Çankırı
CHP Ekonomi Masası heyeti, Çankırı Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen toplantıda, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının başkanları, küçük ve orta ölçekli sanayi kuruluşları ve esnaf temsilcileriyle bir araya geldi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak,burada yaptığı konuşmada, ekonomiyi nasıl gördüklerini anlatmak ve ekonomiyle ilgili şikayet ve görüşleri dinlemek üzere Çankırı'yı ziyaret ettiklerini söyledi.
Türkiye'nin uzun dönemdir üç büyük kriz yaşadığını savunan Öztrak, "Bunlardan birincisi ekonomik kriz. Ekonomik krizin arkasında da büyüme modelinin tıkanması var. 2007'den sonra Türkiye'nin benimsemiş olduğu, benim de hazırlanmasında bürokrasi kanadında, teknik altyapısında koordinatör rolü oynadığım güçlü ekonomiye geçiş programı miadını doldurdu.
O tarihten sonra ciddi büyüme programına geçilmesi lazımdı ama dışarıdaki iklimin de elverişli olması nedeniyle mevcut iktidar bu geçiş programını sürdürmeyi tercih etti. Dolayısıyla Türkiye borçlanarak ekonomiyi şişirme stratejisini rekabet gücünü artırarak ekonomiyi büyütme stratejisine tercih etti." ifadelerini kullandı.
İkinci önemli konunun devlet krizi olduğunu öne süren Öztrak, "Bu tek adam rejimine geçişin düğmesine basılmasıyla Türkiye'de özellikle devlet tarafında, devletin kurumlarıyla, demokrasinin kalitesiyle ilgili yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı konularında çok ciddi patinajlar yaşamaya başladık.
Bir başka önemli konu, 2020 yılında başlayan, tüm dünyayı etkileyen, bizi de bu kırılganlıklar nedeniyle, yani hem ekonomik hem devlet krizi nedeniyle daha da fazla etkileyen sağlık krizi. Pandemiyle birlikte bu iki kriz birleşince Türkiye ciddi bir buhran yaşamaya başladı." diye konuştu.
Türkiye'nin 2023 hedeflerinden uzaklaştığını, 2013 yılından sonra ciddi bir sapma başladığını iddia eden Öztrak, şöyle devam etti:
"Bugün geldiğimiz yerde, 717 milyar dolarlık gayri safi yurt içi hasılaya geriledik. Oysa 2023 hedefleri rotasında kalmış olsaydık bugün milli gelirimiz 1,6 trilyon dolar olacaktı. Kaybımız 892 milyar dolar oldu. Türkiye 2017'den itibaren baktığımız zaman, 2018'den sonra büyüyemiyor.
2017 yılında 3 yıllık büyümenin ortalaması yüzde 5,6 iken 2020 yılında bu, yüzde 1,9'a kadar düştü. Türkiye'nin 97 yıllık ortalama büyümesi de yüzde 4,8. Yani onun da altına inmiş vaziyetteyiz."
Türkiye'nin karşı karşıya olduğu en önemli riskin dış borç olduğunun altını çizen Öztrak, "Bir yıl içinde Türkiye'nin 190 milyar dış borcu çevirmesi lazım. Bunun üstüne bir de 14 milyar dolarlık cari açık tahmini var. Bunu da koyduğunuz zaman tam 200 milyar dolar para bulmamız lazım." dedi.
Öztrak, Türkiye'nin üreten bir ülke olması gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Yani borçla şişen değil, üreterek büyüyen bir ülke olması lazım. Yeni kuralımız borçla ekonomiyi şişiren değil, üreterek ülkemizi zenginleştirecek bir büyüme stratejisi. Ne var bunda? İç ve dış tasarrufları betona değil, üretime ve döviz kazandıran faaliyetlere yönlendirmek gerekiyor.
Dijital ve yeşil ekonominin sunduğu yeni fırsatları kullanmak gerekiyor. Eğitim politikasını paydaşlarla beraber yeniden oluşturmak gerekiyor. Dünyayla rekabet edecek iş gücünü yetiştirmemiz lazım.
Alman iş gücü 1 saatte ne kadar mal üretiyorsa, ben ondan daha fazla mal üretebilmeliyim, bu yetenekleri vermeliyim kendi iş gücüme. Buhranın üreten sektörler üzerinde yarattığı tahribatı giderecek bir dönüşüm ve destek programını derhal uygulamaya sokmamız lazım.
Aslında pandemi bir dünya savaşı. Bu dünya savaşını kazanacak ülke kendi şirketini, kendi esnafını, kendi çiftçisini, kendi işçisini ayakta tutacak ülkeler. Bunu mutlaka başarmamız lazım. Esnaf dükkanını açmalı, çiftçi tarlasını sürebilmeli, işsizler işlerini kavuşmalı."
Konuşmanın ardından başlayan toplantı, basına kapalı gerçekleştirildi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com