İSTANBUL
Gazeteci-yazar Yusuf Kaplan, edebiyatın bir medeniyet meselesi olduğuna işaret ederek, "Bir medeniyet fikriniz yoksa edebiyatınız olmaz. Bir medeniyet külliyatınız yoksa, ortaya izini sürebileceğiniz bir tatbikat koyamazsınız." dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı ve Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi iş birliğiyle gerçekleştirilen "10. İstanbul Edebiyat Festivali"nde "Edebiyat ve Medeniyet" söyleşisi yapıldı.
"İlk 7 asırda biz varız, son 3 asırda Avrupalılar var"
Sultanahmet'teki Kızlarağası Medresesi'nde gerçekleştirilen etkinliğin konuğu gazeteci-yazar Yusuf Kaplan oldu.
Kaplan, içinde bulunulan çağın Müslümanların yanı sıra Çinliler, Hindistanlılar, Afrikalılar ve Latin Amerikalılar gibi toplumlar için devasa bir ağa dönüştüğünü söyledi.
Son bin yıllık perspektifte dünya tarihinin şekillendirilmesinde iki aktörün kilit rol oynadığını aktaran Kaplan, "İlk 7 asırda biz varız, son 3 asırda Avrupalılar var. Amerikalılar hiçbir şey yapmadı, sadece yıktı. Amerikalılardan bir şey yapmalarını beklemek abesle iştigaldir. Çünkü Amerika diye bir yer yok, tarihi, felsefesi, hafızası, ruhu yok. Amerika, Avrupalıların modernlikle birlikte kurduğu dünyanın bir karikatürü. Amerika, bir uygarlığın nasıl olmaması gerektiğini gösteren iyi bir örnek." diye konuştu.
Tanpınar ve Yahya Kemal'de bu toprakların ruhu
Kaplan, edebiyatın bir medeniyet meselesi olduğuna işaret ederek, "Bir medeniyet fikriniz yoksa edebiyatınız olmaz. Bir medeniyet külliyatınız yoksa, ortaya izini sürebileceğiniz bir tatbikat koyamazsınız. Bizde isimler öne çıkmaz, fikirler öne çıkar, aslolan fikirdir. Batıda ise tam tersi. Bu çok ciddi bir ayrım." değerlendirmesinde bulundu.
Ahmet Hamdi Tanpınar ve Yahya Kemal'in edebi derinliğinden örnek veren Kaplan, şöyle devam etti:
"Geleneğin, bir ustanın dizinde tedris edilmesiyle ancak aktarılabileceğini, zamanı ve mekanı aşarak, perdeleri delip geçerek insanlara ulaştırılabileceğini biz Tanpınar ve Yahya Kemal arasındaki ilişkiden çıkarabiliriz. Üstelik ikisi de seküler insanlar. Sekülerlik maskedir, onu söktüğünüzde oradan bir ruh anıtı çıkacak. O ruh, bu topraklara insanlık tarihini inşa etmenizi mümkün kılan dinamikleri kazandıran ruhtur."
"Köklere inemezseniz göklere yükselemezsiniz"
Yusuf Kaplan, İslam medeniyetinin köklerinin edepte gizli olduğunu vurgulayarak, "Batı uygarlığı nesebe, İslam medeniyeti edebe dayanır. Edep, sadece bir davranış biçimi değil ontolojik bir durumdur, kişinin yerini bilmesidir. Edep, insanın Yaratıcı karşısındaki ve diğer yaratılmışlar arasındaki konumunu bilebilmesi, dolayısıyla da koruyabilmesidir. Edebin yitirilmesi, ontolojik olarak Yaratacı ile ilişkinin sakatlanmasından kaynaklanır aslında. Edebiyatın yitirilmesinin kaçınılmaz olduğunu da buradan görebiliriz. Edebin yitirildiği, bize ait olmayan bir çağda kesinlikle edebiyat yapamayız." ifadelerini kullandı.
"İstanbul Edebiyat Festivali"nin önemine değinen Kaplan, "Ne kadar derin nefes alabilirseniz, o kadar derin nefes verebilirsiniz. Köklere inemezseniz göklere yükselemezsiniz. Kök, gök ekini bir meyvedir. Kökle gök arasındaki fizik ilişki bizi metafizik boyuta taşır. Bir ağacın kökü, gökten gelecek yağmurlarla hayat bulabilir ve bize hayat sunabilir." şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com