MSKÜ Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Uygulama ve Araştırma Merkezi (CBS&UZAL) Müdürü ve İnşaat Mühendisliği Bölümü Hidrolik, Hidroloji Su Kaynakları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ceyhun Özcelik, yoğun kentsel yapılaşma nedeniyle geçirimsizleşen kentsel dokunun, çarpık kentleşmenin de etkisiyle özellikle kısa süreli sağanaklarda kent hayatını yaşanılmaz hale getirdiğini belirtti. Özçelik, yetersiz kentsel alt yapının taşkın yüklerini taşıyabilmesi için gereken mühendislik çalışmalarının geciktiğini öne sürdü. Kentleşmenin yoğun ve çarpık olması, kamulaştırma maliyetlerinin yüksek olması, kurumlararası görev tanımlarındaki belirsizlikler gibi mazeretlerin bir yana bırakılarak yapısal ve yapısal olmayan mühendislik projelerinin biran önce geliştirilerek uygulanması gerektiğini vurgulayan Özçelik, projeler gerçekleşinceye kadar derhal geçici tedbirlerin alınması gerektiğini, aksi halde Bodrum’un benzer akıbetle karşılaşmasının yakın olduğunu dile getirdi.
"Altyapıda çok önemli mühendislik hataları var"Bodrum’da sorunun büyük oranda kent içi drenaj kanallarına, dolayısıyla kamulaştırma maliyetlerine indirgendiğini gözlemlediğini belirten Doç. Dr. Özçelik, "Bodrum’un altyapısında çok önemli mühendislik hatalarının yapıldığı tespit ettik" dedi. Taşkın zararlarının büyük oranda yerel, çarpık düzensiz kentsel sorunlardan kaynaklandığını belirten Özçelik, "Özelikle bir emniyet müdürlüğü binasının dere yatağının üzerine yapılması ve güvenlik amacıyla altına demir kapı konulması vahim sonuçlar doğurmuştur. 22-23 Eylül 2015 Bodrum sel felaketi sırasında bu demir kapı arkasında bir rezervuar oluşturarak normal taşkın debisi şiddetini onlarca kat arttırmıştır" dedi.
"Dere yatakları yol olarak kullanılıyor""Diğer taraftan Bitezde ibdidai olarak inşa edilen taşkın tutma seddi, Bitez tarihindeki en büyük taşkını üretme potensiyeline sahiptir" diyen Özçelik. "Bu yapı derhal teknik anlamda ele alınmalıdır. Dere yatakları üzerindeki yapılaşmalar, dere yataklarının yol olarak kullanılması, akış güzergahlarındaki düzensizlikler, yığma olarak inşa edilmiş dere yan duvarları, yağmur suyu drenaj sisteminin olmaması, ya da yanlış teşkil edilmesi, mevcut drenaj hatlarının çoğunun tıkalı olması tedbir alınması gereken en önemli hususlardandır" ifadelerini kaydetti.
"Entegre bir yaklaşıma ihtiyaç var"Teknik ve idari sorumluluk üzerine yürütülen tartışmaların sonlandırılarak çözüm odaklı entegre bir yaklaşımla Bodrum’un taşkın zararlarından minimum ölçüde etkilenmesinin sağlanması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Özçelik, Diyarbakır Dicle Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde 4-6 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen 9. Ulusal Hidroloji Kongresinde Bodrum Taşkınlarını gündeme taşındı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Cumali Kınacı, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Talip Gül, DSİ Bölge Müdürü Murat Dağdeviren, Türkiye Hidroloji Komisyonu Üniversiteler Temsilcisi Prof. Dr. Hafzullah Aksoy, Su Vakfı Başkanı Prof. Dr. Zekai Şen ve çok sayıda davetli ve bilim adamının katıldığı kongrede Bodrum’un sel sorunu ulusal bazda gündeme getirildi. Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, 22-23 Eylül 2015 Bodrum Sel Felaketini kongre gündemine taşıdıklarını ve Bodrum sel taşkınlarının teknik ve bilimsel çevrelerce yakınen takip edildiğini ifade etti.
"Su zengini Muğla, su fakiri olmamalı"Doç. Dr. Özçelik, suyla ilişkili sorun ve çözüm önerilerinin tartışıldığı en önemli bilimsel platform niteliğindeki Ulusal Hidroloji Kongresinin 2019’da Muğla’da gerçekleştirileceğini açıkladı. Muğla’nın Rize’den sonra en fazla yağış alan il olduğunu belirten Özçelik, buna rağmen Muğla’nın su sıkıntısı çektiğini ve ilin eğimli bir coğrafyada bulunmasına karşın, sürekli olarak taşkınlarla karşılaştığını dile getirdi. Özçelik, "Muğla’nın karstik jeolojik yapısı, sarnıçlar başta olmak üzere antik yağmur suyu depolama sistemlerine sahip olması, ülkemizin en uzun kıyı şeridine sahip olması ve birçok doğal göle ev sahipliği yapması Muğla’nın su mühendisliği bakımından önemini ortaya koymaktadır. Su zengini Muğla, su fakiri olmamalı, yüksek kotlu ve yüksek eğimli bölgelere inşa edilmiş kentler taşkınlara maruz kalmamalıdır. İşte tüm bu hususları komitenin gündemine getirerek 10. Ulusal Hidroloji Kongresi’ni Muğla’ya almayı başardık" dedi.
Doç. Dr. Özçelik, "Üniversitelerimizin ilgili alandaki tüm öğretim üyelerini, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere Türkiye’deki tüm Su Kaynakları Mühendislerini, Hidroloji uzmanlarını ve suyla ilgili tüm kurum, kuruluş ve şahısları 10. Hidroloji Kongresinde Muğla’da ağırlamayı bekliyoruz. Hidroloji Kongresi ülkemizin su sorunlarının tartışıldığı çok önemli bir bilimsel platformdur. Bu kongre Muğla’nın su sorunlarını ülke gündemine getirecek, çözüme üst düzey bilimsel bir katkı sağlayabilecek çok önemli bir fırsattır. 10. Hidroloji Kongresi’nin Muğla’da gerçekleştirilecek olması Muğla’mız ve Üniversitemiz açısından oldukça önemli olduğunu düşünüyorum" açıklamasında bulundu.
Bekir Tosun
dikGAZETE.com