Bingöl'ün Genç ilçesine bağlı Üçgül köyü ile Diyarbakır'ın Hani ilçesine bağlı Kaledibi köyü Güzelce mezrasında yaşayan bal avcıları, havaların serinlemesiyle tatlı bir telaş yaşıyor.
Dere yataklarında pusuya yatarak suya gelen arıları takip eden avcılar, ilk etapta arıların yuva yaptığı ağaç kovuklarını ve kayalıkları tespit ediyor. Bu yuvaları işaretleyen avcılar, hasat zamanı söz konusu alana giderek arıların yaptığı balı topluyor.
Arıların kendilerini sokmaması için buldukları yuvaların ağzını yapraklarla kapatan avcılar, daha sonra peteklere ve arılara zarar vermeden hassas bir şekilde ağacı tıraşlayıp balı bulundukları yerden çıkarıyor, arıları da kovanlara bırakıp götürüyor.
"Dünyanın en tatlı işi"Güzelce mezrasında yaşayan bal avcısı Mehmet Yeleç, AA muhabirine, inşaatlarda çalışarak ailesinin geçimini sağladığını, boş zamanlarında da hobi olarak bal avcılığı yaptığını söyledi.
Özellikle ramazan ayında boş kaldıklarında ormanlık alanları dolaştıklarını, arıları takip ederek yuvalarını bulmaya çalıştıklarını anlatan Yeleç, arama işinin bazen haftalarca sürdüğünü belirtti.
Yeleç, yaptıkları işin çok zevkli olduğunu bildirerek, şöyle konuştu:
"Bu mevsimde havalar serin olduğunda arılarımıza, ormanımıza zarar vermeden ağaçları tıraşlıyoruz, balımızı alıyoruz, arılarımızı topluyoruz. O şekilde götürüp kovana yerleştiriyoruz. Ağacı oymaya başlamadan önce yuvanın girişini kapatıyoruz, arılar saldırmasın, sakinleşsin diye biraz duman veriyoruz. Arı sakinleştiğinde balımızı çıkarıyoruz. Bazen arı sokmaz sakindir bazen de ne kadar önlemini alsan da yine sokuyor. Zor da olsa dünyanın en güzel, en tatlı avcılığıdır."
Doğal ve katkısız balŞimdiye kadar gördüğü ağaçlardan en fazla 20 kilogram bal hasat ettiğini aktaran Yeleç, bazen de tespit ettikleri ağaçlardan hiç bal çıkmadığını vurguladı.
Yeleç, uğraşları sonucu çıkardıkları balın kilogramını 500 liradan sattıklarını sözlerine ekledi.
Müşterisi hazırGenç ilçesine bağlı Üçgül köyünde yaşayan Lütfü Karabacak da 10 yıldır yaban balı aradığını söyledi.
Buldukları balın doğal ve katkısız olduğunu anlatan Karabacak, yaban balını bulmadan müşterisinin hazır olduğunu belirtti.
Karabacak, ilkbahardan itibaren kovandan kaçan arıların yuvalarını aramaya başladıklarına işaret ederek, "Dağda varsa kaçak arı, kumsal alanlara su almaya geliyor. Biz de arıyı takip ediyoruz. Bazen çabuk buluyoruz, bazen de günler sürüyor." dedi.
Veysi Keleş ise yaptıkları iş ile hem çürüyen ağaçları temizleyip ormanı gençleştirdiklerini hem de arıları kovana taşıyıp telef olmalarının önüne geçtiklerini dile getirdi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com