ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, YouTube üzerinden yayın yapan Yeniçağ Tv'de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, millet iktidarında yapacakları ilk 3 işin ne olacağının sorulması üzerine, ilk olarak parlamentoya siyasi ahlak yasasını getireceklerini, devlette ciddi israfın olduğunu, bunu önleyeceklerini söyledi.
Koronavirüsle mücadele sürecinde herkesin fatura ödediğini, fatura ödemeyen tek kesimin dolarla ihale alanlar olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, devlette saydamlığı ve hesap verebilirliği sağlayacaklarını belirtti.
Kılıçdaroğlu, güçlü bir demokratik parlamenter sistem oluşturacaklarını, bunu dayatmayla değil toplumsal mutabakatla gerçekleştireceklerini dile getirdi.
"Akşener'in çağrısı çok önemli"İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in "memleket masası" çağrısına ilişkin değerlendirmesi sorulan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Akşener'in 'memleket masası' çağrısı çok önemlidir. Bu aynı zamanda vatanseverlik örneğidir. Memleket ciddi bir sorunla, bir buhranla karşılaştığında onu atlatma konusunda bütün siyasi partiler bir araya gelip ortak çözüm arayışlarını toplumun önüne koymalıdır. Meral Hanım'ın çağrısını çok değerli buluyorum ama bu çağrıyı keşke Meral Hanım yerine daha önceden Erdoğan yapsaydı. Buna hepimiz giderdik. Erdoğan bu çağrıya büyük bir ihtimalle uymayacak zaten. Erdoğan gelir veya gelmez, buradan ben de bütün siyasi partilerin genel başkanlarına çağrı yapmak isterim. Meclis'te olsun veya olmasın bu çağrıya 'evet' diyelim. Telekonferans ile bir araya gelebiliriz. Daha yararlı olması için basına kapalı bir şekilde oturup konuşabiliriz."
Kılıçdaroğlu, "İngilizlerin dolara saldırdığı söylemleri var. Böyle bir saldırı var mı ekonomiye?" sorusuna karşılık, içeride ve dışarıda Türkiye'yi yağmalamak, rantları paylaşmak için bir kavganın olduğuna dikkati çekti.
"İktidar tam bir bunalım içinde""Türkiye'yi rant bölüşümünde hem içeride hem dışarıda ana aktör haline getiren siyasi parti ve yöneticilerinin yatacak yeri yoktur." diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rant çetelerine teslim edilen bir Türkiye var. Üç banka Türk lirası üzerinden gelir elde etmeye veya yurt dışına dolar götürmeye başladı. Kardeşim buna izin veren kim, Türkiye'yi bu hale getiren kim? Yıllardır, devasa Türkiye Cumhuriyeti devletini Londra'daki bir avuç faiz çetesine teslim ettiniz diye söylerim. İktidar tam bir bunalım içinde. Kayınpeder ile damat devleti yönetiyor. Kayınpeder ile damat kime ne veriyor, kimden ne alıyor, hangi kararları alıyorlar kimse bilmiyor. Liyakat tasfiye edilmiş durumda. Freni patlamış bir kamyonda yokuş aşağı hep beraber gidiyoruz."
Darbe tartışmalarıKılıçdaroğlu, darbe tartışmalarına ilişkin sorusu üzerine, yapay bir gündemle karşı karşıya olduklarının altını çizerek, "Darbeyi kim yapar? Darbeyi yaparsa ordu yapar. Hulusi Akar Bey orduya sahip değil mi? Orduya sahiptir. Orduya sahip değil, böyle bir olay varsa Hulusi Akar'ı alsın yerine başka birisini getirsin yani darbeyi önleyecekse ne yaparsa yapsın." değerlendirmesini yaptı.
Erken seçimKılıçdaroğlu, erken seçim olduğu takdirde daha önce İYİ Partiye verdiği desteği, Gelecek Partisi ve Deva Partisine verip vermeyeceğine ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
"Erken seçim yapar mı yapmaz mı buna kararı Erdoğan verecek. İster yapar ister yapmaz. Biz yarın sabah erken seçim olacakmış gibi sahada çalışıyoruz, sivil toplum örgütleri ile konuşuyoruz. Geçmişte CHP genelde sadece eleştirirdi. Hataları gündeme getirirdi ama çözümleri söylemezdi, dillendirmezdi. Şimdi biz eleştiriyoruz arkasından çözümü de söylüyoruz. Böyle olması lazım. Böylece vatandaş sandığa giderken 'sorun var ve bu sorun böyle çözülmeli' diyor. Sayın Bahçeli, 'Yeter artık. Ben Cumhur İttifakı'na destek vermiyorum. Ülke felakete gidiyor, milletin oyuna gidelim, ona göre erken seçim olsun' diyebilir. Her siyasi partinin temel hedefi iktidar olmak ve ülkeyi yönetmektir. 'Şimdi artık üç hilalin zamanı geldi, tek başına iktidar olma zamanı geldi' demek sandığı göstermek demektir. Sonra süratle bu düzeltildi. Sandığı göstermedik, o anlama gelmesin gibilerden."
"5 maskeyi vatandaşa dağıtamadılar"AK Parti Hükümeti'nin bazı sözler verdiğini, bunlardan birinin de maske dağıtımı olduğunu belirten Kemal Kılıçdaroğlu, "5 tane maske dağıtamayan iktidara iktidar mı denir. Fabrikada üretilen 5 maskeyi vatandaşa dağıtamadılar." ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, vatandaşa hizmet konusunda da CHP'li belediye başkanlarının eline kimsenin su dökemeyeceğini söyleyerek, belediye başkanlarının canla başla çalıştığını aktardı.
Türkiye'nin büyük, güçlü ve kaynakları olan bir ülke olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, meselenin, devletin gücünün sorun çözmeye kanalize edilmemesi olduğunu vurguladı.
Belli çevrelerin bu güçten yararlandığını ancak vatandaşın yararlanamadığını iddia eden Kılıçdaroğlu, hükümetin içeride ve dışarıda güven sorunu olduğunu savundu. Kılıçdaroğlu, "Erdoğan'ın da AK Parti'nin de oyları düşmeye başladı. Düşmeye başlayınca bir sürü senaryolar... Bu darbe senaryoları da bunlardan birisi. Televizyonlara insanları çıkarmaya başladılar. Asarız, keseriz demeye başladılar. Bütün mesele şu, güven veren, vatandaşı kucaklayan, vatandaşın sorunlarına kilitlenen bir iktidara ihtiyacımız var." dedi.
"Siyasi partinin vatandaştan oy istemesi kadar demokratik ne olabilir""Gelecek ve Deva partilerinin seçime girmemesi için bir siyasi kumpas yapılır mı?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Öyle bir kumpas yaparlarsa demokratik yöntemler içinde bütün o kumpasları açmak mümkündür. Her siyasi partinin seçimlere girmesini isteriz. Vatandaşın karşısına çıkmasını isteriz. Bir siyasi partinin vatandaştan oy istemesi kadar demokratik ne olabilir." cevabını verdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, 20 bin öğretmenin atandığına ama hala maaşlarının bağlanamadığına dikkati çekerek, "20 bin öğretmen hak etti. Kuralar çekildi. Kararnamelerin çıkması ve bu öğretmenlerin aylıklarının ödenmesi gerekiyor. Vatandaşın vicdanı, geleceği ve birikimi üzerinden tasarruf olmaz." diye konuştu.
"Bilim Kurulu'nun bir sözcü seçmesi lazım"Yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadele sürecinde Bilim Kurulunun aldığı kararlara herkesin uymasını gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Hangi önlemlerin alınması yönünde karar verecek olan Bilim Kurulu. Bilim Kurulunun bir sözcü seçmesi ve açıklamaları Bilim Kurulu sözcüsünün yapması lazım. Bilim Kurulunun hangi kararları aldığını ben bilmiyorum. Bakan, Erdoğan ve bir de Bilim Kurulu üyeleri biliyor. Bilim Kurulu bir karar alıyor. Bilim Kurulunun aldığı kararların bir kısmına uyulmadığı yönünde medyada haberler var. Şimdi siz AVM'leri açıyorsunuz. Niye açıyorsunuz? Hekimler arasında görüş ayrılığı var. Eğer deniyorsa ki AVM'ler de açılabilir, maçlar da yapılabilir, çıkar Bilim Kurulu sözcüsü açıklamayı yapar. Biz de o zaman bir yanlışlık olursa faturayı Bilim Kuruluna çıkarırız."