İstanbul
İstinye Üniversitesi İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, "Türkiye'nin güney sınırları boyunca bir terör devleti kurmak suretiyle Anadolu'yu tehdit etmek bir dünya savaşına yol açar." dedi.
Prof. Dr. Caşın, "ABD'nin Suriye'den çekilme açıklamasına rağmen PKK/YPG'yi askeri olarak desteklemesi, Fırat'ın doğusunda oluşturulması konuşulan tampon bölgeye Avrupalı askerlerin yerleştirilmesi planları ve S-400 tartışmalarıyla" ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin, Rusya'dan S-400 hava savunma füze sistemi almasından rahatsızlık duyan ABD yöneticilerine en güzel cevabı, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın "Türkiye'nin artık füzeleri alması zorunluluktur" sözleriyle verdiğini söyledi.
Caşın, 55. Uluslararası Münih Güvenlik Konferansı'nda konuşan Bakan Akar'ın "Türkiye, teröristlere güvenli bölgeye göz yummayacaktır. Mesele sınırımız ve halkımızın güvenliğidir.
Teröristlerden bu bölgeyi temizleyeceğiz ve bu güvenli bölge emniyetini Türkiye sağlamalıdır. ABD ile bu noktada ters düşüyoruz ve Türkiye NATO'dan uzaklaşmamıştır." şeklinde değerlendirmede bulunduğunu sözlerine ekledi.
ABD'nin, Fırat'ın doğusunda oluşturmayı planladığı tampon bölgeye Avrupalı askerler yerleştirme fikrine koalisyon ortaklarının sıcak bakmadığına dikkat çeken Caşın, ''ABD, 'Ben, Suriye'de artık yokum' dedikten sonra Almanya ve Fransa 'Biz de yokuz' dedi.
Yani müttefikler, Suriye'ye 20 bin asker göndermeye çok da meraklı değiller. Güvenli bölge oluşturulması durumunda muhtemelen PYD'nin içindeki birtakım Arap unsurlar kullanılacağı gibi bazı Arap ülkelerinden de destek alınacak. ABD buraya kompozit, karma bir kuvvet konuşlandırmayı planlıyor." diye konuştu.
"Mısır, tetikçi olarak kullanılıyor"
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin, 55. Uluslararası Münih Güvenlik Konferansı'nda isim vermeden Türkiye'yi eleştirerek, ağır ithamlarda bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Caşın, şu değerlendirmede bulundu:
"Sisi, Suriye'de yabancı savaşçıların bulunmasının sorumlusunun Türkiye olduğunu iddia etti ve Sisi'nin açıklamaları, Avrupalı dostları tarafından memnuniyetle karşılandı. Bu fenomen, Türkiye aleyhine çok ciddidir.
Biliyorsunuz daha önce de Mısır, sözde soykırım iddiaları konusunda Türkiye'nin dini retoriğinde reform yapması gerektiği konusunda da birtakım söylemlerde bulunmuştu.
Dolayısıyla bazı müttefiklerin Türkiye'ye karşı Mısır'ı tetikçi olarak kullandığını biliyoruz. Ama yine de kurulmak istenen bu denklem içinde ciddi bir çatlak olduğunu da biliyoruz."
"Türkiye, kendi güvenliği için en sonunda karar verecektir"
Almanya Başbakanı Angela Merkel'in "ABD liderliğindeki küresel düzen, çok küçük parçalara bölünüp çökme ile karşı karşıyadır." sözlerini aktaran Prof. Dr. Caşın, şunları söyledi:
"Merkel bu uyarıyı yaptıktan sonra 'AB'yi yaşatmak istiyorsak, ortak savaş uçakları, ortak tanklar, ortak bir savunma sanayi ürünleri ortaya koymalıyız' dedi. Yani Merkel, ortak bir ordu ve ortak bir savunma sisteminden bahsediyor.
Ayrıca 'Rus gazı, Baltık'tan da gelse, Ukrayna'dan da gelse aynı Rus gazının molekülleridir' diyor. Bu şu demek, Avrupa, 'yol değişse de biz yolumuza devam edeceğiz' diyor. Dolayısıyla Merkel'in bu açıklamaları, doğrudan Türkiye'yi de ilgilendiren bir konu.
ABD, Rusya'ya uygulanan ambargo kapsamında Güney Akımı'na karşı. Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'nın (INF) bedelini, Avrupa ödüyor."
Türkiye'nin gelecek günlerde alacağı tutumun çok önem arz ettiğini belirten Caşın, "Türkiye, Suriye'de bir oldubittiye imkan vermeyeceği gibi aynı zamanda uluslararası hukuktan doğan haklarını saklı tutmaktadır.
Şu anda Türkiye, bekle ve gör politikası ile hem ABD hem Rusya hem de İran hem de NATO'daki müttefikleriyle fikir alışverişinde bulunmakta. Bazıları soğuk baksa da Türkiye, kendi güvenliği için en sonunda kendi karar verecektir." dedi.
"ABD, Türk askerinin gücünü biliyor"
ABD'nin geleneksel dış politikasında ve güvenlik politikasında ciddi bir belirsizlik ve kafa karışıklıkları olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Caşın, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Pentagon ayrı şey söylüyor. Trump'ın beklentileri farklı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da 'Trump istediklerini alamıyor ve biz onu anlıyoruz' ifadeleri de aslında bunu ifade ediyor.
Türkiye, Trump'ın yanında duruyor ve müesses ABD devleti Trump'ın aldığı kararların önüne geçmek için elinden geleni yapıyor ve hiç bir zaman geri çekilmiyor. Ama Türkiye, bu konudaki tavrını çok net bir şekilde ortaya koyuyor.
Akar, ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford ile görüşmesinde, bölgede 'Türkiye egemen bir devlet olarak lejyoner yani Araplardan, Süryanilerden oluşan karma bir ordunun Türkiye sınırına yığılmasına müsaade etmeyecektir' sözleriyle çok net bir şekilde ABD'ye yanıt vermiştir."
"1998 yılında Türkiye ile Suriye arasında imzalanan Adana Protokolü/Mutabakatı işler mi? Rusya ile Türkiye birlikte hareket eder mi? ABD, 18 hava üssü ile Suriye'den nereye çekilecek?" gibi soruların şu süreçte önemli olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Caşın, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin güney sınırları boyunca bir terör devleti kurmak suretiyle Anadolu'yu tehdit etmek bir dünya savaşına yol açar. Tehdit, Anadolu coğrafyasında yanlıştır. Biz, ABD'nin gücünü biliyoruz ama ABD askeri de, Türk askerinin gücünü biliyor.
Türkiye ile oyun iyi bir şey değil. Türkiye'nin duruşunda bir değişiklik yok. Türkiye ihtiyatlı ve harekata her an hazır. Buradaki hedef, YPG, PYD ve DEAŞ'ın temizlenmesi. Müttefikimiz ABD'nin, geri çekilme konusundaki kararının bir an önce netleşmesi gerekiyor.
Bu gidişatın içinde Türkiye, güney sınırına yakın bir terör devletinin kurulmasına izin vermeyecek."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com