Ankara
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif'in de katıldığı "Pakistan MİLGEM Projesi Kapsamında İnşa Edilen Üçüncü Geminin Denize İniş, Açık Deniz Karakol Gemisi Projesi Birinci Gemisi Blok Kızağa Koyma ve İkinci Gemisi Sac Kesim Töreni"nde konuştu.
Bakan Akar, sözlerine gemilerin Türkiye ve Pakistan ile iki ülkenin silahlı kuvvetlerine hayırlı olması temennisinde bulunarak başladı.
Pakistan ve Türkiye arasındaki köklü dostluk ve kardeşlik bağlarına vurgu yapan Akar, "Pakistanlı kardeşlerimizle ortak yürütülen MİLGEM projesi de geçmişten gelen ilişkilerimizi, geleceğe çok daha güçlü bir şekilde taşıyacak anlamlı ve önlemli bir projedir." diye konuştu.
Üretilen ve üretilecek olan gemilerin iki ülkenin savunma ve güvenliğine önemli katkılar sağlayacağını dile getiren Akar, jeopolitik gelişmelerin hızlandığı, mevcut sorunlara yenilerinin eklendiği, güvenlik kaygılarının en üst seviyeye çıktığı bir dönemden geçildiğini belirtti.
Akar, böylesi bir dönemde Türkiye olarak tüm gelişmeleri yakından takip ettiklerini, proaktif davranarak savunma ve güvenlik ile ilgili her türlü tedbiri alma ve bu yeni dönemin şartlarına hazırlanma gayretinde olduklarını belirterek, "Köklü tarihi, coğrafyası, değerleri, dinamik nüfusu ve güçlü ordusuyla artık dünyada güvenlik üreten bir ülke konumuna gelen Türkiye, zat-ı devletlerinin uluslararası alanda kurduğu çok boyutlu ilişkilerle özne haline gelmiş, ülkemizin etki alanı üç kıta, ilgi alanı tüm dünya olmuştur." ifadesini kullandı.
Cumhuriyetin, 100'üncü yılına yaklaşırken Milli Savunma Bakanlığının da bölgesel ve küresel güvenlik için yeni yaklaşım ve stratejilerle başta hudutların güvenliği ve terörle mücadele olmak üzere Cumhuriyet tarihinin en yoğun ve en etkili faaliyetlerini icra ettiğini vurgulayan Akar, şunları söyledi:
“Kahraman ordumuz, nerede olursa olsun, tehlike nereden gelirse gelsin, ülkemizin ve asil milletimizin güvenliğini sağlama azim ve kararlılığındadır. 19 Kasım'da başlatılan Pençe-Kılıç Harekatı da bu kararlılığımızı tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir. Sınırlarımızın ötesinden hedef gözetmeksizin sivil yerleşim yerlerine alçakça saldırılar düzenleyen terör unsurlarına yönelik düzenlenen bu harekat kapsamında teröristlere ait belirlenen hedefler ateş altına alınmış, örgüte ait çok sayıda barınak, sığınak, mağara, tünel, depo ve sözde karargahlar tam isabetle imha edilirken 326 terörist de etkisiz hale getirilmiştir. Böylece teröristlerin inleri başlarına yıkılarak ülkemizin ve milletimizin güvenliğine kasteden hainlere büyük darbe vurulmuştur."
Operasyonların BM Şartı'nın 51'inci maddesinde belirtilen meşru müdafaa hakkı kapsamında ve uluslararası hukuka tamamen uygun, komşu ülkelerin toprak bütünlüğüne ve egemenlik haklarına saygılı şekilde icra edildiğini belirten Akar, "Sadece ve sadece terör unsurları hedef alınarak, dini ve etnik kökenine bakılmaksızın masum insanlar başta olmak üzere tarihi, dini, kültürel dokular, hastaneler, sivil altyapı ile çevrenin güvenliğine ve korunmasına hiçbir ordunun göstermediği kadar azami dikkat ve hassasiyet gösterilerek faaliyetlerimizi gerçekleştiriyoruz." dedi.
Operasyonların artan bir şiddet ve tempoda ve taarruzi bir anlayışla en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar devam edeceğini bildiren Akar, "Bugüne kadar icra ettiğimiz tüm operasyonlarda olduğu gibi birçok noktada müşterek ve eş zamanlı olarak icra edilen Pençe-Kılıç Harekatı da göstermiştir ki TSK, üstün operasyonel kapasiteye sahip dünyanın sayılı ordularından biridir." diye konuştu.
Bu seviyelere ulaşılmasında başta şehit ve gaziler olmak üzere tüm personelin kahramanlık ve fedakarlıklarının yanı sıra yerli ve milli savunma sanayiinin geliştirdiği, üstün teknoloji ürünü harp silah, araç ve gereçlerinin önemine vurgu yapan Akar, şunları kaydetti:
"Zat-ı devletlerinin liderliği, destek ve teşvikleriyle yüzde 80'ler seviyesine ulaşan yerli ve milli savunma sanayimiz artık, TSK'nin ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra dost, kardeş ve müttefik ülkelerin savunma ihtiyaçlarına cevap verebilecek duruma gelmiştir. Amacımız, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda savunma sanayiimizi küresel ölçekte etkin, yerli ve yenilikçi bir anlayışla en üst seviyeye taşımaktır. Bu nedenle milli istikbal mücadelesi olarak gördüğümüz yerli ve milli savunma sanayiimizi daha ilerilere taşımak için kamu, vakıf, özel sektör kuruluşlarımız ve üniversitelerimiz ile tam bir uyum ve sinerji içerisinde azim ve kararlılıkla çalışmalarımızı sürdürmekteyiz."
"Denizleriniz sakin, pruvanız neta, yolunuz bahtınız açık olsun"
Günümüz savunma ve güvenlik konseptinde dost ve müttefik ülkeler arasındaki iş birliği ve dayanışmanın son derece önemli olduğunu belirten Akar, "Bu açıdan zat-ı devletlerinin gayretleriyle dünyada çok yönlü ve etkin bir diplomasi ortaya koyan Türkiye, 'Birlikte Çok Daha Güçlüyüz' anlayışı doğrultusunda, dost ve müttefik ülkelerle başta savunma sanayii olmak üzere hemen her alanda güçlü iş birlikleri ve stratejik ortaklıklar kurmaktadır." ifadesini kullandı.
Bugün denize indirilen PN Khaibar'ın Pakistan Deniz Kuvvetlerine uzun yıllar hizmet edeceğine, önümüzdeki dönemde iki ülke arasındaki ilişkileri daha da derinleştireceğine yönelik inancını paylaşan Akar, "Deniz Kuvvetlerimiz için inşa edilen Akhisar ve Koçhisar Açık Deniz Karakol gemilerimizle de donanmamızın harekat kabiliyeti daha da artacak; böylelikle denizlerimizdeki hak ve menfaatlerimiz çok daha güçlü bir şekilde korunacaktır." dedi.
Projede emeği geçenleri tebrik eden Akar, sözlerini Türk ve Pakistanlı denizcilere yönelik "Denizleriniz sakin, pruvanız neta, yolunuz bahtınız açık olsun" ifadesiyle tamamladı.
Deniz Kuvvetleri Komutanı
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu da dünya denizlerinde hak ve menfaat sağlama mücadelesinin arttığına dikkati çekti.
Coğrafi konumu nedeniyle Türkiye'nin bu konudaki mücadelesinin önemine değinen Tatlıoğlu "Denizlerde süren bu güç mücadelesinde hak ve menfaatlerimizi korumak için her zaman göreve hazır, modern, vurucu gücü ve eğitim seviyesi yüksek yerli ve milli gemi, silah ve sistemler ile teçhiz edilmiş bir deniz kuvvetlerini tesis ve idame etmek her zaman öncelikli hedefimiz olmuştur." diye konuştu.
Hisar sınıfı açık deniz karakol gemilerinin inşasının sürdüğünü aktaran Tatlıoğlu, "Bu gemiler bu coğrafyada denizlerde güçlü olmak konusundaki kararlılığımızın yeni bir göstergesidir." dedi.
Bu gemileri yerli ve milli savunma sanayiinde ilerlemenin en yeni örnekleri olarak nitelendiren Tatlıoğlu, şöyle konuştu:
"MİLGEM sınıfı korvetler bugüne kadar yaptıkları görevlerle etkinliğini ispat etti. Dost ve kardeş ülke Pakistan Deniz Kuvvetleri için MİLGEM tasarımının tercih edilmesi, bu tasarımın dünyadaki benzerleriyle rekabet edebilecek seviyede olduğunu göstermektedir. Bugün denize indirilen Khaibar korveti 15 Ağustos 2021'de inşa edilen Pakistan Deniz Kuvvetlerinin ilk MİLGEM sınıfı gemisi Babür korveti gibi iki ülke arasında bir savaş gemisi projesi olmasının ötesinde asırlardır devam edip günümüze kadar ulaşan Türkiye ve Pakistan arasındaki tarihi dostluk ve kardeşlik bağlarının somutlaşmış bir örneğidir."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com