Brüksel
Brüksel'de AP tarafından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un katılımıyla "Afetin Yaralarını Sarmak İçin Dayanışma" (Solidarity To Overcome Disaster) başlıklı panel gerçekleştirildi.
Avrupa Birliği (AB)-Türkiye Dostluk Grubu Başkanı ve AP Vekili Ryszard Czarnecki, açılış konuşmasında, AB'nin, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden Türkiye ve Suriye'de etkilenen bölgeleri desteklemeye devam etmek konusunda kararlı olduğunu söyledi.
Panelin gelecek hafta Brüksel'de yapılacak bağışçılar konferansının öncesinde düzenlenmesi nedeniyle önemli olduğunu ve tam zamanında yapıldığını kaydeden Czarnecki, depremden etkilenen bölgelerde yaşayanlara daha parlak bir gelecek sağlanması için çözüm bulmaya çalışacaklarını vurguladı.
Czarnecki, Türkçe "Tekrar geçmiş olsun Türkiye." dedi
Afetlerin AB-Türkiye ilişkilerine pozitif etkisi olabileceği vurgusu
Oxford Üniversitesi araştırma görevlisi ve Tahrir Orta Doğu Politikası Enstitüsü Avrupa Direktörü Koert Debeuf de hem deprem bölgelerinde çok sayıda Suriyelinin yaşadığını hem depremin Suriye'nin kuzeyini de etkilediğini belirterek, bu bölgedeki duruma dikkati çekmek istediğini söyledi.
Suriye'deki iç savaş nedeniyle deprem bölgelerinin Beşşar Esed rejimi güçleri ve muhalifler arasında bölünmüş alanlar olduğuna işaret eden Debeuf, yardımların ancak Türkiye üzerinden girdiği taktirde ihtiyaç sahiplerine ulaşacağının altını çizdi.
Koert Debeuf, "Eğer gerçekten Suriye'deki depremzedelere yardım etmek istiyorsak Türkiye ile birlikte çalışmalıyız." dedi.
20 yılı aşkın süredir Türkiye'nin AB'ye üye olması gerektiğini savunduğunu belirten Debeuf, 1999 Gölcük depreminde de olduğu gibi Yunanistan'ın Türkiye'ye "siyaseti bir kenara bırakarak" verdiği desteği örnek gösterdi, bu tür krizlerin ikili ilişkilerin güçlenmesi için fırsat oluşturacağını dile getirdi.
Bölgede güvenli biçimde yaşamaya devam etme çağrısı
Dragoman Strateji Başkanı Onur Erim, Türkiye’de yaşanan depremin kayıtlı tarihin en yıkıcıları arasında yer aldığını belirterek, depremin Bulgaristan’dan daha geniş bir bölgeyi etkilediğini ifade etti.
Erim, Türkiye’deki yetkili makamların depreme zamanında müdahale ettiklerini ve doğru biçimde organize olduklarını söyledi.
Türkiye’de vatandaşların depremzedeler için 2 haftada 6 milyar doların üzerinde bağışta bulunduğuna işaret eden Erim, bu rakamın 1999 depreminin 3 ay sonrasında 160 milyon dolar seviyesinde kaldığını anımsattı.
Erim, uluslararası tahminlere göre deprem nedeniyle Türkiye ve Suriye’deki hasarın 100 milyar doları aştığını belirtti.
15 milyon kişinin depremden doğrudan etkilendiğini anımsatan Erim, bölgede binlerce yıldır medeniyet ve yaşam olduğunu, insanların kendi bölgelerinde güvenli biçimde yaşamaya devam etmesinin sağlanması gerektiğini vurguladı.
Avrupa'dan daha büyük destek çağrısı
Soul of Europe Girişimi Başkanı Patrick Van den Eede, felaketin boyutu karşısında Avrupa’nın mevcut desteğinin yeterli olmadığını, depremzedelere uzun dönemli yardım edilmesi gerektiğini söyledi.
Deprem nedeniyle Avrupa’nın Türkiye ile dayanışma gösterdiğini anımsatan Van den Eede, Avrupa’nın halen yapabileceği çok şey olduğunu vurguladı.
Van den Eede, bölgeye çadır, gıda ve su gibi temel ihtiyaçların sağlanması gerektiğini belirterek, Avrupa’nın mevcut desteğinin artmasının önemine işaret etti.
“Uzun dönemli destek için harekete geçmeliyiz.” diyen Van den Eede, bütün ülkeleri ve büyük şirketleri depremzedelere desteğe çağırdı.
Van den Eede , Soul of Europe’un depremzedeleri desteklemek için çok çeşitli etkinlikler düzenleyeceğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com