ANKARA (AA) - Merhum Başbakan Adnan Menderes'in 17 Eylül 1961'de idam edilmesinden kısa süre sonra ailesine icra mektubu gönderilerek, cezaevinde yediği yemek ile asıldığı darağacındaki ipin ve kefeninin parası ailesinden istendi.
27 Mayıs 1960 askeri darbesinin ardından Yassıada'da yargılanan Menderes, 17 Eylül 1961'de idam edildi.
İdam haberiyle sarsılan Menderes ailesi, kısa bir süre sonra evlerine gelen icra mektubuyla ikinci bir acı daha yaşadı.
27 Mayıs cuntacıları, Menderes'in darağacında boynundaki ipin, kefeninin ve celladın parasını dahi ailesinden istedi.
Öte yandan 27 Mayıs'tan itibaren infazların gerçekleştiği 17 Eylül 1961'e kadar Menderes'in cezaevinde yediği yemeklerin parası da aileden talep edildi.
"Hukuk neredeydi o zaman?"Gazeteci yazar Seda Şimşek, ülkede başbakan olduğu için bir siyasetçinin darağacına gönderildiğini belirterek, "Darağacındaki ipin ve giydirilen kefenin parası da onun ailesinden istendi. Hukuk neredeydi o zaman? Neden bu gayrimeşru durumu meşrulaştırmak için hukuk, bilim alet edildi?" dedi.
Bunun, Türkiye'nin acı bir gerçeği olduğunu vurgulayan Şimşek, "1950'den bugünlere kadar gelen bir çifte standart var. Türkiye'de bugün 'demokrasinin elden gittiğini' savunan bazı kesimler var ki hiçbir zaman demokrasiyi savunmadılar, darbe süreçlerinin ardından darbeyle alaşağı edilenlerin hukukları onları hiçbir zaman ilgilendirmedi. O ailelerin yaşadığı acılar hiçbir zaman onları ilgilendirmedi." değerlendirmesinde bulundu.