Türk yargı kurumlarını Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile güvence altına alınan hak ve özgürlüklere uyumlu olacak şekilde güçlendirerek, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru sistemini destekleme ve gelişmesine katkıda bulunmayı amaçlayan "Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru Sisteminin Desteklenmesi Ortak Projesi"nin kapanış konferansı, İstanbul'da gerçekleştirildi.
Venedik Komisyonu Başkanı Giovanni Buquicchio, kapanış konferansında yaptığı konuşmada, Türkiye'de bireysel başvuru sistemi yürürlüğe girdikten sonra çok çalkantılı ve zorlu dönemlerin söz konusu olduğunu dile getirdi.
2010 yılında Venedik Komisyonu'nun Anayasal adalete bireylerin erişimiyle ilgili bir rapor hazırladığını, bu rapor içinde 50 ülkede mevcut sistemlerin incelendiğini anlatan Buquicchio, bu rapor hazırlanırken değişik ülkelerdeki sistemlerde Anayasa Mahkemesi'ne doğrudan ve dolaylı yolla erişim yollarının incelendiğini aktardı.
Burada temel olarak anayasayla çelişkili olabilecek hükümlerin ve uygulamaların durumunu değerlendirdiklerini belirten Buquicchio, "Genelde hakimler bir kanunu uygularlar, onun anayasaya uygunluğunu sorgulamak ilk verdikleri tepki değildir. O nedenle başka yollar vasıtasıyla bu erişimin olması çok önemli. Bu, doğrudan bireysel başvuru şeklinde gerçekleşebilir." dedi.
Buquicchio, Anayasa Mahkemelerinin tek tek davalarda, anayasanın önemli bir koruyucusu olarak ortaya çıktığını ve insan haklarını göz önüne almayan bir takım kararların ele alınmasının, bunların iptal edilmesi konusunda da önemli çalışmalar yaptığını söyledi.
Geniş kapsamlı başvuru sisteminin olmasının, Anayasa Mahkemesinin iş yükünü arttırabildiğini ifade eden Buquicchio, "Venedik Komisyonu olarak biz, yeterli bir filtreleme sistemi oluşursa, bu iş yükünün yönetilebileceğini düşünüyoruz. Yani bir taraftan anayasal adaletin dağıtılması mümkün olabilir diğer taraftan mahkeme aşırı yüklenmeden işini yürütebilir." dedi.
Buquicchio, Türkiye'de, bireysel başvuru usulü ihdas edilerek temel insan haklarının korunması açısından çok önemli bir adım olduğunu belirterek, "Türkiye bu sürece girerken 2004 ve 2011 yılında Venedik Komisyonu'nun yayınladığı görüşleri göz önüne alarak bu yola çıktı. Anayasa Mahkemesinde bireysel başvurunun devreye sokulması açısından görüşte belirtilen unsurları ele aldı. Bizim de önerdiğimiz gibi kapsamlı bir bireysel başvuru sistemi oluşturdu." diye konuştu.
2011 yılındaki görüşümüzde bireysel başvurunun, Anayasa Mahkemesinin bir süper üst mahkeme haline dönüştürmeyeceğini söylediklerini hatırlatan Buquicchio, çünkü Anayasa Mahkemesinin yargı yetkisinin anayasal konularla sınırlı olduğunu anımsattı.
2013 yılında AİHM'in Hasan Uzun Türkiye davasında, Türkiye'de Anayasa Mahkemesinin, bireysel başvuru sürecinin insan haklarının korunması açısından uygun bir mekanizma olduğu kararını verdiğini belirten Buquicchio, "Bir ulusal mahkemenin yeterince etkili olmaması söz konusu olursa o zaman Avrupa Mahkemesinin devreye girmesi söz konusu olabilir." dedi.
Buquicchio, burada meselenin, bir ülkenin itibarından ziyade bir ülkenin insan haklarıyla ilgili egemenliğiyle ilgili bir mesele olduğunu ifade etti.
Sürekli olarak Anayasa Mahkemesinin kararlarının uygulanmamasının da sistematik bir problem olarak addedileceğini, bu durumda Strazburg Mahkemesi'nin ulusal mekanizmayı gözardı edip, doğrudan devreye girmeye karar verebileceğini anlatan Buquicchio, şöyle devam etti:
"Bir süre önce biz çok endişelenmiştik. Türkiye'de bir ağır ceza mahkemesi, Anayasa Mahkemesinin gazetecilerin tutukluluğuyla kararını uygulamama kararı alması bizi endişelendirmişti. Ancak Anayasa Mahkemesi, bütün bu mahkemelerde ısrarcı oldu, çok başarılı bir çalışma yaptı, Anayasa Mahkemesinin kararlarının uygulanmasının zorunlu olduğunu dile getirdi ve diğer mahkemelerin bununla bağlı olduğu konusundaki mesajlarını çok net verdi.
Yakın zamanlarda kararların uygulanmasıyla ilgili ilerlemelerin, olumlu olduğuna dair bilgiler aldığımdan dolayı çok memnunum. Hali hazırda bazı alt mahkemelerin doğrudan Anayasa Mahkemesine başvurmamış kişileri beraat ettirdiğini de öğrendim. Bu çok önemli. Anayasa Mahkemesinin kararlarının uygulanması açısından kuvvetli bir işaret. Anayasa Mahkemesinin kararlarına saygı gösterilmesi ve devletin bütün organları tarafından bu kararların uygulanması gerekiyor."
Buquicchio, başarısız darbe girişiminin Türkiye ve vatandaşlar için travmatik bir olay olduğunu belirterek, "Bu hain eylemle ilgili olarak, ülkenizi sarsan bu olayla ilgili olarak, bunu kınayan ilk kişilerden birisiydim. Bu olaydan sonra Anayasa Mahkemesi önündeki dava yükü de arttı. Ancak olağanüstü halin sona ermiş olmasıyla hukukun üstünlüğünün olduğu bir döneme dönmek söz konusu oluyor. Biz bu alanda Anayasa Mahkemesinin çok önemli adımlar attığını görüyoruz. Türkiye'de anayasa ile güvence altına alınan hak ve özgürlüklerin uygulanmasının garanti edilmesi konusunda Anayasa Mahkemesinin aldığı önemli kararlar var." değerlendirmesini yaptı.
Bireysel başvuru usulünün Türkiye için faydalı olduğunu, Türkiye vatandaşlarına katkı sağladığını, etkili bir hukuk yolu olarak tanındığını ve bu statüsünün muhafaza edilmesi gerektiğini ifade eden Buquicchio, "Anayasa Mahkemesinin bağımsız üyeleri olarak, anayasanın savunulması için yemin ettiniz. Sizin vereceğiniz kararlar bu sürecin etkililiği için çok önemli olacaktır. Çünkü insan haklarını korumak sizin asil bir görevinizdir." dedi.
- "Türkiye, insan haklarının korunmasında katkılarda bulunmuştur"
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkanvekili Robert Spano da Strazburg Mahkemesinde ağırlıklı olarak Türk davalarını ele aldığını dile getirdi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'ın, Anayasa Mahkemesi ile AİHM arasında iyi ilişkiler kurma konusundaki çabalarını takdirle karşıladıklarını belirten Spano, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye, Avrupa Konseyinin kurucularından biri olarak AİHS kapsamında insan haklarının korunmasında çok önemli katkılarda bulunmuştur. Özellikle de ulusal mahkemeler, temel hakların korunmasında çok önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye'deki duruma baktığımızda özellikle anayasanın 90. maddesinin 5. paragrafı kapsamında AİHS gibi Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmesinin yürürlükte olacağı ve baskın olduğu prensibi çok önemlidir."
"Bireysel Başvurunun Türkiye'de Temel Hakların Korunmasındaki Rolü" başlıklı oturumla devam eden kapanış toplantısına Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Eleftheria Pertzinidou, Merkezi Finans ve İhale Birili Başkan Vekili Hakan Ertürk, Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü Genel Müdürü Chiristos Giakoumopoulos, AİHM’in Türk Yargıcı Saadet Yüksel ile Yargıtay üyeleri de katıldı.
Kapanış toplantısı yarın gerçekleştirilecek olan "Bireysel Başvuru Kararlarının İcrası-Zorluklar, Fırsatlar ve İzlenecek Yol" başlıklı oturumla sona erecek.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com