Istanbul
Türkiye Finans Katılım Bankasının yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında Facebook üzerinden gerçekleştirdiği "Eskimeyen Dostlar" programının ikinci konuğu Aydan Şener oldu.
Seren Fosforoğlu'nun sunduğu canlı yayına evinden katılan Şener, soru üzerine evde günlerini nasıl geçirdiğini anlattı.
Evi zaten sevdiğini ve kendini oyalayacak birçok şey bulabildiğini belirten Şener, "Bir de tabii hayvanlarımın oluşu da beni çok oyalıyor. Yemek yapıyorum, herkes gibi ben de ekmek yapıyorum. Ramazan pidesi yaptım, o daha güzel oldu." dedi.
"Osman Seden'le baba-kız gibiydik"
Şener, dizi oyunculuğuna Yücel Çakmaklı'nın Küçük Ağa dizisi için kendisini önermesiyle başladığını ifade ederek, "O dönemde ben Bursa'da yaşıyordum. Defileler falan oldukça İstanbul'a gidip geliyordum. Küçük Ağa için teklif gelince ilk öyle başladım. Sonra Osman Seden, Küçük Ağa'da görüp Çalıkuşu için uygun olduğumu düşündü. Osman Seden'in bende yeri çok ayrı. Biz onunla baba-kız gibiydik. Yönetmen oyuncu ilişkisi haricinde böyle özel bir bağımız vardı." diye konuştu.
Şimdiki dizileri çok beğendiğini ifade eden Şener, "Bir kere oyunculuklar çok iyi ve doğal. Senaryolar da güzel. Bir tek çok uzun oluşu... Bir de çalışma saatleri... Biz 09.00'da sete çıkıp 6-7'de paydos derdik. Gece sahnelerini bile siyah fonlarla pencereleri kapatıp o şekilde çekerdik. Çok nadirdi gece çalışmalarımız. Şimdi sete bir gidiyorsun sabahlara kadar gerçekten çok yorucu" dedi.
Usta oyuncu, magazinden uzak durduğunu ve kabuğunda yaşamayı sevdiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bu benim yapımla alakalıydı. Böyle bir imaj yaratayım diye yaptığım bir şey değildi. İşimi yapıp evime gelip bir özel hayatımın olması... Çok fazla her şeyimi ortaya dökmekten hiçbir zaman hoşlanmadım.
Magazinel olduğum zamanlar oldu. Çok ilgilendi magazin benimle fakat mümkün olduğu kadar uzak durmaya çalıştım. Çok fazla onlara malzeme vermemeye çalıştım.
Gerek yaşantımla, gerek söylemlerimle. O dönem biliyorsunuz polemikler çok revaçtaydı. Bunları yaptıkça daha çok magazinde görünüyordunuz. Magazinde göründükçe daha çok başarılı zannediyordunuz. Daha çok teklifler alıyordunuz. Bunları bildiğim halde ben hep uzak durmayı seçtim."
"Tiyatroyu çok ayrı tutuyorum"
Genç oyunculara tavsiyelerde bulunan Şener, "Çok zor bir maraton olduğunu kabullenmeleri lazım. Hemen motivasyonlarının düşmemesi lazım. Yüzlerce seçmeye girip belki onlardan bir tanesi olacak, belki de hiç olmayacak. Bunları göze alabilmek lazım. Asla kendilerine güvenlerini kaybetmemeleri lazım. Bu arada da kendilerini geliştirmeleri, disiplinli olmaları çok önemli." ifadesini kullandı.
Şener, tiyatrolarda da oldukça fazla oynadığını anlatarak, "Yokum gibi görünen dönemde belki televizyonlara ara verdim ama o dönem ben hep tiyatro yaptım. Çok seviyorum tiyatroyu, çok ayrı tutuyorum. Çok farklı. Turneleri çok seviyorum, Anadolu'ya gitmeleri, orada insanlarla buluşmayı, alkışı birebir duymayı..." dedi.
İzleyicilerden gelen soruları da cevaplayan Şener, "En çok kiminle oynamayı sevdiniz?" sorusunu şöyle cevapladı:
"Ben hiçbir rol arkadaşımla bir tatsızlık yaşamadım. Hepsini çok seviyorum. Ayıramam. Biz setlerde hep çok eğlenirdik. Şimdiki setlerde daha mı yorgunluk oluyor ya da telefonlar yüzünden herkes bir köşeye mi çekiliyor bilmiyorum. Biz çok oyunlar oynardık set aralarında. Müthiş sohbetler ederdik. Eğlenir, gülerdik. Hiçbirini ayıramam."
Şener, Kovid 19'a ilişkin de zor günlerin mutlaka geçeceğini hatırlatarak, "Sabır diliyorum. Ben bugünlerin geçeceğine yürekten inanıyorum. Ufak ufak normalleşeceğiz. Her şey yoluna girecek. Dünya neleri atlatmış." diye konuştu.
"Eskimeyen Dostlar" programının üçüncü konuğu 20 Mayıs'ta Ahmet Özhan olacak.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com