New York
BMGK'de, İsrail-Filistin sorununa ilişkin oturum düzenlendi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in ifadelerini aktaran BM Orta Doğu, Asya ve Pasifikten Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Khaled Khiari, Gazze'de "ateşkesin sağlanmasının uzun zamandır gecikmiş bir ihtiyaç" olduğunu kaydetti.
Filistin halkına uygulanan toplu cezalandırma politikasının hiçbir şekilde mazur görülemeyeceğinin altını çizen Khiari, İsrail güçlerinin Gazze'ye yönelik amansız bombardımanı, sivillerin yaşamını yitirmesi, Filistin mahallelerinin topyekun yıkımı ve insani durumun giderek kötüleşmesi dehşet vericidir." diye konuştu.
İşgal altındaki Batı Şeria ve özellikle de Doğu Kudüs çevresinde İsrail'in "yerleşim genişletme" faaliyetlerinin sürmesinden derin endişe duymaya devam ettiğini belirten Khiari, "Bu faaliyetler gerilimi tırmandırmakta, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemekte ve gelecekte bağımsız, demokratik ve egemen Filistin Devleti'nin kurulma ihtimalini tehdit etmektedir." ifadelerini kullandı.
Khiari, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki "İsrail yerleşimlerinin" hiçbir hukuki geçerliliği olmadığını ve uluslararası hukukun yanı sıra BM kararlarının açık ihlali olduğunu vurguladı.
"İsrail'i uluslararası yükümlülüklerine uymaya çağırıyoruz"
İngiltere'nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı James Kariuki de Gazze'de özellikle çocuklar arasında yetersiz beslenmenin şok edici düzeyde arttığına dikkati çekti.
Dünyadaki en fazla çocuk ampüte sayısının Gazze'de bulunduğuna işaret eden Kariuki, "İsrail'i sivilleri ve sivil altyapıyı koruma konusunda daha fazlasını yapmaya ve uluslararası yükümlülüklerine uymaya çağırmaya devam ediyoruz." dedi.
Kariuki, İngiltere'nin İsrail'in uluslararası hukuka göre yasa dışı olan Filistin topraklarındaki "yerleşim genişletme faaliyetlerini" durdurması ve şiddet uygulayan "yerleşimcileri" hesap vermeye zorlaması çağrısında bulunduğunun altını çizdi.
Batı Şeria'da süregelen istikrarsızlık ve "yerleşimci" şiddetinin İsrail tarafından tolere edilmemesi gerektiğini kaydeden Kariuki, "cezasızlık kültürünün" ise son bulması gerektiğini söyledi.
Kariuki, Gazze'nin kuzeyinin güneyden koparılmasına izin verilmemesi gerektiğine dikkati çekerek, "Gazze içinde ya da Gazze'den zorla nüfus transferi olmamalıdır. Gazze Şeridi'nin toprak bütünlüğü azaltılmamalıdır. İsrail'in askeri altyapıyı genişletmesi, Gazze genelindeki sivil binaları ve tarım arazilerini yok etmesi kabul edilemez." ifadelerini kullandı.
"Şiddet sarmalı tüm bölgeyi kuşattı"
Güney Kore'nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Kim Sangjin ise Orta Doğu'da 14 aydan uzun süredir sadece İsrail ve Filistin'de değil, aynı zamanda Lübnan, Suriye, Yemen ve ötesinin en karanlık dönemlerinden birini yaşadığını vurguladı.
Kim, "Şiddet sarmalının etkisi tüm bölgeyi sonsuz şiddet ve istikrarsızlık döngüsüyle kuşattı." dedi.
Bazı olumlu bölgesel gelişmelerin de yaşandığına işaret eden Kim, buna, Mavi Hat boyunca yakın zamanda sağlanan ateşkes ve Suriye'deki siyasi geçiş sürecinin dahil olduğunu söyledi.
Kim, diğer taraftan, işgal altındaki Filistin topraklarındaki durumda herhangi bir değişim emaresi bulunmamasının endişe verici olduğunu belirterek, "Güney Kore, Gazze'de derhal ateşkes sağlanması ve tüm rehinelerin serbest bırakılması çağrısında bulunma ilkesine bağlı kalmaya devam etmektedir." dedi.
Son iki yılda İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs dahil olmak üzere 38 binden fazla "konut birimi içeren yerleşim projelerini ilerlettiğine" dikkati çeken Kim, "Bu yerleşimler, bu bölgede on binlerce İsrailli yerleşimciyi daha barındıracak. BM'nin 2334 sayılı kararı, yerleşimlerin hukuki geçerliliği olmadığını ve uluslararası hukukun açık ihlali olduğunu teyit etmektedir." ifadelerini kullandı.
"Açlığın savaş yöntemi olarak kullanılması savaş suçu teşkil etmektedir"
İsviçre'nin BM Daimi Temsilcisi Pascale Baeriswyl de Gazze'de, özellikle sivil nüfusun açlık riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.
"Açlığın savaş yöntemi olarak kullanılması savaş suçu teşkil etmektedir." diyen Baeriswyl, İsviçre'nin Uluslararası Ceza Mahkemesinin Roma Statüsü uyarınca derhal, koşulsuz ve kalıcı bir ateşkesin yanı sıra esirlerin derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması çağrısını sürdürmeye devam edeceğini vurguladı.
İşgal altındaki Batı Şeria ve özellikle Doğu Kudüs'te yaşanan durumun kötüleştiğine de işaret eden Baeriswyl, "Yerleşimci saldırıları ve İsrail güvenlik güçlerinin operasyonları nedeniyle şiddet tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmıştır." dedi.
Baeriswyl, İsviçre'nin uluslararası hukuka aykırı olan işgal altındaki Filistin topraklarındaki "yerleşimlerin" genişletileceğine dair İsrailli liderler tarafından yapılan açıklamaları da kınadığını belirtti.
"Ateşkes çabaları ABD tarafından engelleniyor"
Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, BMGK tarafından ateşkes sağlanması ve esirlerin serbest bırakılması yönünde yapılan tüm çabaların bugüne kadar ABD tarafından engellendiğini ifade etti.
Nebenzia, ABD'nin 7 Ekim 2023'ten bu yana, İsrail'in Gazze'deki saldırılarının devamını sağlamak ve böylece esirlerin hayatlarının tehlikede kalmasını sürdürmek amacıyla altı kez veto yetkisini kullandığını söyledi.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te, "İsrail'in yasa dışı yerleşim inşaatları ve bu yerleşimlerin genişletilmesinin" nihai statü meselelerinden biri olan toprak sınırlarına ilişkin müzakere edilmiş çözümü baltaladığını vurgulayan Nebenzia, aynı zamanda bunların BMGK ve BM Genel Kurul kararlarını açık şekilde ihlal ettiğine dikkati çekti.
Nebenzia, "Bu bağlamda, İsrailli yetkililer tarafından Gazze’nin demografik yapısını zorla değiştirme ve bölgeyi yeniden sömürgeleştirme niyetine dair yapılan açıklamalar bizi özellikle endişelendirmektedir." diyerek, tüm bunların Orta Doğu'nun tek demokrasisi olduğunu iddia eden bir ülke tarafından yapıldığına işaret etti.
"BMGK elindeki seçenekleri kullanmalı"
Çin'in BM Daimi Temsilci Yardımcısı Geng Shuang da Gazze'de yakında ateşkes sağlanacağına ilişkin haberleri not ettiklerini ancak diğer taraftan Gazze'ye yönelik saldırılar ve bombardımanların durmadan sürdüğünü ve masum insanların yaşamını yitirmeye devam ettiğini söyledi.
Geng, "Çin, BMGK'nin elindeki seçenekleri kullanmasını ve Gazze'deki çatışmayı sona erdirmek için gerekli tüm adımları atmasını desteklemekte ve 'ilgili ülkeyi' Konsey'in eylemlerini engellememeye çağırmaktadır." ifadelerini kullandı.
İsrail'in uluslararası toplumun güçlü çağrısına kulak vermesi gerektiğinin altını çizen Geng, İsrail'i Gazze'deki saldırılarını derhal durdurmaya, uluslararası insancıl hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmeye, Gazze üzerindeki abluka ve insani yardıma erişim kısıtlamalarını kaldırmaya, BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) ve diğer insani kuruluşlara yönelik baskıları sona erdirmeye, Gazze genelinde insani operasyonlar için güvenlik garantisi sağlamaya çağırdı.
"İsrail'in yerleşimlerin genişlemesine verdiği destek İsrail'in güvenliğini zayıflatıyor"
ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield ise İsrail hükümetinin İsrail bankaları ile Filistinli muadilleri arasındaki muhabir banka ilişkilerini bir yıl daha uzatma kararını memnuniyetle karşıladıklarını kaydetti.
Bunun güven inşa etmek ve ekonomik bağları derinleştirmek için doğru yönde atılmış adım olduğunu ancak sadece bir başlangıç teşkil ettiğini değerlendiren Greenfield, "İsrail'in Batı Şeria'daki diğer eylemlerinin Filistin yönetiminin Filistin halkının ihtiyaçlarını karşılama kabiliyetini baltalamasından ve genel olarak iki devletli çözüm umutlarını zayıflatmasından derin endişe duymaya devam ediyoruz." dedi.
Greenfield, işgal altındaki Batı Şeria'daki "İsrail yerleşimlerinin" iki devletli çözümün önünde engel teşkil ettiğini belirterek, "İsrail'in yerleşimlerin genişlemesine verdiği desteğin uluslararası hukukla uyumsuz olduğuna ve sadece İsrail'in güvenliğini zayıflattığına dair inancımızı yineliyoruz." diye konuştu.
İşgal altındaki Batı Şeria'da artan şiddetten derin endişe duyduklarına dikkati çeken Greenfield, "Geçen yıl Batı Şeria'da, BM'nin veri toplamaya başladığı 2005 yılından bu yana en yüksek sayıda Filistinlinin öldürülmesi kayda geçti. Aşırılık yanlısı yerleşimcilerin gerçekleştirdiği saldırıları en güçlü şekilde kınıyoruz ve İsrail'in bu saldırılara müdahale ederek durdurmasını, daha da önemlisi, bunların en başından önlenmesini sağlaması gerektiğini tekrar ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Greenfield, İsrail'in saldırganın veya mağdurun kimliğine bakmaksızın tüm şiddet faillerinin hesap vermesini sağlamasını gerektiğini söyledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com