?>

'Anayasa değişikliğinin gerekli olduğuna toplumun büyük bir bölümü inanıyor'

A&G Araştırma Şirketi'nin sahibi Adil Gür, “Anayasa için 330 oyla referanduma gitmek mümkün, Meclis’teki partilerden bir tanesi destek verirse olur. CHP’nin destek vermeyeceğini biliyoruz, HDP’nin desteğinde olursa sandıkta sürpriz bir sonuç çıkabilir, burada MHP’nin tavrı

Gündem - 9 yıl önce

A&G Araştırma Şirketi’nin sahibi Adil Gür, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan “Neler Oluyor” programına konuk oldu. İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını cevaplayan Gür, önemli açıklamalarda bulundu. AK Parti’nin 1 Kasım seçimlerinde oylarını yüzde 10’a yakın oranda artırmasının en önemli nedeninin seçmenin istikrar beklentisi olduğunu kaydeden Gür, “Türkiye, 7 Haziran ile 1 Kasım günleri arasında çok gergin günler yaşadı. Hem ekonomi alanında, hem Türkiye’de asayişle ilgili, terör alanında çok ciddi problemler oluştu.

 Seçmende bir gelecek endişesi oluştu. AK Parti’nin 7 Haziran’dan 1 Kasım’a 10 puanlık oy farkının en büyük etkeni istikrar beklentisiydi. Dolayısıyla seçimden önce yapılan çalışmalarda ‘Türkiye’nin 6 ay sonrasını nasıl görüyorsunuz’ diye sorduğumuzda seçmen de karamsardı. Halbuki, 1 Kasım’dan sonra yapılan araştırmalarda sadece Meclis’te değil, toplumun her kesiminde daha iyimser bir havanın hakim olduğunu görüyoruz” diye konuştu.

“MUHALEFETİN SORGULANMASI LAZIM”

Muhalefet partilerinin başarısızlığı kabullenmeleri gerektiğini, kendilerini sorgulamaları gerektiğini dile getiren Gür, “Muhalefetin sorgulanması lazım. Bizim, 1 Kasım’da AK Parti’nin yüzde 49 buçukluk başarısıyla beraber muhalefetin başarısızlığını da konuşmamız lazım. Bir ülkede ne kadar güçlü muhalefet partileri varsa demokrasi o kadar gelişir. Bundan iktidar partileri de faydalanır, seçmenler de faydalanır. Ama bu sorgulamayı yapacakları kanaatinde değilim; çünkü seçim akşamından bu yana muhalefet partilerinden yapılan açıklamalara baktığımızda belki yazanlar, çizenler, kanaat önderleri, yorumcular ‘başarısızlık’ kelimesini ağızlarına alıyor ama muhalefet partileri yöneticilerinde böyle bir kelime yok. Hatta dün bir muhalefet partisi lideri, ‘Evet, başarılı olamadık ama mağlubiyet de almadık’ diyebiliyor” değerlendirmelerinde bulundu.

“TÜRKİYE’DE KUTUPLAŞMA 5-6 AY ÖNCESİNE GÖRE DAHA DA AZALDI”

7 Haziran seçimlerinden sonra seçmende kutuplaşmanın azaldığını, oy geçişlerinin daha fazla yaşandığını vurgulayan Gür, “7 Haziran ile 1 Kasım seçimleri arasında yaptığımız araştırmalarda şunu gördük; seçmendeki kutuplaşma, 7 Haziran öncesine göre hem 1 Kasım’dan önce hem 1 Kasım’dan sonra daha da azaldı. ‘AK Parti 2011’de de yüzde 49 oy almıştı, AK Parti aslında kendi oyunu aldı’ deniliyor. Halbuki Türkiye’de 2011’den bu yana 5,5 milyon yeni seçmen var. Yani AK Parti sadece 2011’deki oyunu alsaydı yüzde 40’lar civarında bir oy alması lazımdı. Türkiye’de kutuplaşma 5-6 ay öncesine göre daha da azaldı, partiler arasındaki oy geçişi kolaylaştı. Bu, inşallah uzun süreli devam eder, Türkiye’de kutuplaşma daha da azalır. Biz, araştırmalarda AK Parti’nin aldığı yüzde 49,5 oyun yüzde 2’sinden daha fazlasının CHP’den geldiğini gördük. Yani AK Parti, CHP’den bile oy alabilir hale geldi. Bu da kutuplaşmanın azaldığını gösteriyor” şeklinde konuştu.

“BİZİM YAPTIĞIMIZ İŞ SADECE BİR FOTOĞRAF ÇEKMEK”

1 Kasım seçimlerinden önce en doğru oy tahmininde bulunan araştırma şirketi A&G’nin sahibi olan Adil Gür, hiçbir siyasi partinin tarafında olmadıklarını belirterek, “2009’da da araştırma şirketleri ters köşe olmuştu. 2009’da da herkes ‘AK Parti 45-50 alacak’ derken, ben ‘39’ diye yayınlamıştım ve AK Parti 38.8 oy aldı. Ortada tebrik edilecek bir şey yok, sadece işimizi yapmaya çalışıyoruz. ‘47.2’ dediğimde, ki buna yurt dışı oyları da dahil değildi, seçime 1 hafta vardı, 1 hafta içerisinde açıklanan ekonomik paketlerin de etkisiyle AK Parti 2 puan daha fazla oy aldı. 2009’da AK Partililer kızıyordu, şimdi muhalefet partilerinin seçmenlerinin bir kısmı kızıyor. Halbuki, bizim yaptığımız iş sadece bir fotoğraf çekmek, bir temenni değil. İstatistik bir bilim dalı aslında kurallarına uyduğunuz müddetçe” ifadelerini kullandı.

Gür, Batuhan Yaşar’ın telefonla yapılan siyasi anketlerin doğru olup olmadığı sorusuna, “Türkiye’de son zamanlarda ortaya çıkan telefon kayıtları, belgeler, mahkeme kayıtları var. Bu ortamda insanlar eşleriyle bile rahat konuşmuyor. Şırnak’ta, Hakkari’de bir AK Partili’nin ‘AK Partili’yim’ demesi ne kadar zorsa, Konya’da da bir CHP'linin ‘Ben CHP’liyim’ demesi o kadar zordur. Bu nedenle telefonda objektif cevaplar vermeyebilirler, onun için anketör çok önemli. Giden kişinin eli yüzünün düzgünlüğü, güven vermesi önemli. Biz, asla taşeron kullanmıyoruz. Türkiye’nin neresinde olursa olsun kendi ekibimizle araştırma yapıyoruz. Bu işi yapan üniversite öğrencileri var. Araştırma olduğunda orada ‘Süpervizör’ dediğimiz, sürekli o işleri organize eden bir arkadaşımız var, 20-25 ilde bölgelerimiz var, orada kendimiz yapmaya çalışıyoruz” cevabını verdi.

“TÜRKİYE’DE ÇOK ANTİ-DEMOKRATİK BİR SİYASİ PARTİLER KANUNU VAR”

“Türkiye’de yeni anayasayı konuşuyoruz. Türkiye’nin yeni anayasadan daha çok konuşulması gereken meselesi, Siyasi Partiler Kanunu’dur” diyen Gür, şöyle devam etti:

“Türkiye’de çok anti-demokratik bir Siyasi Partiler Kanunu var. Siyasi Partiler Kanunu öyle bir düzenlenmiş ki bir lider koltuğunu bırakıp gitmediği taktirde o lideri göndermek kolay bir iş değil. Şimdi siz, ‘Ben şu tarihte imza toplayım, şu tarihte kongre yağacağım’ diyorsunuz. Ama bu süre zarfında tüm delegeleri değiştirmek mümkün. Türkiye’de anti-demokratik Siyasi Partiler Yasa tasarısı yürürlükte olduğu sürece bu problem her zaman karşımızda olmaya devam edecektir. Bugün bir milletvekilini belirleyen irade, genel başkanın iki dudağı arasındaki irade. Halbuki, o milletvekili genel başkana değil, kendisine oy veren seçmene hesap verebilir hale gelirse bu sorun kendiliğinden hallolur. O zaman o milletvekili, kendisini iktidara taşımayan, partisini başarıya ulaştırmayan genel başkanı değiştirir. Bunun önünü açacak mekanizmalar yapmak lazım. Bu da belki yeni anayasayla birlikte yapılabilir.”

“MUHALEFET PARTİLERİNİN İÇİNDEN 5. PARTİ ÇIKABİLİR”

CHP ve MHP’nin alınan başarısız sonuçların ardından genel başkanlarını değiştirmeleri gerektiğine inandığını söyleyen Gür, “CHP ve MHP’de bana göre genel başkan değişimi olmalıdır. Ona karar verecek olan partinin seçmenleri değil, partinin delegeleri. Ben her şeye rağmen karamsar değilim. Seçimden 2-3 gün sonra bir açıklama yaptım. Seçimlerden önce herkes 5. partiyi AK Parti’nin içinden bekliyordu. Ben dedim ki, ‘1 Kasım’da öyle bir sonuç çıktı ki muhalefet bu 1 Kasım sonuçlarını iyi analiz etmezse, nerede hata yaptığını düşünmezse 5. parti tam da muhalefetin ortasından çıkacak.’ Bakın muhalefetin birinden değil, çünkü bugün Türkiye’de muhalefet partilerinden bir tanesi başarılı, ikisi başarısız, ikisi başarılı, biri başarısız değil. Muhalefet partileri topyekun başarısız. Öyle olunca muhalefet partilerinden rahatsız olan, kerhen oy veren, seçmenlerin hepsinin oy verebileceği bir parti çıkabilir. Bölünme yoluyla veya kurulma yoluyla çıkabilir. Muhalefet partileri bu özeleştiriyi, gerekli düzenlemeyi yapmazsa bu çıkabilir” diye konuştu.

YENİ ANAYASA

Anayasa değişikliği için halka gidilebileceğini belirten Gür, halkın büyük çoğunluğunun anayasa değişikliğini istediğini söyledi. Anayasa değişikliğini halka götürmek için muhalefet partilerinin birinin AK Parti’ye destek vermesi gerektiğini ve bunun için en doğru partinin MHP olduğunu dile getiren Gür, “Anayasa için 330 oyla referanduma gitmek mümkün, Meclis’teki partilerden bir tanesi destek verirse olur. CHP’nin destek vermeyeceğini biliyoruz, HDP’nin desteğinde olursa sandıkta sürpriz bir sonuç çıkabilir, burada MHP’nin tavrı önemli. Türkiye’de anayasa değişikliğinin gerekli olduğuna toplumun büyük bir bölümü inanıyor. Siyasi partiler uzunca bir süredir iktidarıyla, muhalefetiyle bir anayasadan bahsediyor. Halkın da yüzde 70’inden fazlası ‘yeni bir anayasa olmalıdır’ diyor. Türkiye 2007’de bir anayasa değişikliği yaptı ama altını dolduramadı, devamını getiremedi. Türkiye aslında bu tartışmalara 2007’de girdi. Yani meselenin yüzde 60’ı 2007’de halledildi” ifadelerini kullandı.

BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMALARI

Başkanlık sistemiyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Gür, şunları ifade etti:

“Bugün Türkiye’de ister istemez çok sorunlu bir sistemle karşı karşıyayız. TBMM’nin mutlaka bir konuda karar vermesi lazım. Türkiye 2007’de bir karar verdi, bir yola çıktı, ya bunu tamamlayacak; başkanlık, yarı başkanlık, partili bir Cumhurbaşkanı ya da ‘biz hata ettik’ deyip ‘yeniden Meclis seçmeli’ demeli. Bugün aynı siyasi gelenekten gelen bir Başbakan Ve Cumhurbaşkanı var, yarın bir gün aynı siyasi gelenekten gelmeyen bir cumhurbaşkanı ve başbakan olabilir. Bu ülkede bir anayasa kitapçığının fırlatılmasının nelere mal olduğunu biliyoruz. Bu meselenin mümkünse Meclis’te, Meclis’te halledilemiyorsa halk oyuyla halledilmesi lazım. Referanduma giderse ne olur? Halkın yaklaşık yüzde 40’ı başkanlık sistemi ile parlamenter sistem hakkında bir bilgi sahibi değil. Ben hukukçuyum, ben bile bilmediğim pek çok şey olduğunu görüyorum. 

Toplumun bu nedenle önce bilinçlendirilmesi lazım. Biz Türkiye’de başkanlık sistemini tartışmıyoruz, ‘mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığını istiyor muyuz, istemiyor muyuz’ bunu tartışıyoruz, sistemi tartışmıyoruz. Orta ve uzun vadede bu sistemin insanlara neler getirebileceği, cebinden örnek vererek anlatılabilirse, istikrarla örnek vererek anlatılabilirse bu olabilir.”Adil Gür, başkanlık sisteminin illa federasyonu getirmeyeceğini, federasyon olmadan da başkanlık sistemi olabileceğini dile getirdi. MHP’nin anayasanın değiştirilemez hükmünde olan maddelerini sürekli gündeme getirmesinin gereksiz olduğunu vurgulayan Gür, AK Parti ve CHP’nin zaten böyle bir hamle peşinde olmadığını söyledi.

dikGAZETE
Haftanın Öne Çıkanları

Raşit Anaral, TÜYAP'ta 'Beni Yuvada Unuttular'ı imzalıyor

2015-11-15 07:45 - Özel Haber

Cem Yılmaz’dan Tarkan, Sezen Aksu ve Mazhar Alanson'a özel gala

2015-11-18 14:04 - Magazin

Yurt dışı yasağı alan Sebahat Tuncel'den açıklama

2015-11-12 14:26 - Asayiş

Sinan Çalışkanoğlu ve Tuğba Sarıünal boşandı

2015-11-16 13:04 - Magazin

Paris'teki saldırılarda ölü sayısı 129 oldu

2015-11-15 15:34 - Dünya

Polise ait otomobilin altından bomba çıktı

2015-11-18 15:13 - Yerel haber-Şirket Haber

Atina’daki protestoda araçlar ateşe verildi

2015-11-12 19:34 - Dünya

Motosiklet traktöre çarptı: 1 ölü, 1 yaralı

2015-11-16 16:03 - Asayiş

Gripten korunmak için altın öneriler

2015-11-18 14:35 - Sağlık

Bu muhabbet kuşu tarhana bağımlısı

2015-11-19 12:26 - Magazin

İlgili Haberler

İsrail'in Filistin ve Lübnan'a yönelik saldırıları İstanbul'da protesto edildi

22:12 - Gündem

İzmir'de apartmanın bahçesine düşen otomobildeki 2 kişi yaralandı

21:42 - Gündem

Sakarya'da özel gereksinimli gencin askerlik hayalini jandarma gerçekleştirdi

20:07 - Gündem

Uluslararası Karadeniz Rize-Ayder Forumu düzenlendi

19:23 - Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit polis memuru Şeyda Yılmaz'ın babasıyla telefonda görüştü

16:57 - Gündem

Günün Manşetleri

İsrail’in Lübnan’a yönelik son saldırılarında ölenlerin sayısı 33'e yükseldi

01:08 - Dünya

Türkiye'den, GKRY'ye silah ambargosunu kaldırma kararının yeniden uzatılmasına ilişkin açı

01:03 - Siyaset

Husiler, İsrail’in Ben Gurion Havalimanı'nı balistik füzeyle vurduklarını açıkladı

00:58 - Dünya

İsrailliler Gazze'de esir takası anlaşması talebiyle gösteri düzenledi

00:23 - Dünya

Dışişleri Bakanı Fidan, Türkevi'nde Venezuela Dışişleri Bakanı Gil ile görüştü

00:12 - Siyaset