Antalya
Türkiye'nin yaş sebze ve meyve ihtiyacının büyük bölümünün karşılandığı Antalya'daki seralarda kızlarıyla ter döken anneler, helalinden kazanmanın mutluluğunu yaşıyor.
Günün erken saatlerinde küçük çocuklarının bakımını yaptıktan sonra saat 05.30'da yola koyulan kadın işçiler, günün büyük bölümünü seralarda çalışarak geçiriyor.
Çocuklarının eğitimini tamamlaması, sevdiği mesleklerini yapması için canla başla çalışan kadınlar, alın teriyle kazandıkları parayla evlatlarına güzel bir gelecek kurmak istiyor.
Lise ve üniversitede okuyan bazı genç kızlar da dersleri olmadığı günlerde anneleriyle seralara giderek, hem okul harçlığı kazanmaya hem de aile ekonomisine katkı sunmaya çalışıyor.
Seranın içi çok sıcak olmasına rağmen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında eldiven ve maske takmayı ihmal etmeyen kadınlar, hijyen kurallarına özen gösteriyor.
Anneliğin kutsal olduğunu belirten, Rusya'da 2004'te Türk vatandaşıyla evlendikten sonra Antalya'ya taşınan Victoria Jimanova Ulusoy da 16 yaşındaki kızıyla seralarda emek verenler arasında bulunuyor.
"Anne olmak tarifsiz bir duygu"
Aksu ilçesindeki çilek serasında kızıyla çalışan 45 yaşındaki Emine Kurt, biri ikiz 3 çocuğu olduğunu ifade etti.
Kendilerinin de Konya'dayken tarımla uğraştıklarını anlatan Kurt, "Bir süre çocuk bakıcılığı yaptım.
Tek derdim çocuklarımı okutmaktı. Kızım üniversitede okuyor, diğer kızım üniversiteden yeni mezun oldu.
Oğlum kendi işini kurdu. Annelik zor ancak tarifsiz bir duygu. Hem tarımda çalışıp hem ikizleri büyütmek cidden zordu." diye konuştu.
Hemcinslerinin Anneler Günü'nü kutlayan Kurt, şunları kaydetti:
"Her zaman çalıştık, yeri geldi ellerimizi nasır tuttu. Çocuklarım küçükken tarlaya da götürüyordum.
Onları tüm sıkıntılara rağmen en iyi şekilde yetiştirdim. İyi ki annem var, iyi ki ben de bir anneyim.
Tüm annelerin elinden öpüyorum. Anne olarak çocuklarım için mücadele etmeye, her zaman çalışmaya devam edeceğim.
Kızım da benimle geliyor, seralarda birlikte ter döküyoruz. Her gün saat 06.00'da iş başı yapıyoruz."
Akdeniz Üniversitesinde okuyan Sena Kurt (20) da Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencisi olduğunu, öğretmenlik hayaline kavuşabilmek için annesiyle gündeliğe gittiklerini anlattı.
Çok yorucu bir işte çalıştıklarını dile getiren Kurt, "Sınavlarımın olmadığı günler annemle seralara gidiyorum.
Birbirimize destek oluyoruz. Eve gidince de iş paylaşımı yapıyoruz. Çok yoruluyoruz ama üstesinden geliyoruz.
Annem bizim için çok emek verdi." dedi.
"Seraların Victoria ablası"
Lise ikinci sınıfta okuyan 16 yaşındaki kızı Elif ile seralara işçi olarak giden Victoria Jimanova Ulusoy da seraya ilk çalışmaya gittiğinde çok zorlandığını ancak zamanla alıştığını söyledi.
Seradaki işçilerin kendisine "Victoria abla" diye seslendiğini aktaran Ulusoy, şunları dile getirdi:
"Uzun zamandır seralarda çalışıyorum, çilek, domates, biber topluyorum, bakımını yapıyorum. Kızıma, aileme destek oluyorum.
Seradaki diğer işçiler bana zamanla alıştılar. Dersi olmadığında kızımla geliyoruz. Serada kimisi Victoria, kimisi Natalia diyor.
Herkes farklı bir isim söylüyor. Güzel bir ortam var, alıştık. Tüm annelerin gününü kutluyorum.
Lütfen telefona bakmayı bıraksınlar, çocuklarıyla ilgilensinler."
Kızını yorulmuş görünce üzülüyor ama helalinden kazanmanın huzurunu yaşıyor
Nehir Köse (47) ise kızlarına güzel bir gelecek sunmak için seralarda işçilik yaptığını kaydetti.
Salgından önce otellerde aşçı olarak çalıştığını belirten Köse, "İşsiz kalınca seralarda çalışmaya başladım.
Büyük kızım da benimle geliyor. Seralarda saatlerce çalışıyoruz.
Kızımı ter içinde yorulmuş halde görünce üzülüyorum ama alın teriyle ekmeğini kazanmak güzel bir şey.
Onları okutmak için her sıkıntıya katlanırız, çok sıkıntılar çekiyoruz" ifadesini kullandı.
Sevim Aksak (25) da liseyi açık öğretimden bitirmeye çalıştığını, yazın otellerde garsonluk, kışın seralarda işçilik yaptığını bildirdi.
Seralarda 8 saat çalışarak günlük 85 lira kazandığına değinen Aksak, "İhtiyaçlarımı alıyorum, kardeşlerime destek oluyorum.
Annem hepimize destek oluyor." dedi.
Kentte 16 yıldır seralarda çalışan 32 yaşındaki Yıldız Erce, 3, 7, 10 ve 12 yaşlarında dört çocuğu olduğunu söyledi.
Hem çocuklarının bakımıyla ilgilendiğini hem de seralarda ter döktüğünü vurgulayan Erce, "Çocuklarımın güzel bir geleceği olsun istiyorum.
Onlar için hayat mücadelesi veriyorum. Tüm anneler çok değerli, lütfen kıymetini bilin." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com