ANKARA(AA) - Ankara Üniversitesi (AÜ) Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, araştırma üniversitelerinde rekabetçi anlayışın yüksek seviyede olduğunu ifade ederek, üniversitelerinin bu anlamda öne çıkan fakültelerinden birinin de tıp olduğunu söyledi.
Tıp fakültesi bünyesinde hem sağlık hizmeti hem bilimsel ve akademik çalışmalar hem de araştırma ve geliştirme projelerinin yapıldığını anlatan İbiş, yeni yılla birlikte bu çalışmaların güçlenerek devam edeceğini dile getirdi. İbiş, bu nedenle akreditasyon çalışmalarına büyük önem verdiklerini vurgulayarak, "Tüm üniversite olmak üzere tıp fakültesi özelinde de bu alanda çalışma yaptık. Tıp fakültesindeki eğitimimiz ulusal akreditasyon altındadır. Eğitim programının tümü dünyayla entegredir." diye konuştu.
Ankara Üniversitesinden mezun olan hekimlerin dünyada çok önemli üniversitelere kabul edildiğinin altını çizen İbiş, tıp fakültesinde 22 yüksek lisans ve 18 doktora programı, 250'ye yakın öğrenci bulunduğunu dile getirdi.
Tıp fakültesinde yapay zekadan madde bağımlılığına ve kişiselleştirilmiş tıbba kadar çeşitli programların olduğunu aktaran İbiş, "Programlara her yıl 7-8 yeni program dahil ediliyor. Bu kapsamda 2020 yılında da 10 program daha dahil edeceğiz." dedi.
Prof. Dr. İbiş, fizik tedavi, göz, beyin cerrahisinin aralarında bulunduğu 6 kliniğin uluslararası, 11 kliniğin de ulusal akreditasyona sahip olduğunu vurgulayarak, 2020-2021 yılları içinde tüm kliniklerin ulusal ve uluslararası akredite olması için çalışma yapılacağını bildirdi.
"Şu anda en az 5 çalışma sonucu ürüne dönüşme aşamasında"Üniversitelerinde yenilikçi ve yerli ilaç üretimi için çalışmalar yürüttüklerine dikkati çeken İbiş, "Akıllı ilaçlar üzerinde duruyoruz. Virüslerin yapısını değiştirerek hastalığa yol açan etkene karşı savaşan akıllı sistemlerle ilaç geliştirme çalışmalarını yürütüyoruz." dedi.
Kök hücre üzerinde de önemli çalışmalara imza attıklarını anlatan İbiş, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu kapsamda, hücre doku bankacılığından hücresel tedavilere, bio malzemeden kanser aşısı ve gen tedavisine, giyilebilir sensör teknolojisine yönelik birçok konuda araştırma yapılıyor. Çalışmaların ürüne dönüşmesi kolay olmuyor, uzun deneme süreçleri var. Araştırmaların bir kısmında son faza girildi. Daha da önemlisi bu çalışmaların bir kısmı şu an ürünleştirme boyutuna girmiş durumda. Bundan sonraki aşama olan ticaretleşme ve ürün haline gelme kısmı uzun solukludur. Üniversitemizde şu anda en az 5 çalışma sonucu ürüne dönüşme aşamasında.
Bunlardan biri, üst solunum yolları hastalıklarına yol açan bir grup virüsün DNA'sı dönüştürülerek kansere karşı savaşan bir ilaçtır. Bir diğeri radyoaktif maddelerin özel maddelerle birleştirerek onları hedeflenen organa yönlendirme ve orada kanser dokusunu yok edebilen hedefe yönelik bir üründür. Özellikle bu çok önemli bir çalışma çünkü tüm sistemi etkileyen kemoterapi ilaçlarından ziyade akıllı ilaçlarla sağlam dokuların ve organların zarar görmemesi sağlanabiliyor."
"Teknoparkta tıp alanında 17 firma hizmet veriyor"Rektör İbiş, hücre genetik çalışmaları kapsamında da ilaç aşamasına gelinen ürünler bulunduğunu aktararak, "Hücre genetiği üzerinde müdahale yapılarak oluşturulacak yeni hücre modelleriyle diğer hastalıkları ortadan kaldırmak için çalışmalar yapıldı." bilgisini verdi.
Nükleer tıp tetkiklerinde teşhis veya tedavi amaçlı uygulanan radyoaktif ilaçların çoğunun ithal olduğunu dile getiren İbiş, "Artık bizim hem Teknopark hem de hastanemizde radyofarmasötik üreten sistemler var." diye konuştu.
İbiş, eğitimde de yüksek teknolojiye önem verdiklerinin altını çizerek, anatomik simülasyon merkezinde yurt içi, yurt dışından uzman ve akademisyenlerin çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Girişimsel radyoloji ve cerrahi işlemlerin tek ameliyat odasında gerçekleştirilmesine imkan sunan hibrit ameliyathanelerinin olduğunu da kaydeden İbiş, yüksek teknolojinin yer aldığı bu sistemlerde ameliyat başarısının arttığını, komplikasyon riskinin azaldığını söyledi.
İbiş, AR-GE çalışmalarının yapıldığı Teknoparkın gelişmekte olan Teknoparklar içinde ilk üçte yer aldığını belirterek, "Teknoparkta şu anda tıp alanında 17 firma hizmet veriyor. Tıp fakültesi, enstitüler ve merkezlerimizin Teknoparkın entegrasyonu ile kanserde immünoterapik ilaçlar üzerine çalışma yapılıyor. Probiyotik özellikli farklı mikroorganizmaların üretilmesine yönelik çalışma yapılıyor. Bu çalışmaların bir ayağı kök hücre enstitüsünde bir ayağı tıp fakültesinde yürüyor." ifadelerini kullandı.
Yakın bir zamanda probiyotik geliştirme çalışmalarının ürüne dönüşmesinin beklendiğini aktaran İbiş, bir diğer araştırma grubunun dışarıdan beslenmeye yönelik ürünler üzerine olduğunu anlattı. Dışarıdan beslenme solüsyonlarının çoğunun ithal olduğuna dikkati çeken İbiş, "İnsan mamasından buzağı mamasına kadar çoğu ithal. Bunların ürüne dönüşmesi için çalışma yürütülüyor." dedi.
Ayrıca biyolojik ilaç üretimi kapsamında kemik greftleri ve protez yapımına yönelik çalışmalar yürütüldüğünü ifade eden İbiş, tüm bilim insanlarını Teknoparkta AR-GE çalışmaları için davet ettiklerini bildirdi.
Prof. Dr. İbiş, Ankara Üniversitesi akademisyenlerinin yurt dışında çok sayıda ortak yürütülen akademik ve bilimsel çalışma içinde bulunduğunu da belirterek, birçok akademisyenin yurt dışında önemli mesleki dernek ve kuruluşların yönetiminde yer aldığını sözlerine ekledi.