Ankara
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında video konferans aracılığıyla yapıldı.
Toplantı sürerken parti genel merkezinde basın mensuplarına açıklamada bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün Kıbrıs Barış Harekatı'nın 46. yıl dönümü olduğunu anımsatarak, Rauf Denktaş, Fazıl Küçük, Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan'ı saygı ve rahmetle andı.
Öztrak, Cumhuriyet Halk Partisi için Kıbrıs'ın her zaman milli bir dava olduğunu, bu durumun bundan sonra da devam edeceğini ifade etti.
24 Temmuz'da, Cumhuriyet'in tapu senedi niteliğindeki Lozan Barış Antlaşması'nın 97. yıl dönümünün kutlanacağını vurgulayan Öztrak, şunları söyledi:
"Lozan, 1. Dünya Savaşı'nın galip devletleri karşısında, milletimizin elde ettiği askeri zaferi diplomasiyle taçlandıran, Sevr paçavrasını yırtıp atan antlaşmadır. Bugün Anadolu ve Trakya toprakları bütün ve bizimse, bu topraklarda ay yıldızlı bayrağımız dalgalanıyorsa, özgür milletler ailesinin şerefli bir üyesiysek, bunları hep Lozan Antlaşması'na borçluyuz.
Başta cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Lozan Antlaşması'nın mimarı İsmet Paşa ve Kurtuluş Savaşı'mızın tüm kahramanlarını saygıyla, rahmetle, minnetle bir kez daha anıyoruz."
"Sayın Bahçeli, üç yılda ne değişti?"
Öztrak, Yunanistan'ın, Lozan Antlaşması'nın açık hükümlerini ihlal ederek adaları silahlandırdığına dikkati çekerek, bu yetmezmiş gibi Ege'de egemenliği antlaşmalarla devredilmeyen kara parçaları üzerinde de hak iddia ettiğini aktardı.
Yunanistan Cumhurbaşkanının Eşek Adası'nda askeri birlik denetimiyle nispet yaptığını dile getiren Öztrak, şunları kaydetti:
"Her ne hikmetse saray hükümetinin ve bekçisinin gıkı çıkmadı. Tek kişilik saray hükümetinin toprak dendiğinde aklına vatan toprağı değil kupon arazi geldiğini biliyoruz. Beylerin tek bir önceliği var:
İstanbul başta olmak üzere, vatan topraklarını Katar kraliyet ailesine parsel parsel satmak. Ama bu meselede anlayamadığımız, Sayın Bahçeli'nin tutumudur. Daha üç yıl önce, bir başka Yunan cumhurbaşkanı, Aydın'ın Bulamaç ve Eşek adalarını ziyaret ettiğinde, Sayın Bahçeli yeri, göğü yıktı.
Sayın Bahçeli, üç yılda ne değişti de sus pus oldunuz? Üç yılda ne oldu da sarayın mutemet bekçisine dönüştünüz? Parmağınıza Ayasofya yüzüğü takıp, sarayın müsamerelerine nasıl dekor olabildiniz? Bu mutemetliğe artık kendi vekilleriniz bile dayanamıyor."
"Kim bu FETÖ'cüler? Karnınızdan konuşmayın. İsimlerini derhal açıklayın"
Faik Öztrak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile eski AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner arasındaki diyaloglara da değinerek, "AK Parti'de dedikodu kazanları kaynıyor. AK Parti artık kavgalı evdir. Biz, 'FETÖ'nün kendisi okyanus ötesinde, ama fikirleri iktidarda.' diyorduk. Meğerse sadece fikirleri değil, uzuvları da halen iktidardaymış. FETÖ halen, emniyet teşkilatı başta olmak üzere, kamuda kadrolaşmaya devam ediyormuş. Bunu kim söylüyor? AK Parti'nin Tv yıldızları ekibinden eski bir vekili söylüyor. 'Bizde isimler var.' diyor. Kim bu FETÖ'cüler? Karnınızdan konuşmayın. İsimlerini derhal açıklayın." dedi.
Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Ahmet Yaramış'ın, 15 Temmuz darbe girişiminde bulunup pişman olanlara sahip çıkılması yönündeki sözlerine tepki gösteren Öztrak, "Liyakatsiz kişilerin elinde devletin tüm kurumları çürüyüp, dökülüyor." ifadesini kullandı.
"Döviz kurlarına müdahale etmek için barut kalmadı"
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının da içler acısı bir halde olduğunu değerlendiren Öztrak, "Her hafta sonu bankacılık sistemi ile ilgili yeni bir düzenleme yapılıyor. Haftada beş iş günü var ama düzenleme yapmak için Merkez Bankası tatil günü cumartesiyi bekliyor.
Piyasalar da eli yüreğinde, 'bakalım bu hafta sonu nasıl bir sürprizle karşı karşıya kalacağız' diye bekliyor." diye konuştu.
Merkez Bankasının net rezervlerinin artık eksi bakiye verdiğine dikkati çeken Öztrak, şunları söyledi:
"Kamu bankaları üzerinden döviz kurlarına müdahale etmek için yeterli barut kalmadı. Devlet bankalarının döviz açık pozisyonu, 10 milyar dolara dayandı. Şimdi piyasadan çekecekleri bu dövizle, büyüyen döviz açığına yama yapacaklar. Bu yama tutar mı? Mümkün değil. Ekonominin döviz kazancını artıracak veya döviz ihtiyacını azaltacak hiçbir tedbir alınmadı ki. Tam tersine kredi muslukları sonuna kadar açılarak, ekonominin döviz açığı büyütüldü."
Öztrak, son bir haftada bankalardaki yabancı para mevduatlarının 1,2 milyar dolar artarak 231 milyar dolara ulaştığını belirterek, "Mayıs başından bu yana yani yaklaşık üç aydaki artış ise 8 milyar doları aşmış.
Diğer taraftan ilk beş ayda Merkez Bankası 22,4 milyar dolar döviz rezervini eritmiş. Bunu da döviz kurunu sabit tutmak için yapmış. Sarayın tek kişilik hükümeti artık sandıkta milletin onlara göstereceği yeri görüyor. Gideceğini anlıyor.
Ülkeyi 'benden sonrası tufan' anlayışıyla yönetiyor. Ekonomide bütçe dengesi, döviz bilançosu alt-üst edildi. Merkez Bankasının kasasındaki rezervler suyunu çekti. Milletin yedek akçesine el atıldı. Millet gırtlağına kadar borca batırıldı." dedi.
"CHP'nin misyonu ülkeyi aydınlığa çıkarmaktır"
Son bir yılda 2 milyon 585 bin vatandaşın işini kaybettiğini belirten Öztrak, şöyle devam etti:
"Bu ucube rejim iş başı yaptığından bu yana işini kaybedenlerin sayısı ise 3 milyon 202 bini buldu. Şimdi tek kişilik saray hükümeti giderayak tüm yükü işçilerimizin sırtına yıkmaya hazırlanıyor. Emekçilerimize tuzak üstüne tuzak kuruyor.
Bir yandan kıdem tazminatını tartışmaya açıyor. Diğer yandan esnek çalışma diyerek 'belirli süreli sözleşmeyi' norm haline getirerek, işçilerin ihbar ve kıdem tazminatlarını elinden almanın yollarını arıyor. Şu anda TBMM'de 'mini istihdam paketi' dedikleri bir teklifin görüşmeleri sürüyor.
18 yıllık AK Parti, iktidarında 20 paket açıkladı. Bunun 15'i 'istihdam paketi', 5'i ise 'reform paketi' diye takdim edildi. Şimdi 21. paket de yolda. Her paketten sonra memlekette işsizlik daha da arttı."
Sözcü Öztrak, Türkiye'nin her alanda büyük bir sıkışmışlık içerisinde olduğunu ileri sürerek, "Ekonomide, dış politikada, eğitimde, tarımda, adalet ve yargıda çok büyük sıkıntılar var. Tüm bu sıkıntıları çözmeye, 18 yılın kirini, pasını ve tüm çürümüşlüğünü ortadan kaldırmaya talibiz.
Cumhuriyet Halk Partisinin tarihi misyonu ülkemiz ne zaman dara düşse, milletimizle beraber ülkemizi içine düştüğü karanlıklardan, aydınlığa çıkarmaktır. Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkeyi yeniden ayağa kaldıracak iradenin partisidir." ifadelerini kullandı.
"Maceraperest yaklaşımların karşısındayız"
Türk Tarih Kurumu Başkanı Ahmet Yaramış'ın 15 Temmuz darbecileriyle ilgili sözlerine yönelik bir soru üzerine, "Bu zatın sözleri son derece tehlikeli sözlerdir. Vatandaşlarımıza kurşun sıkan, topla tüfekle saldıran, uçaklardan bomba atan, 251 yurttaşımızın şehit olmasına neden olanlar için af talebidir. Bunu milletin vicdanı kabul etmez.
Durumunu gözden geçirip, beklemeden söylemiş olduğu sözler nedeniyle istifa etmesi lazım. Çünkü, milletimizin vicdanı rencide olmuştur." değerlendirmesinde bulundu.
Öztrak, hükümetin Libya politikasıyla ilgili bir soruyu, "Biz Libya'da gerginlikten yana değiliz. Libya'da aklıselimin bir an önce hakim olması lazım. Libya meselesinin barış içerisinde çözülmesi için hükümet gerekli girişimlerde bulunuyorsa, biz bu girişimlerin arkasında olacağız.
Ülkemizi bir maceraya, bir vekalet savaşına sokacak ve kahraman askerimizin ayağına taş değdirecek maceraperest yaklaşımların da karşısındayız." şeklinde yanıtladı.
Ayasofya'da kılınacak namaz için CHP'ye bir davet gelip gelmediğinin sorulması üzerine Öztrak, "Namaza davet Ezan-ı Muhammedi ile olur. Namaz için hiç kimsenin ayrıca bir davete ihtiyacı yoktur. Namaz kılmanın protokolü olmaz." cevabını verdi.
Öztrak, Hükümet ile Netflix arasında basına yansıyan görüşmeler ile sosyal medya düzenlemesine dair partinin görüşlerinin sorulması üzerine de şunları söyledi:
"Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz sosyal medyaya getirilecek her türlü sansüre karşıyız. Bir medyaya getirilecek her türlü sansüre karşıyız. Uluslararası kabul görmüş birtakım normlara uygun olarak birtakım düzenlemeler yapılırsa bunlara bakılır.
Unutulmasın, bu düzenlemelerin düğmesine hınçla basıldı, hesap sorma, öç alma yaklaşımıyla basıldı. Dolayısıyla buradan medyadaki söz söyleme, yazma, çizme özgürlüğünü geliştirecek bir düzenleme çıkması yerine, yasakçı bir düzenleme çıkma ihtimali mevcuttur.
Buna da Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz karşıyız."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com