Batuhan Yaşar'ın "This is a wake up call for you Mr. Biden!" başlıklı yazısının tamamı ise şöyle:
" 'Bu sizin için bir uyandırma çağrısıdır Bay Biden!..' Tam Türkçe anlamı bu şekilde. “Kendine gelmek, gerçekleri görmek” anlamı da var. Bizim kullanma nedenimiz bu mecazi anlamı zaten. ABD Başkanı Obama, 24 Ağustos Çarşamba günü, yardımcısı Joe Biden’ı Ankara’ya gönderiyor. Önce Dışişleri Bakanı John Kerry’nin geleceği söylenmişti. Amerikalılar kararlarını değiştirdiler. Başkan Yardımcısı Biden’ın gönderilmesinin daha münasip olacağını düşündüler. Ankara da Biden’ın gelişinden memnun. Kerry’den daha üst düzeyde. Başbakan Binali Yıldırım’ın muhatabı. Şimdiden Başbakan Binali Yıldırım-Başkan Yardımcısı Joe Biden görüşmesinin çok uzun süreceğini söyleyebiliriz. Binali Bey, Fetullah Gülen’in iadesiyle ilgili, “Ortada uzlaşılacak bir durum yok. Gelecek ve hesap verecek” demişti. Evet gerçekleri görme ve uyanma vakti geldi. İşte bu uzun görüşmede Biden’a elle tutulur gerçekler bir bir anlatılacak/gösterilecek. Binali Bey öyle kolay kolay pes etmez. Her konuda sonuç alma odaklı hareket eder. Biden’in işi zor. Amerikan Politico dergisi bu ziyaret için, “Obama barışmak için Türkiye’ye Başkan Yardımcısı Biden’ı gönderiyor” yorumunu yaptı. Biden’ın Ankara-Washington arasındaki gerilimi yumuşatmak için çaba harcayacağına kesin gözüyle bakabiliriz. Biden Ankara’ya gelirken, bu yumuşamanın ancak ve ancak FETÖ’nün iadesi ile mümkün olabileceğini biliyordur herhâlde. Peki, ABD ne yapacak? Bir kere altını çizelim, FETÖ artık eskisi kadar rahat değil. Burada ABD yönetiminin hangi parçalardan oluştuğunu ve lobilerin bu yönetim parçalarına nasıl etki ettiğinden uzun uzun bahsedecek değiliz. Ama artık, Fetullah Gülen’i iade edelim, diyenlerin sesleri de yükselmeye başladı. Buna karşılık, FETÖ için, “Masum ılımlı Sünni”, “Dinler arası diyaloğun önemli ismi”, “Tefekkür adamı”, “Yaşlı ve hasta” gibi söylemlerin, ABD basınında sıklıkla kullanıldığını da unutmamamız gerekiyor. Yenilenen CIA web sitesindeki bilgiler belki bizi daha doğru noktaya götürebilir. Evet, CIA web sitesindeki FETÖ tanımı tahmin ettiğiniz gibi. “Türk Hükümeti tarafından, darbe ile bağlantılı olmakla suçlanıyor” diye başlıyor... Ardından, FETÖ güçlü ve naif ifadelerle aklanıyor, masum-ılımlı bir din adamı olarak tanımlanıyor. Peşinden Gülen hareketi için sosyal topluluk vurgusu yapılıyor. CIA sayfası arama bölümüne “gulen” yazıp detaylarına bakabilirsiniz. Diyeceğimiz şu, CIA sayfasından Fetullah Gülen’i okuyanlar, kesinlikle darbenin başaktörü olduğuna inanmaz. Bütün bunlar ne demek oluyor? Evet kendimizi kandırmayalım, çok çok beklenmedik bir şey olmazsa ABD, FETÖ’yü iade etmeyecektir. Ankara Biden’a üç şey söyleyecek. Çok net üç şey: 1- FETÖ, Türkiye için bir Ulusal Güvenlik meselesidir. 2- ABD ve Obama Türkiye ile ilişkileri onarmak istiyorsa bu güven ancak ve ancak FETÖ’nün iadesi ile tesis edilebilir. 3- ABD’nin hukuki prosedürüne saygılıyız ama bu işlemlerin süratle tamamlanmasını bekliyoruz. Başsavcılar Amerikalılarla görüşecek Başkan Yardımcısı Biden’la eş zamanlı olarak ABD Adalet Bakanlığı heyeti de Ankara’ya geliyor. ABD’li teknik heyet, 23 Ağustos’ta Ankara’da olacak. Adalet Bakanlığı, ABD’li muhatapları ile görüşmelerini 2 gün ve 24 saat esasına göre planlandı. Programda hiç boşluk yok. Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü uzun süredir bu ziyarete hazırlanıyor. Çok kapsamlı dosyalar hazırlandı. İtiraflar, belgeler, fotoğraflar, görüntüler, telefon görüşme trafiği.. Yani her şey.. Ama iş bununla da sınırlı değil. Darbe soruşturmalarını yürüten Ankara ve İstanbul Başsavcıları da ABD Adalet Bakanlığı heyeti ile bir araya gelecek. Bu çok önemli. Başsavcılar ABD’lilerle direkt konuşacak. Somut darbe kanıtlarını yüz yüze anlatacak, gösterecek.. Evet önümüzdeki hafta önemli gelişmeler olabilir. Ankara hazırlıklarını çoktan yaptı ve ABD’li konuklarını beklemeye başladı. Ama hiç unutmayalım ki, FETÖ’nün hiç pes etme niyeti yok. Yeni haberleşme sistemini devreye soktu.. Yeni talimatlar yağdırmaya başladı. Yeni hesapların peşine düştü. Biz uyurken, o yeni hain planlarını nasıl devreye sokacağını düşünüyor, planlıyor. Hepimiz bunlar bitti artık derken, bize o kâbus dolu 15 Temmuz gecesini kim yaşattı. O geceyi unutmayalım, unutturmayalım."
dikGAZETE.com