Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi dördüncü sınıf öğrencisi olan Şule Küçükoğlu, Soyut Dışa Vurumculuk olarak adlandırdığı tekniğin Türkiye’de ressamlar tarafından nadir kullanıldığını belirterek, tablolarında boya veya fırça kullanmadan doğadan topladığı çiçek, baharat, kahve, kırmızıbiber, çakıl taşları, kağıt, peçete, son bahar yaprakları, kül, üzüm ve cam gibi bir çok materyali kullanarak, adeta doğayı tuvaliyle buluşturuyor.
“Sınavlarda sorulara resim çizerek cevap veriyordum” Edirneli sanatçı Şule Küçükoğlu, ilkokul çağlarında yaşıtlarının aksine yazı yazmak yerine sürekli bir şeyler çizdiğini ve resim yeteneğinin ailesi tarafından keşfedildiğini anlatarak, “12 Ekim 1995 yılında Edirne’nin Keşan ilçesinde doğdum. Küçük yaşlarda resimle ilgilenmeye başladım. İlkokulda okuma yazmayı biraz zor öğrenen bir öğrenci olarak, sınavlarda yazı yazmak yerine resim çiziyordum. Resme çok küçük yaşta başladım. Bu yeteneğim ailem tarafından keşfedildi. Bu da beni Güzel Sanatlar Fakültesi’ne yöneltti” dedi.
“Tekniğin üslubu ise soyut dışa vurumcu”
Avrupa’da ve dünyada kullanılan resimle ilgili birçok tekniği araştırdığına ve soyut dışa vurumculuk tekniğini kullanmaya başladığına değinen genç ressam Küçükoğlu, “Resimle ilgili farklı teknikler araştırdım, bunlar hocalarım sayesinde de oldu. Yurt içinden ve yurt dışından bazı profesör ve uzmanlarla konuştum ve onların sonucunda bu şekilde bir teknik ortaya çıktı. Kullandığım tekniğin üslubu ise Soyut Dışa Vurumcu” ifadelerini kullandı.
“Kırmızıbiber, çakıl taşı, kül, üzüm, yaprak, cam, kahve, baharat ve çiçekler”
Küçükoğlu, tablolarında doğada bulunan ve kimi zaman atıl durumda olan renk ve doku katabilecek birçok malzemeyi kullanabildiğini dile getirerek, “Soyut Dışa Vurumcu, üslubunu kullanıyorum. Boya çok nadiren kullandığım bir malzeme, o da alt zemini atmak için. Tekniğimde doğa bulunan bütün malzemeler var. Kurutulmuş çiçekler, baharatlar, kahve, kırmızıbiber, çakıl taşları, kağıtlar, peçeteler, son bahar yaprakları, küller, üzümler, camlar bütün hepsini kullanıyorum. Renk katabilecek ya da doku verebilecek bütün malzemeleri rahatlıkla kullanabiliyorum” diye konuştu.
“Doğa bize her şeyi sunuyor”
Genç ressam Şule Küçükoğlu kullandığı soyut dışa vurumculuk tekniğinde boya ve fırça yerine kullanılan malzemeleri anlatırken, ‘Çöp değil ama tabloya yakışabilecek, tabloda güzel durabilecek, güzel durduğuna inandığım şeyleri alıyorum’ diyerek, şöyle devam etti: “Aslında doğa bize her şeyi sunuyor. Bende doğada etrafıma dikkatlice baktığımda çok farklı şeyler görüyorum. Boyaya ya da fırçaya ihtiyaç duymuyorum. Yolda yürürken zaten bu teknik dolayısıyla sürekli çevreme bakarım. Uygun gördüğüm malzemeleri toplarım. Arkadaşlarım da zaten bu konuda her zaman bana destekçidir. Getirirler, sorarlar ‘Şule ben bunları senin tablonda görmek istiyorum, bana bunlarla yapıp hediye eder misin?’ diyerek bende onlar için hazırlarım. Çöp değil ama tabloya yakışabilecek, tabloda güzel durabilecek, güzel durduğuna inandığım şeyleri alıyorum. Bu da tabloya daha derin bir etki katıyor.”
“Aslında baktıklarında anlamıyorlar”
Tablolarını gören insanların boya yerine ne kullandığını anlayamadıklarını ve kendilerine söylediğinde de çok şaşırdıklarını belirten Küçükoğlu, “Ben tabloların üç boyutlu olmasına çok önem veriyorum. İnsana daha gerçekçi ve yakın geliyor. O yüzden dekoratif olarak da güzel durduğunu düşünüyorum. Aslında baktıklarında anlamıyorlar. Ne olduğunu çözemiyorlar ama söylediğimde çok şaşırıyorlar. İnsanlara beğenilmekten çok belki de farklı geliyor ve bu da benim hoşuma gidiyor. Zaten amacım tablolarımın insanlara farklı gelmesi” şeklinde konuştu.
“Trakya Bölgesi’nde bu tekniği kullanan tek ressamım”
Küçükoğlu, Türkiye’de bu tekniği kullanan nadir ressamlardan birisi olduğunu ifade ederek, “Trakya Bölgesi’nde de sadece ben bu tekniği kullanıyorum. Bu tekniği kullanmaya başlayalı tam bir yıl oldu. Şuan da 70 adet tablo var. Ve bu tablolar kısa sürede çıkmıyor. Bir tanesinin tamamlanması yaklaşık bir ay sürüyor” dedi.
“Ülkemi uluslar arası sanat arenasında temsil etmek istiyorum” Gelecek yıllarla ilgili hedeflerini de anlatan genç ressam Şule Küçükoğlu, şunları kaydetti: “Bu yıl okulum bitiyor ve okulum bittikten sonra akademisyen olmak istiyorum. Aynı zamanda sergiler açıp kendime ait bir atölyemin olmasını istiyorum. Bu tekniğinde Türkiye çapında yayılmasını istiyorum. Soyut Dışa Vurumcu tekniğinde belirli bir seviyeye geldiğimde Avrupa’da sergiler açmak istiyorum ve bu şekilde Türkiye’yi temsil etmek istiyorum.”
“Çok kitap okuyun ve hayal etmekten korkmayın”
Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi son sınıf öğrencisi olan Şule Küçükoğlu, resmi ve sanatı seven genç meslektaşlarına da bazı tavsiyelerde bulunarak, “Genç ressamlara şunu tavsiye ediyorum; çok kitap okumak, hayal etmek bunlar resmin temelidir aslında. Kesinlikle kısa ve dar düşünmemeliyiz. Resim farklı şekilde de ifade edilebilir. Kendimizi farklı şekillerde de ifade edebiliriz. Kesinlikle resmi sadece kalıplaşmış olarak yağlı boya, guaj boya, sulu boya olarak nitelendirilmemeli, çok kitap okunsun ve çok hayal edilsin. Hayal gücümüzü sadece yağlı boya ya da renklerle değil doğada kullanılan farklı malzemelerle de bunları birleştirebilirler” ifadelerini kullandı.
Kaynak: IHA
dikGAZETE.com