İnce, Yalova'nın Çınarcık Belediyesi binasında basın toplantısı düzenledi. İnce’yi belediye önünde Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, Çınarcık Belediye Başkanı Avni Kurt ve belde belediye başkanları karşıladı. Ardından belediyenin toplantı salonunda açıklamalarda bulunan İnce, “Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası açısından tehlike devam etmektedir. Sıkıyönetim ya da olağanüstü hal ilan ederek, idamı yeniden getirerek, kamuda tasfiyeler yaparak bu süreçten kurtulamayız. Türkiye’nin her şeye rağmen hukuk içinde kalarak, demokrasisini koruyarak yapabileceği şeyler var. Bu süreç bu yöntemlerle sürdürüldüğünde, bugüne kadar yaşanan kutuplaşma devam edebilir, Türkiye uluslararası alanda daha da yalnızlaşabilir, ekonomik alanda büyük krizlerle karşı karşıya kalabilir. Terörle mücadele sürdürülemez hale gelebilir” diye konuştu. “Ortaya çıkan bilgiler hedefte sadece AKP iktidarının olmadığını, doğrudan Türkiye Cumhuriyeti'nin olduğunu göstermektedir” diyen İnce, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hedefin Türkiye Cumhuriyeti olduğunda anlaşıyorsak, bu mücadelenin sadece AKP inisiyatifiyle yürütülemeyeceğini kabul etmeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası, herkesin bu mücadelede sorumluluk almasıyla sağlanabilir. Doğrudur AKP seçilmiş hükümettir. Cumhurbaşkanı seçilmiş cumhurbaşkanıdır. Ancak bunlar sağlıklı ve geniş kapsamlı bir mücadele için yeterli değildir. Bize 15 Temmuzu yaşatan güçlerin karşısına daha geniş tabanlı bir hükümetle çıkmalıyız. Ülkeyi bu duruma düşürenlerden, ülkeyi bu halden kurtarmalarını beklemek aşın iyi niyetlilik olur. İçinde bütün siyasi partilerin yer alacağı görev süresi bu tehlikenin atlatılmasına kadar sürecek bir hükümetle mücadele etmeliyiz.”
Kutuplaşmanın ortadan kaldırılması gerektiğini savunan İnce, şöyle konuştu: “Böylece 15 Temmuzu planlayanların kullanmak istedikleri kutuplaşmayı ortadan kaldırabiliriz. Olağanüstü hallere başvurulmadan, hukuku askıya almadan, toplumun tamamını kucaklayan bir hükümetle Türkiye Cumhuriyeti düşmanlarının karşısına çıkabiliriz. Karanlık gecede bombalanan mecliste demokrasi mücadelesi veren her partinin içinde yer aldığı, bütün siyasi partileri ve dolayısıyla bütün Türkiye’yi kapsayan ‘Geniş Tabanlı bir Demokratik Sivil Hükümet’ kurulmalıdır.
Herkes bütün gönlüyle ve bütün birikimiyle ülkemizin bu karmaşa döneminden çıkarılmasına katkıda bulunmalıdır. Böyle geniş katılımlı bir hükümetin kurulması ile, ülkenin tehlikeye giren birliğini yeniden tesis edecek bir fırsat da yakalanabilir. Herkesi elzem olanla lüzumlu olan arasında ayrım yapmaya, yakın ve büyük tehlikeyi görmeye çağırıyorum. Ortada iktidar ile muhalefet arasında, geniş halk yığınları arasında geçmiş 14 yıllık uygulamalardan kaynaklanan büyük bir güven sorunu bulunmaktadır. Bu güven sorunu aşılmadan bu tehlikeye karşı mücadele edemeyiz. Bu işi planlayanlara karşı ve uluslararası güçlere demokrasi cephesini var ederek karşı koyabiliriz. Böyle bir birliktelik, bir yandan iç kamuoyunu cesaretlendirirken, diğer yandan uluslararası kamuoyunda bütünlüğümüzün ve kararlılığımızın bir yansıması olarak algılanır. Bu işi yapanlar, karşılarında sadece AKP’yi değil tüm Türkiye’yi bulmalıdır. Geliniz bu belayı Türkiye’de bir daha nefes alamayacak biçimde ortadan kaldıralım. Bir birimize kendi bütünlüğümüzü koruyarak destek olma çağrıları yapma yerine birlik olma, birlikte yapma çağrısında bulunuyorum. Herkesi daha büyük bir birliğe çağırıyorum. Böyle bir birliktelikte herkesin elini somut biçimde taşın altına koymasını ve fedakarlık yapmasını öneriyorum. Bu çağrımı makam, mevki, iktidar ortaklığı gibi kavramlarla bağdaştıracak olanlar bilsinler ki, tehlikenin vehametinin farkında değillerdir. Başta iktidar olmak üzere herkesi eski söylemlerini ve eleştirilerini bu bela atlatılana kadar bir yana bırakmaya davet ediyorum". İnce, kendisi için fezleke hazırlayan hakimin de gözaltına alındığını belirterek, “2013 yılında Silivri’de duruşmalar devam ederken o insanları hapse attıkları günlerde ben de grup başkanvekili olarak milletvekili arkadaşlarımla birlikte Silivri’ye gitmiştik. Orada mahkeme heyetine ‘Zamanı gelince ön sıraya oturacaksınız’ demiştim. Yukarıda oturuyordu mahkeme heyeti. Hakim Özese'yi gün tutuklamışlar. O gün ‘siz mahkeme değilsiniz, burası çadır tiyatrosu’ demiştim. Mahkemeye hakaretten fezleke göndermişler. O gün Silivri’de açıklama yaparken parti adına Bülent Arınç o gün bana elebaşı demişti. Kimin ele başı olduğu belli oldu. Gördünüz şimdi. Hakimin fezlekesiyle göndermiş. Dün de beni Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan arıyorlar bununla ilgili ifade vermeye çağırıyorlar. Bana ödül vermeniz lazım. Ben geleceği görmüşüm. Beni niye ifadeye çağırıyorsunuz” dedi.
Saim Çotuk
dikGAZETE.com