İstanbul
Uluslararası Irkçılık ve Etnik Ayrımcılıkla Mücadele Örgütü ve İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) tarafından düzenlenen "Uluslararası İsrail Etnik Ayrımcılığı Konferansı: Boyutlar, Uygulamalar ve Mücadele Yöntemleri" konulu konferans başladı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Adnan Tanrıverdi, Kudüs'ün üç semavi dinin kutsal saydığı bir yer olduğunu ve İsrail yüzünden mücadele alanına dönüştüğünü söyledi.
İslam dünyasının Kudüs'ten vazgeçmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Tanrıverdi, Hristiyan Batı dünyasının İsrail'i desteklediğini iddia etti.
'Bombalar aşağı yukarı her gün Filistinlilerin üzerine düşüyor'
İsrail'in Filistin topraklarının yüzde 85'ine hükmettiğini aktaran Tanrıverdi, şunları kaydetti:
"Filistin'in tankı yok, topu yok, uçağı yok, zırhlı aracı yok, uçağı yok. Ama İsrail'in tankı, topu, savaş uçakları ve gemileri vardır ve bunlardan çıkan bombalar aşağı yukarı her gün Filistinlilerin üzerine düşüyor.
O halde eğer bir zulmü durdurmak istiyorsanız, onun elindeki gücün karşısına dengeleyecek gücü koymak zorundayız. Eğer onun karşısına bu gücü koyamazsak bu zulüm devam eder.
Bunun hukuki gerekçelerini ortaya koyabiliriz. Batı bugüne kadar bunu yapmadı ve bundan sonra da yapmayacak. O halde İslam dünyası, Filistin'in dışında, Filistin için bir ordu hazırlamalıdır.
İsrail bilmelidir ki oraya bir bomba atarsa Tel Avive de bir bomba düşer. Bunu kavradığı zaman, o zaman bu zulümden ancak vazgeçebilir."
Adnan Tanrıverdi, Filistin'in ekonomik olarak da tecrit edildiğini belirterek, İslam dünyası tarafından bir ekonomik fonun kurulması gerektiğini ve bu fondan Filistin'in desteklenmesi gerektiğini kaydetti.
İDSB Başkanı Ali Kurt ise "Yahudi Ulus Devleti" yasası ile İsrail'in ırkçılığının tescillediğini anlatarak, ABD ve kimi Arap devletleri sayesinde İsrail'in bu şekilde rahat davrandığını söyledi.
Düzenledikleri bu konferansla uluslararası toplumun dikkatini Filistin'e çekmek istediklerini belirten Kurt, tüm dünyaya İsrail'in ırkçı politikalarına karşı tavır almaya çağrısında bulundu.
Uluslararası Irkçılık ve Etnik Ayrımcılıkla Mücadele Örgütü Başkanı Rima Khalaf ise İsrail'in ırkçı olmasının sebebinin bazı devletlerden aldığı destekten kaynaklandığını anlatarak, hukukun gereği olarak herkesin ırk ayrımcılığı yapan bir devlete karşı mücadele etmesi gerektiğini söyledi.
Nasıl ki sadece Müslüman, Katolik, Hindu gibi dinlere has devlet olamayacağı gibi sadece Yahudilere has bir devletin de kabul edilemeyeceğini vurgulayan Khalaf, "İsrail ahlaki kurallara ve hukuka uymak istemiyor. Dilerim bu konferans sonucunda İsrail'e karşı uluslararası bir ittifak kurarız." dedi.
Kudüs Rum Ortodoks Kilisesi Sebastia Başpiskoposu Atallah Hanna da İsrail'in ırkçılığına karşı birlikte hareket edilmesi gerektiğini anlatarak, Müslümanların yaşadığı sıkıntıların aynısını Hristiyanların da yaşadığını söyledi.
Dünyadaki Hristiyanlara seslenen Hanna, "Filistin ve Kudüs'le dayanışma gösterip direnişe destek verin. Hz. İsa'nın doğumunu kutlayanlar gerçek bir şekilde kutlamak istiyorlarsa İsa'nın doğduğu yeri görüp, nasıl zulümler yapıldığını görmeleri lazım.
Biz Filistin için siyonizme karşı mücadelemizi sürdüreceğiz." diye konuştu.
Yarın da devam edecek konferans uluslararası kamuoyunu, "İsrail Apartheid" rejiminin gerçekleri hakkında kapsamlı olarak bilgilendirmek, mevcut araştırma ve belgeleme çabalarını geliştirmek, İsrail ırkçı rejimine uluslararası hukuk kuralları ekseninde hesap sormak, resmi, hukuki ve sivil girişimlerin geliştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla düzenleniyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com