?>

Cemil Çiçek, 27 Nisan e-muhtırasına karşı demokrasiye sahip çıkılan günü anlattı

Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 27 Nisan e-muhtırasına ilişkin, "O bildiri, hiçbir demokratik ülkede olmaması gereken, ayıp, ahlak, kural dışı bir bildiriydi. Kayıt dışı siyasetin tezahürlerinden birini gördük." dedi.

Siyaset - 3 yıl önce

Ankara

Siyasi tarihe "27 Nisan e-muhtırası" olarak geçen bildirinin yayımlandığı dönem 59. AK Parti Hükümeti'nin Sözcüsü ve Adalet Bakanı olan Cemil Çiçek, muhtıranın 15. yılında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Çiçek, 27 Nisan e-muhtırasının, 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat darbelerinin devamı niteliğinde olduğunu belirterek, 27 Nisan e-muhtırasının "darbeler zinciri" içerisinde önemli bir kırılma noktası olduğunu ifade etti.

Bildirinin 27 Nisan 2007 saat 23.30'da Genelkurmay Başkanlığının internet sitesine konulduğu sırada şehir dışındaki bir programdan evine döndüğünü anlatan Çiçek, evinin kapısından girdiği sırada kendisini bekleyen bir gazetecinin bildiriyle ilgili görüşünü sorduğunu ve bildiriyi okumasının ardından cevap verebileceğini söylediğini aktardı.

"Toplantı için Abdulkadir Aksu ve Abdullah Gül'ü aradım"

Eve girip televizyondan bildiriyi okuduğunu ve oturduğu apartmanda dönemin İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu'nun da ikamet ettiğini söyleyen Çiçek, şöyle devam etti:

"Onu aradım, 'Böyle bir bildiri var.' dedi. O da 'Benim bir haberim, bilgim yok.' dedi. Onun üzerine ben de 'Arabanı gönderdin mi?' dedim, 'Göndermedim, ben de yeni geldim.' dedi. 'O zaman gönderme de belki bir yerlere gitmemiz gerekebilir.' dedim. Bunun üzerine Sayın Abdullah Gül'ü aradım. Onu arayışımın sebebi, bir defa darbenin birinci dereceden muhatabı kişisel olarak kendisi. Çünkü cumhurbaşkanı adayı o. İkincisi Dışişleri Bakanı. Bu türlü gayretkeşliklerde dış destekler önemlidir. Kimden işaret fişeğini attırdılar, nereden? Bunu en iyi öğrenmenin yolu Dışişleri Bakanı ile konuşmak ve yapılabilecekleri oradan takip etmek."

Çiçek, bunun üzerine İçişleri Bakanı Aksu ve birkaç arkadaşıyla Dışişleri Bakanlığı konutuna gittiklerini ve bu sırada dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da Keçiören'deki konutunda olduğunu anlatarak, Erdoğan ile görüşmeler yapılarak değerlendirme toplantılarının yapıldığını söyledi.

"Bir korkum yoktu ama ülke için endişeliydim"

Bildiriyi okuduğunda önceki darbe süreçlerinde olanları hatırlayıp bir korku yaşayıp yaşamadığı sorusuna Çiçek, "Korku, endişe olsa başkaları gibi 'Sabah ola hayrola' der, yorganı çekip yatar, sabah olunca da nedir, ne değildir bakarsınız. Kalkıp gittiğimize göre bir korku yok ama bir endişe ülke için var. Ülkeyi biz yönetiyoruz. 27 Nisan açısından baktığımızda, yaptığımız işin Anayasaya aykırı bir yanı yok." yanıtını verdi.

Çiçek, 27 Nisan'a giden sürecin bir yıl önceden başladığını, "cumhurbaşkanı eşi başörtülü olamaz" tartışmasının sürecin yaşanmasındaki önemli olaylardan biri olduğunu ifade ederek, "Bu ve benzeri şeylerle Türkiye'de tahrikler, sokak kışkırtmaları, çağrılar bizi 27 Nisan'a getirdi. O bildiri, hiçbir demokratik ülkede olmaması gereken, ayıp, ahlak, kural dışı bir bildiriydi. Kayıt dışı siyasetin tezahürlerinden birini gördük." değerlendirmesini yaptı.

"Genelkurmay Başkanı'nı 14 kez arayıp ulaşamadık"

Bildirinin yayımlanmasının ardından dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ı 14 kez aradıklarını belirten Çiçek, şunları anlattı:

"Her defasında 'Efendim istirahate çekildi, şimdi iletemeyiz' gibi sudan bahaneler bildiriliyor. Hükümet, Genelkurmay Başkanı'nı arıyor ama Genelkurmay Başkanı istirahatte. Karşıdan düşman girse ne yapacağız veya Suriye'den terör örgütleri sızsa, eylem yapsa ne yapacağız? Ertesi gün saat 14.00'e kadar Genelkurmay Başkanı'na ulaşamadık. Her defasında önümüze ya yaver veya orada görevli kimse, 'Efendim mesajınızı ileteceğiz, geliyoruz, gidiyoruz' vesaire dedi. Bu, başlı başına bir fecaattir, üzerinde dikkatle durulması gereken bir husustur. Bildiriyi değerlendirmeye çalışıyoruz ama hemen hemen hiçbir yerden bir bilgi yok. O zaman bir bildiri kaleme aldık. Ertesi gün kamuoyuna açıkladığım ama birlikte karar verdiğimiz bir metin. O gece orada hazırladık. Ertesi gün de saat 11.00-12.00 gibi Başbakanlık konutunda Sayın Başbakan ile müzakere yapıldı."

"Silahlı Kuvvetlerle ilgili cümleyi formüle ederek metne ilave ettim"

Çiçek, toplantıda, bildiriye karşı cevabın nasıl verileceği konusunun görüşüldüğünü ve hükümet adına kendisinin açıklama yapmasının uygun olduğu kararı alındığını aktararak, şu ifadeleri kullandı:

"Biz açıklama yapacağız dedikten sonra hazırlığı yaptık, metin ortada. Tam o sırada, bu muhtırayı siteye koyan Genelkurmay Başkanı, Başbakan'ı aradı. Bu sırada Başbakanlık konutunda Başbakan ile beraberiz. Oradan Başbakanlık Basın Merkezine gidip açıklama yapacağım. Tüm basın mensupları da orada, olağanüstü bir ilgi vardı. Başbakan'a, 'Başka bir şey yoksa çıkayım' derken, Genelkurmay Başkanı aradı. 'Ben torunumu görmeye gidiyordum, jammerlar sebebiyle cep telefonlarıyla iletişim sağlayamadık. Şimdi haberim oldu.' dedi. Bir hükümetin, 14 saat Genelkurmay Başkanına ulaşamamasının gerekçesi 'Arabanın önünde, arkasında jammerlar vardı' olabilir mi?"

"Soğukkanlı bir kararla açıklamayı yapınca Türkiye rahatladı"

Bu telefon görüşmesinin, yapacağı açıklamada değişikliğe neden olabileceği için önemli olduğunu vurgulayan Çiçek, şunları kaydetti:

"Başbakanlık Basın Merkezinden Sayın Başbakan'ı aradım, açıklama metnine eklenecek bir şey var mı diye sordum, 'Yok' dedi. O zaman Silahlı Kuvvetlerle ilgili cümleyi oraya formüle ederek metne ilave ettim. Çünkü bizim derdimiz Silahlı Kuvvetlerle, devletin kurumlarıyla kavga etmek değil. Gerçekten soğukkanlı bir kararla açıklamayı yaptık, Türkiye de rahatladı ama kriz bitmedi, cumhurbaşkanı seçemedik."

Çiçek, cumhurbaşkanının seçilmesi konusundaki "devlet krizi"nin Temmuz 2007'de yapılan erken genel seçimlerin ardından ağustos ayında Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesiyle son bulduğunu hatırlatarak, 27 Nisan e-muhtırası sürecinin her yönüyle iyi değerlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

9 Adımda Japonya Çalışma İzni Nasıl Alınır?

2022-04-22 12:06 - İnsan&Hayat

'Yoldaş Çavuşoğlu...' Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun açıklamaları Rus medyasında geniş yer aldı

2022-04-21 07:14 - Özel Haber

Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı yapıldı

2022-04-24 12:41 - Eğitim

Crocus Group, Rus markaları destek programını başlattı -Fuad Safarov, Moskova'dan bildiriyor-

2022-04-24 22:30 - Özel Haber

Siirt'in tandırda pişen lezzeti: Büryan kebabı

2022-04-23 18:42 - Çevre-Hayat

Trabzonsporlu Cornelius, kendisine benzeyen Hollandalı futbolseverle buluştu

2022-04-21 18:06 - Spor

Pakistan'da yasa dışı silah endüstrisinin merkezi: Dera Adem Heil

2022-04-25 11:54 - Dünya

Ekşi hamurla mayalanan 'sac ekmeği' köy sofralarına lezzet katıyor

2022-04-25 12:04 - Çevre-Hayat

Şehitlerimizi son yolculuklarına uğurladık

2022-04-23 20:10 - Gündem

Mariupol'un Rus birlikleri tarafından kurtarıldığını Kadırov böyle duyurdu

2022-04-22 05:06 - Özel Haber

İlgili Haberler

Bakan Fidan ve Suriye'nin yeni lideri Şera, Kasyun Dağı'nda Şam manzarası izledi

20:58 - Siyaset

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera ile Şam'da bir araya geldi

18:38 - Siyaset

Dışişleri Bakanı Fidan: PKK/YPG'ye Suriye’de yer olmadığını bir kez daha ifade etmek istiyoruz

18:58 - Siyaset

TBMM Başkanı Kurtulmuş: Türkiye olarak büyük bir momentum yakaladık

18:12 - Siyaset

MHP Genel Başkanı Bahçeli: Masumların hesabı katil Esad'dan mutlaka sorulmalıdır

17:32 - Siyaset

Günün Manşetleri

Trump: Putin benimle en kısa zamanda görüşmek istediğini söyledi

23:53 - Dünya

Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş: Öyle böyle maçın sonunda 3 puanla ayrılmak önemliydi

23:42 - Spor

Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi için kuvvetli sağanak uyarısı

23:32 - Gündem

Kars'ta ‘Sarıkamış şehitleri’ için temsili nöbet tutuldu

22:37 - Çevre-Hayat

Gençlik ve Spor Bakanı Bak, Malatya'da gençlerle buluştu

22:32 - Gündem