İSTANBUL
Uluslararası Genç Derneği ve Üsküdar Belediyesi tarafından düzenlenen Tecrübe Söyleşileri'nde, ailesi bir baba ve eş olarak Cahit Zarifoğlu'nu anlattı.
Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü Yusuf Temizcan'ın yaptığı programa Zarifoğlu'nun ailesi konuk oldu.
Programda, sanatçı Yusuf Goncagül bestelediği Cahit Zarifoğlu şiirlerini seslendirdi ve katılımcılara müzik dinletisi sundu.
Betül Zarifoğlu, babası Cahit Zarifoğlu'nun çok şefkatli ve çocuklarına karşı ilgili olduğunu belirterek, "Babam vefat ettiğinde 10 yaşındaydım. Haliyle hatırladığım şeyler ev halleri, oyunlar, sofralar ve gezmeye gitmeler." dedi.
Zarifoğlu, "O zamanların ne kadar farklı ve özel olduğunu ben çok sonra anladım. 'Baba zaten çocuklarıyla çok ilgili olur, çok sever, baba zaten yazar olur' gibi bir inancım vardı. Herkesin babası yazıyor zannediyordum. İlkokul ikinci sınıfta bir arkadaşımın evinde daktilo olmadığını öğrendiğimde 'Baban yazılarını nasıl yazıyor?' dedim. 'Eliyle yazıyor' dedi. Babamın da memuriyeti var, akşam eve geliyor yazı yazıyor, hafta sonu dergiye gidiyor. Bütün bu işlerinin içinde yazmak o kadar doğal bir şekilde ilerliyor ki, başka işler yapanlar da akşam evine gidince yazı yazıyor zannediyordum." ifadelerini kullandı.
"Tahammülü yüksek, çok ilgili bir babaydı"Ev atmosferlerinin farklı olduğunu zamanla anlamaya başladığını kaydeden Zarifoğlu, şöyle devam etti:
"Tahammülü yüksek, çok ilgili bir babaydı. Yazıları hep bizim yanımızda yazardı. Biz oynuyoruz, koşuşturuyoruz bunun içinde sürekli bir daktilo sesi. 'Babanız yazı yazacak sessiz olun, ayrı odaya gidin' gibi şeyler söylenmezdi bize. Bütün bunlar çok iç içe olunca da bunun doğallığını daha fazla hissetmiş oldum."
Oğlu Ahmet Zarifoğlu ise çocukluklarında yaramaz olduklarını ifade ederek, "Bize bağıran, susun diyen bir baba hiç hatırlamıyorum. Evde yazılarını, kitaplarını, şiirlerini yazarken annem 'Çocukları çıkarayım, sessiz olsunlar, rahat yaz' dediğinde 'Yok hanım önemli değil, kalsın oynasınlar' derdi. Bizimle oyunlar oynardı. Kibar, bizimle ayrı ayrı ilgilenen bir baba hatırlıyorum hayal meyal." şeklinde konuştu.
Cahit Zarifoğlu'nun çok çalışkan biri olduğunu vurgulayan eşi Berat Zarifoğlu, "En büyük hayali televizyon kurmaktı. Ben de ona 'Televizyonumuz var' derdim. 'Ama biz bildiğimiz doğru haberleri verelim. Bize istedikleri gibi öğretiyorlar, haberi istedikleri gibi bilmemizi istiyorlar' derdi. Özel televizyonlar açılmaya başlayınca ben de anladım 'Cahit bey bunu diyormuş' dedim. Söylediğinde anlamamışım." dedi.
"Evlendiğimizde çok farklıydık ama anlaşabildik"Onun en iyi okuyucularından biri olduğunu ifade eden Zarifoğlu, şunları kaydetti:
"Bir seneye yakın birbirimize 'Siz' diye hitap ettik. 'Ne zaman samimi olacağız, sen diyebileceğim?' derdim. Sonradan sevdik birbirimizi ama başta sorarak, yaşayarak birbirimizi tanıdık, sevgiyi zamanla öğrendik. Evlendiğimizde çok farklıydık ama anlaşabildik. Acemilik dönemimiz çok güzel geçti, çok da mutlu olduk. Bir hayali birlikte umreye gitmemizdi ama nasip olmadı."
Erzincanlı Abdurrahim Efendi'ye bağlılığı hatırlatılan Zarifoğlu'nun tasavvufla ilişkisinin sorulması üzerine Berat Zarifoğlu, "Kendisinin tesihatı vardı. Ankara'dayken haftada bir perşembe günleri Rasim beylerin evinde toplanılırdı. Dersini yapardı, zaten güzel namaz kılardı. Huşu içinde kılardı. Çok değerli, çok özel, çok hoş bir insandı. Dedikodu etmeyi hiç sevmezdi. Bazen anlatırdım, o da 'Ben bilmeyeyim' der, dinlemezdi. O kadar dikkat ederdi." ifadelerini kullandı.
Ahmet Zarifoğlu'nun babasının "Busat" şiirini okumasının ardından, çekilişle dinleyiciler arasından bazı kişilere Beyan Yayınlarından çıkan "Cahit Zarifoğlu Tüm Eserleri" seti ile çeşitli kitap, dergi ve hediyeler verildi.
Muhabir: Ahmet Esad Şani
Kaynak: AA
dikGAZETE.com