Nefes darlığı ataklarıyla seyreden bir hastalık olan astım, Türkiye’deki çocukların yüzde 10’unda, yetişkinlerin de yüzde 5’inde görülüyor. Sigara dumanı, keskin kokular, kimyasal maddeler, egzoz gazı ve stres gibi etkenler astımı tetiklerken sıcak yaz aylarında da şikayetlerin arttığı belirtiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Berna Devrim Yağbasan, astım hastalarını yaz aylarında dikkat etmesi gereken noktalar konusunda uyardı.
"Nem oranı yüzde 60’ı geçtiği zaman dışarıya çıkmayın" Astım hastalığının sıklıkla göğüste hırıltı, ıslık sesi şeklinde hışıltı, nefes darlığında, özellikle gece öksürükleri, göğüste tıkanıklık ve baskı hissi ile kendisini gösterdiğini söyleyen Uzm. Dr. Berna Devrim Yağbasan, "Sıcak hava ve yüksek nem astımda bulguların ortaya çıkmasına neden olan tetikleyici faktörler arasında yer almaktadır. Soğuk hava kadar, sıcak hava da solunum yollarını uyararak astım belirtilerini tetikleyebilir. Bunun yanı sıra nem miktarı özellikle evlerin içinde bulunan küf mantarları ve ev tozu akarları gibi alerjenlerin üremesini kolaylaştırmakta ve böylelikle kişilerde alerjiye neden olabilmektedir. Hava sıcaklığının 30 derecenin üstünde ve nem oranının yüzde 60’tan fazla olduğu zamanlarda, astım hastalarının 10.00-17.00 saatleri arasında açık havaya çıkmaması, serin ve kapalı ortamda bulunmaları önemlidir. Ayrıca terleme ile kaybedilen suyun yerine konulması önerilmektedir. Eğer evde bir tesisat sorunu varsa, bunun giderilerek oluşabilecek küf mantarı gibi alerjiyi tetikleyebilecek nedenleri ortadan kaldırmak astım hastalarını rahatlatacaktır" dedi.
"Hastayı rahatlatacak tedavi planlaması önemli" Astım hastası kişinin yılda kaç atak geçirdiğinin önemli olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Devrim Yağbasan, "Astım hastalığında hastalara kontrol edici ve tedavi edici olmak üzere iki grup tedavi planlanmaktadır. Kontrol edici tedavi sadece astım belirtilerinin arttığı zaman hastayı rahatlatmak için verilen ilaçlarla yapılmaktadır. Tedavide dönemsel olarak doz miktarı değişen ilaç kullanımları planlanmaktadır. Astım hastalığında en az sayıda ve en düşük dozla alınan kortizon ilaçlarıyla idame sağlamak ve hastanın atak geçirmemesi hedeflenmektedir" şeklinde konuştu.
"Kilo alma kaygısı ile ilaç tedavisi aksatılmamalıdır" Astım hastalarının doktorunun verdiği ilaçları, dozunu değiştirmeden düzenli olarak kullanmasının büyük önem taşıdığını dile getiren Uzm. Dr. Yağbasan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Hasta kendisi iyileştiğini düşünerek doktora danışmadan ilaçlarını bırakmamalıdır. Çünkü tedavi bitmeden bırakılan ilaçlar nedeniyle daha ciddi astım krizleri yaşanabilmektedir. Eğer hastanın alerjene bağlı tetiklenen bir astımı varsa, alerji yapacak dış etkenlere karşı önlem alması gerekmektedir. Ayrıca astım hastalarının sonbahar mevsiminde grip aşısı yaptırarak, gripten korunması çok önemlidir. Hastalara çoğunlukla kortizon içeren ilaçlarla planlanan tedavi edici yöntem uygulanmaktadır. Fakat birçok hasta kortizonlu ilaç kullandıklarında kilo alınacağı kaygısıyla, ilaçları kullanmayı bırakmaktadır. Bu çok yanlış bir yaklaşımdır. Çünkü ağız ve burun yoluyla nefes ile alınan ilaçlardaki kortizon miktarı çok düşüktür. Ağızdan akciğere solunum yoluyla alındığı için dolaşım sistemine karışmamakta ve kilo almaya neden olmamaktadır."
"Tatile çıkmadan önce doktorunuza danışın" Astım hastalarının yaz tatiline çıkmadan önce doktorlarına danışması gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Yağbasan, "Astım hastaları yaz tatilini havası rahatlatıcı, nem oranı düşük bölgeleri tercih etmelidir. Otelde kalınacak odaların da alerjenlerle karşılaşmama bakımından doğru seçilmesi önemlidir. Otel odasında halı bulunmaması, yastıkların kuş tüyü olmaması, yüksek kalitede hava filtreleme sistemi bulundurması, sigara içilmeyen oda tercih edilmesi önemlidir. Astım hastalarının tatile çıkmadan doktora danışması ve ilaç planlamalarını da doğru yapması gerekir" dedi.
Kaynak: IHA
dikgazete.com