?>

Bilim dünyası Kovid-19 salgınının kökenini tartışıyor

Dünyanın prestijli tıp dergilerinden Lancet'te Kovid-19'un kökenine ilişkin yayımlanan makale, salgının ortaya çıkma nedenlerine ilişkin tartışmaları yeniden başlattı.

Sağlık - 2 yıl önce

Ankara

Lancet'te yayımlanan, dünya genelinde 28 bilim insanının hazırladığı 58 sayfalık makalede, Kovid-19'un kökeninin hala bilinmediği, bunu tanımlamanın sadece mevcut salgını değil gelecekteki salgınlar ve bunları önleme stratejilerine de açıklık getireceği vurgulandı.

Virüsün doğal yollarla veya laboratuvardan yayılmasına yönelik iki hipotezin de hala geçerli olduğuna ve bu konuda daha fazla soruşturmaya ihtiyaç duyulduğuna işaret edilen makalede, ilk hipotezde, Kovid-19'un bir yarasadan insana, sonrasında ise insandan insana geçtiğinin düşünüldüğü anımsatıldı.

Makalede, ikinci hipotezin ise Kovid-19'un araştırma faaliyetleri nedeniyle yayılması olduğu aktarılarak, bunun bir araştırmacının sahada örnek toplarken, doğadan alınmış virüs örnekleri veya laboratuvarda genetiği değiştirilmiş virüsler üzerinde çalışırken enfekte olması nedeniyle yaşanabileceği belirtildi.

"Biyoteknolojideki gelişmeler tehlikeli virüslerin yaratılmasını mümkün kılıyor"

Makalede, ayrıca "Biyoteknolojide son 20 yılda yakalanan gelişmeler, genetik müdahaleler, yeni ve oldukça tehlikeli patojenlerin yaratılmasını mümkün hale getirdi. Laboratuvar teknolojileri hızla ilerledikçe birçok bilim insanı, SARS-CoV benzeri virüslerin düzenleme ve denetim altında artışının riskleri ve diğer potansiyel salgın patojenleri konusunda uyarıda bulunuyor." değerlendirmesine yer verildi.

"Virüsün orijinlerine yönelik tarafsız ve şeffaf araştırma yapılmalı"

Kovid-19 salgını ve öncesinde SARS benzeri virüslere yönelik bağımsız, şeffaf ve bilim temelli hiçbir soruşturmanın yürütülmediği vurgulanan makalede, şunlar kaydedildi:

"Laboratuvar notları, veri tabanları, e-posta kayıtları ve böyle bir araştırmaya dahil olan enstitülerin örnekleri bağımsız araştırmacılara açılmadı. Bağımsız araştırmacılar, şimdiye kadar ne SARS-CoV benzeri virüslerin laboratuvarda manipülasyonuna odaklanan ABD laboratuvarlarını ne de Vuhan'da yürütülen laboratuvar araştırmasının detaylarını soruşturmadı. Virüsün orijinlerine yönelik araştırma, viroloji, epidemiyoloji, bioinformatik ve diğer ilgili alanlardan ve tüm hükümetler tarafından desteklenen uluslararası ekiplerin tarafsız, bağımsız, şeffaf ve titiz çalışmasını gerektiriyor."

Öte yandan, makaleyle birlikte Lancet Komisyon Başkanı ve Columbia Üniversitesi ekonomisti Jeffrey Sachs'ın virüsün doğadan değil, bir ABD biyoteknoloji laboratuvarından çıktığına oldukça ikna olduğunu söylemesi, dünya genelinde yankı uyandırdı.

"Bilim dünyasının ağırlıklı görüşü virüsün doğal yollarla bulaştığı yönünde"

Türk bilim insanları, salgının kökenlerine yönelik tartışmaların alevlenmesine neden olan iddialara ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Lancet Komisyonu üyesi, Koç Üniversitesi İş Bankası Enfeksiyon Hastalıkları Araştırma Merkezi (KUISCID) Direktörü ve Avrupa Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Önder Ergönül, Sachs'ın genel olarak ABD politikalarını eleştirdiğine işaret etti.

2003'te görülen SARS-CoV-1'in, bir yıl sonrasında yayılmadan ortadan kaybolmasına ilişkin araştırmaların yapıldığını ve virüsün belli bir diziliminin bunu engellediğinin saptandığını anımsatan Ergönül, ardından ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) desteğiyle Vuhan'daki laboratuvarla ortak araştırmaların yürütüldüğünü aktardı.

Hem makalede hem de Sachs'ın açıklamalarının özünde NIH'in bu araştırmaların detaylarını paylaşmamasına yönelik eleştirilerin bulunduğunu dile getiren Ergönül, "Tüm iddialara karşın bilim insanlarının ağırlıklı görüşü, bu virüsün doğal yollarla bulaştığı yönünde. Benim görüşüm de bu şekilde. Fakat bu konunun enine boyuna tartışılması, şeffaf, açık bir şekilde masaya yatırılması çok önemli. Biz doğruların peşindeyiz, kesinlikle şu veya bu diyemeyiz ama şu anda ağırlıklı düşünce doğal kaynaklı olduğu yönünde." dedi.

Prof. Dr. Ergönül, KUISCID olarak 19 ve 20 Ocak'ta dünyaca tanınmış bilim insanlarının katılımıyla İstanbul'da "Yeni Enfeksiyonlar" başlıklı bir toplantı düzenleneceğini ve Kovid-19 salgınının kökeninin de burada tüm yönleriyle tartışılacağını bildirdi.

"Bu konuda ayrıntılı çalışma yapılması gerekiyor"

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Akova da "Bilimsel açıdan her iki görüşü de kesin kanıtlayacak verilerin olmaması, bu konuda daha ayrıntılı çalışma yapılması gerekliliğini ortaya koyuyor. Yeterli veri ve kanıt olmadan bu virüsün laboratuvardan çıkmış ve insanlara bulaşmış bir mutant olduğunu iddia etmek spekülatif olur." değerlendirmesinde bulundu.

Akova, salgının kökeniyle ilgili tüm bilgilere şeffaf şekilde erişimin sağlanmasının bu konudaki şüphe ve tartışmaları gidereceğine işaret ederek, "Makalede ayrıca gelecekte yaşanabilecek pandemik infeksiyonlara hazırlıklı olunması gerektiği, Kovid-19'un başındaki bazı eksiklikler ve yeterince hızlı reaksiyon verememe gibi nedenlerle hastalığın çok hızla yayıldığı ve milyonlarca ölüme yol açtığı konusunda da eleştiriler var. Ben de temel olarak bu eleştirilere katılıyorum, bunlardan ders alınması gerektiğini düşünüyorum." diye konuştu.

"Salgınlara yaklaşım ve iş birliği çok önemli"

Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği üyesi Doç. Dr. Şiran Keske ise salgının başında da Kovid-19'un kökenine yönelik tartışmaların yaşandığını, o dönem Dünya Sağlık Örgütünden (DSÖ) bir ekibin Vuhan'a gittiğini ancak Çin'in, Vuhan Viroloji Enstitüsüne giriş izni vermediğini anımsattı.

DSÖ'nün daha sonra virüsün laboratuvar orijinli olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmadığa ve doğal yollarla bulaştığının düşünüldüğüne dair bir rapor yayımladığını aktaran Keske, Kovid-19'un kökenine yönelik tartışmaların uzun süre sonra yeniden başlamasında Sachs'ın açıklamalarının etkili olduğunu vurguladı.

Doç. Dr. Keske, 2 yıllık çalışmaların toplamı olan Lancet Komisyonunun makalesinde, salgın konusunda DSÖ'ye yönelik birçok eleştirinin de bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Virüsün kökeniyle ilgili ifadeler, bu raporun 1-1,5 sayfalık kısmını oluşturuyor, bütün ihtimallar ele alınıp, 'Salgına bu ihtimalların hangisinin yol açtığı hala bilinmiyor.' deniliyor. Esasında böyle bir konuda elimizde hiçbir kanıt olmadan 'Ben şöyle düşünüyorum.' demek oldukça yanlış. Bilim, elbette her şeye şüpheyle bakmalıdır, bütün ihtimalları değerlendirmelidir ama belli sorumluluğu olan kişilerin ellerinde güçlü bir kanıt olmadan şüphe uyandıracak yorumlar yapması, en çok da bilime zarar verir. Zaten Jeffrey Sachs da ilk yorumunu sonrasında biraz daha yumuşattı.

Tüm bunların yanında şöyle net bir gerçek var, salgınlara yaklaşım, iş birliği, en başında neler yapılması gerektiği oldukça önemli. Aksi halde insanların infial uyandırabilecek açıklamalardan ne kadar etkilenebileceği ortaya çıkıyor."

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

ABD'li Senatör Graham: Ukrayna'ya nükleer saldırıyı, NATO'ya yönelik sayarız

2022-09-28 21:28 - Dünya

Güzel oyuncu Ayşenur İnam: İşimde emir eriyim

2022-09-30 09:53 - Magazin

Tartım Sektörünün Lider Firması BAYKON, kuruluşunun 35. yılını büyük bir coşkuyla kutladı!

2022-09-27 16:22 - Yerel haber-Şirket Haber

Türk gaz borulu kazan üreticisi BROX, Rusya'da fabrika inşa edecek

2022-09-29 07:23 - Özel Haber

Türkiye’de İmplant Fiyatları

2022-09-23 11:29 - İnsan&Hayat

Rus bilim insanı Miron Borgulev: Kuzey Kutbu'na develer götürelim -Erhan Altıparmak, Moskova'dan bildiriyor-

2022-09-24 18:38 - Özel Haber

Genç futbolcular sağlık kontrolünde

2022-09-26 12:16 - İnsan&Hayat

DENEYAP Teknoloji Atölyeleri uygulama sınavı 1 Ekim’de yapılacak

2022-09-29 17:40 - Teknoloji

BİK Genel Müdürü Erkılınç: Gazetelerin kaderini matbaa lobisi belirlememeli

2022-09-26 21:13 - Özel Haber

BİK Genel Müdürü Erkılınç: Yeni Basın Yasası köprüden önceki son çıkış

2022-09-29 19:57 - Özel Haber

İlgili Haberler

Dünya Sağlık Örgütü: Dünya genelinde 800 milyondan fazla kişi diyabet hastalığıyla yaşıyor

22:12 - Sağlık

İşitme kayıplı bebeklerde "erken tanı ve tedavi" rahatsızlığın önüne geçiyor

16:28 - Sağlık

Araştırma: Dünyada diyabet hastası sayısı 800 milyonu aştı

15:53 - Sağlık

Gaziantep Üniversitesi Hastanesi, 2 binden fazla çocuğa "ses" oldu

13:47 - Sağlık

Diyabetin zorluklarına diyalizle direniyor

12:32 - Sağlık

Günün Manşetleri

Türkiye ile Filistin arasında imzalanan anlaşma Resmi Gazete'de

01:53 - Gündem

İtalya'da bir otel, İsrailli müşterilerini kabul etmedi

01:48 - Dünya

Trump, Sağlık Bakanlığı'na Robert F. Kennedy Jr.'ı aday gösterdi

01:43 - Dünya

Fitch: ABD kredi ortamı politika değişiklikleriyle değişebilir

01:33 - Dünya

ABD, hiçbir büyük ticaret ortağının döviz kurunu manipüle etmediğini bildirdi

01:22 - Dünya