ANKARA
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 696 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname'nin (KHK) 121. maddesiyle getirilen düzenlemelere ilişkin, "Burada iki şey var. Cezai sorumsuzluk getiriyorsunuz. Bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkisindedir. Af getiriyorsunuz, KHK ile af getiremezsiniz." ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Habertürk televizyonunun canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
ABD'nin Türk vatandaşlarına yönelik vize kısıtlamasını kaldırmasına ilişkin Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bütün ülkelerle ilişkilerinin iyi olmasını istediklerini belirterek, "Türkiye hem kendi ülkesinde hem de dışarıda barışı, özgürlüğü savunan bir ülke konumunda olmalı." dedi.
Türkiye ve ABD arasındaki vize krizinin aşılmasının güzel bir olay olduğunu ancak Türkiye ve ABD'nin yaptığı açıklamalar arasında çelişki bulunduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"'ABD Büyükelçisi 'Türkiye Cumhuriyeti tarafından bir güvence verilmiştir' deniyor. Söz konusu güvencelere karşılık, ABD vize yasağını kaldırdığını söylüyor. Buna karşın, Türk büyükelçiliği 'Biz hiç kimseye güvence vermedik' diyor. Eğer 'Güvence bize verildi ve biz bu güvence nedeniyle vizede yaşanan krizi aşıyoruz' diyorlarsa gerçekten ortada bir sorun var demektir. Neden iki taraf aynı metin üzerinde ortak bir açıklama yapmazlar. Elbette biz kendi büyükelçiliğimizin yaptığı açıklamaya inanacağız. Hangi güvenceyi verdiler? Bizi rahatsız eden bu."
"Bu kadar insan boşu boşuna neden hapishanede kaldı"Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 11 bin 480 kişinin iradesi dışında telefonuna ByLock yüklendiğini tespit ettiğini ve sonrasında tahliyeler yapıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, bir hatadan ötürü kaç kişinin içeride olduğunun bilinmediğini, bunun tespit edilmesi gerektiğini kaydetti.
Sınırlı sayıda insanın tahliye edildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Benim bildiğim Cumhuriyet gazetesinin bir çalışanına yönelik bu yöntemle telefonuna yüklenmiş olduğu ve uzun süredir hapiste olduğu bildiğimiz bir gerçektir. Bu, şunu gösteriyor; devletin kurumlarının sağlıklı çalışmadığını gösteriyor. Bunu siz yeni mi keşfettiniz? Bu kadar insan boşu boşuna neden hapishanede kaldı? Neden bu kadar büyük bir insan kitlesi gereksiz yere suçlamalara muhatap oldu? Birilerinin bunun hesabını vermesi lazım." diye konuştu.
696 sayılı KHK'nin 121. maddesiyle getirilen düzenlemeleri eleştiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Sayın Binali Yıldırım'a kim bilgi verdi bilmiyorum. Biz Anayasa Mahkemesine yasalaştıktan sonra başvurduk. Anayasa Mahkemesi şu ana kadar karar vermiş değil. Anayasa Mahkemesine, Sayın Başkanına ve üyelerine çağrı yapalım. Buna bir an önce baksınlar. Hukuka uygun mudur değil midir, oturup kararlarını versinler. Biz hukukun gereği neyse, yasa bize hangi yetkileri vermişse kullanıyoruz. Binali Bey'den bizim isteğimiz, Anayasa Mahkemesine sorsun. Bizim dilekçemiz orada, eğer ulaşamıyorsa söz veriyorum ben bir örneğini gönderebilirim."
Sadece darbe girişimine değil bütün darbe girişimlerine karşı olduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, darbeye karşı çıkan halkın gösterdiği kahramanlığa da saygı duyduklarını söyledi. Daha önce demokrasiye bir kasıt olursa, vatandaşların direnme hakkını kullanmaları gerektiğini söylediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, bunu bir grup toplantısında dile getirdiğini ve en çok hükümetten eleştiri aldığını belirtti.
Direnme hakkını kullananların hiçbir zaman suçlanamayacağını savunan Kılıçdaroğlu, demokrasiye ve insan haklarına bir kasıt varsa insanların direnebileceğini söyledi.
Tankın önüne çıkan, altına yatan, hayatını kaybeden 250 şehit ve gazinin olduğunu ve hiç kimsenin suçlanmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bu yasa parlamentoya geldiğinde yasa çıktı mı? Kimse itiraz etmedi. O zaman sorun nerede? Köprüde askerler linç edildi, yani öldürüldü. Bir rütbesiz askerin günahı nedir? Komutanı talimat vermiş, çıkacaksın dışarıya... Hepimiz askerliğin kurallarını biliyoruz. Komutanın emri tartışılmaz. Komutana birşey yapmıyorsunuz ama eri linç ediyorsunuz. Köprüde linç edilen askerlerin haklarının aranması lazım. Komutana her türlü cezayı verin hiç itirazımız yok ama linç girişimi doğru değil. Ben bunu 15 Temmuz'dan sonra Saray'a gittiğimde de söyledim. Bu açıklama o linç girişimine af getiriyor. Burada iki şey var. Cezai sorumsuzluk getiriyorsunuz. Bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkisindedir. Af getiriyorsunuz, KHK ile af getiremezsiniz. Parlamentoda nitelikli çoğunluk sağlanmadan af da getirilemiyor. Bir de geleceğe dönük düzenleme getiriyorsunuz. Af gelecek için de dokunulmazlık. Gelecek için nasıl dokunulmazlık, milletvekillerine sağlanan dokunulmazlıktan çok daha güçlü bir dokunulmazlık."
Muhabir: Duygu Yener
dikGAZETE.com