocuğa fırça verilerek diş fırçalaması öğretilmeye başlanmalı, fırça diş etlerine 45 derece açıyla değecek şekilde yerleştirilmelidir. Diş etinden dişe doğru, her dişe 8-10 kez gelecek şekilde fırçalanmalıdır. Dişlerinin çiğneyici ve ısırma yüzeylerini ileri-geri hareketlerle, dil yüzeyini de arkadan öne doğru fırçalanması ve ağzını suyla çalkalanması sağlanmalıdır. Dişler, sabahları kahvaltıdan sonra, gece yatmadan önce günde 2 defa, 2-3 dakika fırçalanmalıdır."
Süt dişlerinin ağız içinde yerini almaya başlamasıyla gece verilen anne sütünün erken çocukluk çağı çürüklerinin oluşmasında önemli bir risk faktörü olduğunu belirten Polat, "Biberonla beslenen çocuklarda sütün içine şeker ya da bal eklenmesi, diş temizliğinden sonra süt içirilmesi çürük riskini artırmaktadır. Ebeveynler çocuklarının ağız hijyenini sağlamalı, biberonla beslenmeyi kısıtlayıp şekerli besinlerin alınmasını mümkün olduğunca önlemelidir. Diş yüzeyine yapışan karbonhidrat ağırlıklı besinler yerine sebze ve meyve tercih edilmelidir. Diş temizliğine önem verilmemesi ve yanlış beslenme alışkanlıkları, erken çocukluk çağı çürüklerine neden olmaktadır." ifadelerini kullandı.