Ankara
Çinli yetkililer, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki doğum hızının neredeyse üçte bir oranında düştüğünü kabul ederken, Uygur kadınlarının zorla kısırlaştırıldığıyla ilgili raporları reddetti.
Amerikan yayın kuruluşu CNN'de temmuzda yayımlanan bir makaleye cevaben Çinli yetkililerin gönderdiği mektupta, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde doğum hızının 2018'de önceki yıla göre neredeyse üçte bir oranında azaldığı belirtildi.
Mektupta ayrıca Uygur Türklerine soykırım yapıldığıyla ilgili iddialar yalanlandı.
Uygurlar ve diğer etnik azınlıkların hakları ve çıkarlarının korunduğu öne sürülen mektupta, soykırım iddialarının anlamsız olduğu ifade edildi.
ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, "dehşet verici uygulamaları" sonlandırma çağrısı yapmıştı
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 29 Haziran'da yaptığı açıklamada özerk bölgede, Uygur ve Kazaklara zorunlu kısırlık, kürtaj ve aile planlaması uyguladığının ortaya çıktığını belirtmiş ve Çin Komünist Partisine bu "dehşet verici uygulamaları" sonlandırması çağrısında bulunmuştu.
Alman antropolog Adrian Zenz'in bu konuda yayımladığı bilgilerin şok edici olduğunu ancak Çin hükümetinin on yıllardır devam eden ve insan hayatı ile onurunu hiçe sayan uygulamalarına benzerlik teşkil ettiğini vurgulayan Pompeo, "Çin Komünist Partisine bu dehşet verici uygulamayı derhal durdurması ve diğer uluslara ise bu insanlıktan çıkaran suistimalleri durdurma talebi konusunda ABD ile hareket etme çağrısı yapıyoruz." diye konuşmuştu.
Associated Press (AP) ajansının yayımladığı haberinde Uygur Türklerinin yoğunlukla yaşadığı özerk bölgede, yerel hükümetin, son yıllarda bölgedeki Uygur ve Kazak kadınları doğum kontrol yöntemleri uygulamaya zorladığı, çok çocuk yapanlara para cezası kestiği ve kamplara göndermekle tehdit ettiği öne sürülmüştü.
Doğum kontrolünün daha önce bilinenden "daha geniş çaplı ve sistematik” olduğu savunulan haberde, Çin hükümetinin, yüz binlerce kadını düzenli olarak rahimlerine spiral takmaya, kürtaja ve kısırlaştırmaya zorladığı, spiral kullanımının ülke genelinde düşmesine rağmen Sincan’da ciddi şekilde artış gösterdiği kaydedilmişti.
Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki tartışmalı kamplar
Çin'de son yıllardaki Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor.
Pekin'in "mesleki eğitim merkezleri" olarak adlandırdığı ancak uluslararası kamuoyunun "yeniden eğitim kampları" şeklinde tanımladığı yerlerde Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre en az 1 milyon Uygur Türkü kendi rızası dışında tutuluyor.
Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor.
Çin'in, bölgede yaşayan Müslüman Uygurlara, Çince dil eğitimi ile mesleki ve kültürel kurslar verdiğini öne sürdüğü kampların durumu hakkında net verileri paylaşmaması, uluslararası kamuoyunda derin kaygılara yol açıyor.
BM İnsan Hakları Konseyine üye 22 ülke, Temmuz 2019'da, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik muamelesini eleştiren ve kitlesel gözaltıların durdurulması çağrısında bulunan mektubu imzalamıştı.
BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken, Çin şimdiye kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi.
Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini ise geri çeviriyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com