İstanbul
Beyoğlu Fatih Sultan Caddesi'nde vatandaşlara hitap eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yassıada'yı ziyaret ettiklerini, Yassıada'da millete hizmet eden dönemin cumhurbaşkanına ve başbakanına hakaret edildiğini hatırlattı.
Soylu, hakaret edenlerin değil, hakarete uğrayanların isimlerinin hatırlandığına vurgu yaparak, idama mahkum edilen cumhurbaşkanı ve başbakana ülkenin her noktasından dualar gönderildiğini söyledi.
329 bin Suriyeli'nin, Türkiye'nin katkılarıyla ülkelerinde huzurun sağlandığı bölgelere döndüğünü dile getiren Soylu, şöyle konuştu:
"Nasıl huzuru sağladık biliyor musunuz? Bizim orada mühendislerimiz var, savcımız, hakimimiz var. Bizim orada hemşiremiz, doktorumuz var. Bizim orada şu anda kaymakamımız, polisimiz, jandarmamız, askerimiz, bizim orada öğretmenimiz var.
Amerika, 'oraya giremezsiniz' demesine rağmen bizim orada şu anda beş vakit ezan okuyan, 'Allahu ekber' diyen imamımız var. Biz büyük bir milletiz. Bu coğrafyadaki sulhu, sükutu da biz sağlamak zorundayız. Yoksa bu coğrafyanın tamamını karıştırıp bizi de içine çekmeye çalışıyorlar."
"Tayyip Erdoğan'ın ülkesinde bugün herkes kendisini ifade ediyor..."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 1994 senesinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğuna değinen Soylu, şöyle devam etti:
"Bugünkü gibi hatırlıyorum. Dediler ki bundan sonra İstanbul'da otobüslere açık başlı hanımlar binemeyecekler. Dediler ki etekliler İstanbul'da rahat gezemeyecekler, her taraf haremlik selamlık olacak. Aynı tezviratı, bugün yaptıkları dedikoduları, bugün yaptıkları iftiraları aynı o gün attılar.
Tayyip Erdoğan öyle bir felsefe oluşturdu ki İstanbul herkesin İstanbul'u oldu. Özgürlüklerin, hürriyetin, herkesin İstanbul'u oldu. 25 yıldır bir kere bundan vazgeçmedi. Kim ne derse desin. 17 yıl önce Tayyip Erdoğan iktidara geldi.
Yıllarca bizi kimliklerimizden, inançlarımızdan, etnik kökenlerimizden dolayı bizi birbirimizden ayırıp Türkiye'yi darbe senaryosuna her zaman götürmeye çalıştılar. 60'ta, 71'de, 80'de, 28 Şubat'ta, hep bunu yaptılar. Tayyip Erdoğan Türkiye'nin iktidarına geldikten sonra onların bu istismarlarını kapamak için çok adım attı. İlk 5 yıl vesayet egemendi."
Soylu, "Bundan 12 yıl önce Türkiye'de insanlar kendilerini rahatça ifade edemiyorlardı. Dindarlar 'dindarım' diyemezdi bu ülkede, fısır fısır konuşulurdu. Biz o günleri unutmadık. 12 yıl önce Alevisi 'ben Aleviyim' diyemezdi, Kürdü 'ben Kürdüm' diyemezdi. Tayyip Erdoğan'ın ülkesinde bugün herkes kendisini ifade ediyor. Kimse korkmuyor, kimse çekinmiyor." dedi.
Bakan Soylu, 23 Haziran'da yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimi için Binali Yıldırım'a destek istedi, konuşmasının ardından vatandaşlarla selamlaştı, fotoğraf çektirdi.
"Son 1,5-2 yıldır ekonomi üzerinden saldırıyorlar"
Daha sonra, Bakan Soylu, Beyoğlu AK Parti İlçe Teşkilatı tarafından Hasköy'de kurulan çadırda düzenlenen sahur programına katıldı.
Türkiye'nin çalışarak teknoloji, eğitim, ulaşım ve altyapı anlamında büyük değerler kazandığının altını çizen Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Havalimanlarına, dünyanın en büyük tünellerine, barajlarına, yollarına sahip olup Türkiye'mizin altyapısı güçlensin ve bir daha darbelere teslim olmayalım diye çalıştık. Yoksa defalarca denediler.
Kuvvetliyiz diye alamadılar. Yoksa sormak isterim sizlere, F-16'larla çıplak elle nasıl mücadele edilir? Tanklarla sadece çıplak bedenlerle nasıl mücadele verilir? İşte tüm mesele inanmak.
Öz güveni kendine gelen Türkiye, darbeyi kendine yakıştıramadı. Bunu şiddetle reddetti. Mesele birbirimize inanmak. Sizler bunu yaptınız. Son 1,5-2 yıldır da ekonomi üzerinden saldırıyorlar bize.
Çünkü siyaseten yıkamadılar, üzerimize geldikleri zaman teslim alamadılar. Çünkü bizim 2023, 2053, 2071 gibi hedeflerimize ulaşmamızı istemiyorlar. Dünyaya sözü hüküm olarak geçecek bir Türkiye istemiyorlar.
Türkiye'yi teslim etmeyen, sizin ortaya milletçe koyduğunuz iradenizdir, sizin kararlılığınızdır. Kime teslim etmediniz? ABD'de PKK'nın arkasında olanlara teslim etmediniz. ABD'den FETÖ'nün arkasında olanlara teslim etmediniz. Amerika'dan Avrupa'dan DHKP-C'nin arkasında olanlara teslim etmediniz ülkeyi. Çıldırmaları bundandır."
31 Mart seçimlerinde kazanılan olduğu gibi, Ankara gibi kaybedilen yerlerin de olduğuna değinen Bakan Soylu, "Bazen kazanmak kaybetmek, bazen de kaybetmek kazanmaktır. Hepsini başımızın üzerine koyduk. Çünkü yıllardan beri bu mücadeleyi yapıyoruz. Demokrasi diyoruz, hak diyoruz, adalet, insanlık diyoruz.
Sadece bu milletin hakkını değil, başka coğrafyalarda yenilen milletin hakkını da hep beraber savunuyoruz. Dik durmaya çalışıyoruz. Ama biz İstanbul'da seçimi kaybetmedik. Bir hileyle, bir yolsuzlukla karşı karşıya kaldık." dedi.
23 Haziran'da yapılacak seçimin, bir siyasal çatışma merkezi haline getirilmeye çalışıldığı konusunda endişeli olduğunu dile getiren Soylu, şunları kaydetti: "Buna siyasal tecrübe, his, önsezi diyebilirsiniz. Peki ben bunu nereye dayandırıyorum? Geçen günlerde Binali Bey, Kültür Bakanıyla beraber bir gösteriye gitti. Seyretti ve çıkarken oradakilerin bir bölümü, hiç yakışmayacak bir davranışta bulundular.
Binali Bey ne yapmış bu ülkede? Köprü. Ne yapmış bu ülkede? Viyadük, bölünmüş yol. Dünyanın en büyük havalimanını yapmış. Hızlı trenler, deniz limanları yapmış. Şu an ceplerinizde olan telefonların internet hatlarını açmış haberleşme sağlamış.
17 yıl bunlardan başka bir şey yapmamış. Binali Bey, o operadaki kişilerin hareketi karşısında ne yaptı? Gayet olgun biçimde onları alkışladı ve oradan çıktı. Şimdi buradan benim elde ettiğim şey şudur:
Türkiye'nin eski kodları vardı, eski Türkiye'nin kendine ait şartları vardı, o şartlar içerisine Türkiye'yi tekrar sokmak isteyenler, geçmiş alışkanlıklarından bir zerre kaybetmemişler. Benim gördüğüm budur, ben buna üzüldüm.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com