İstanbul
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Andaç Salman, halk arasında kurdeşen olarak da bilinen ürtikerin sıklıkla bir alerji olarak düşünüldüğünü ancak gerçekte alerjinin, ürtikerin sık sebepleri arasında yer almadığını bildirdi.
Doç. Dr. Salman, yaptığı açıklamada, toplumda sık görülen bir deri hastalığı olan ürtikerin (kurdeşen) her 5 insandan birini yaşamının bir bölümünde etkileyebildiğini belirterek, sorunun tanısının, hastanın öyküsü ve tipik klinik bulguları izlendiğinde kolaylıkla konulabildiğini aktardı.
"Global Alerji ve Astım Avrupa Ağı" (GA2LEN) bünyesinde Ürtiker Referans ve Mükemmeliyet Merkezleri'nden (UCARE) biri olan hastanenin, Türkiye'de UCARE sertifikası olan 4 merkezden biri olduğunu aktaran Salman, şu bilgileri verdi:
"Merkez, ürtiker hastalarının tanı ve tedavisine yönelik uluslararası standartlarda hizmet vermektedir. Ayrıca hastaların yaşam kalitelerindeki etkilenme değerlendirilmekte, psikososyal yönden gerekli destekler verilmektedir.
Ürtiker genel olarak kaşıntılı kabarıklıklar veya ağrılı şişlikler ile seyreden, hastaların bir kısmında kronikleşen, toplumda sık görülen bir deri hastalığıdır. Ürtikerde kaşıntılı kabarıklıklar ve dudak, göz çevresi gibi bölgelerde şişlik şeklinde ortaya çıkan anjiyo ödem tablosu görülebilmektedir.
Atakların süresine göre genel olarak ürtiker, 6 haftadan kısaysa akut ürtiker, 6 haftadan uzun sürdüğü durumlarda ise kronik ürtiker olarak adlandırılmaktadır.
Kronik ürtiker de kendi içerisinde kaşıntılı kabarıklıkların kendiliğinden ortaya çıktığı kronik spontan ürtiker ya da kabarıklıkların fiziksel ya da farklı uyaranlarla tetiklenebildiği kronik uyarılabilir ürtiker olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Toplumda yaklaşık her 5 kişiden biri hayatı boyunca bir kez ürtiker atağı geçirmektedir. Kronik ürtiker ise toplumun yaklaşık yüzde 2'sini etkilemektedir."
"Ürtiker, kadın hastalarda daha sık görülüyor"
Salman, "Ürtiker sıklıkla bir alerji olarak bilinmesine rağmen, gerçekte alerji, ürtikerin sık sebepleri arasında yer almamaktadır. Genellikle ürtiker hastalarında spesifik bir neden bulunmamakla birlikte, enfeksiyonlar, ilaçlar, nadiren de gıdalar tetikleyici olabilmektedir.
Bu nedenle ürtikerin nedenine yönelik çok ayrıntılı testler ya da alerji testleri yapılması önerilmemektedir." ifadelerini kullandı.
Gıdalar ile şikayetlerinde artış görülen küçük bir hasta grubunda, yiyecek günlükleri tutularak bu durumla ilişkili gıdaların diyetten çıkarılmasıyla şikayetlerde azalma olup olmadığının kontrol edilebileceğini aktaran Salman, şunları kaydetti:
"Ürtiker, kadın hastalarda daha sık görülmektedir. Ürtiker tedavisinde alerji hapı olarak da bilinen antihistaminik ilaçlar başlangıç tedavisini oluşturmaktadır. Bu tedaviye dirençli hastalarımızda çeşitli hap ve iğne tedavilerini de başarıyla kullanmaktayız.
Özellikle kronik ürtiker tedavisinin uzun soluklu, sabır gerektiren bir tedavi olabileceği unutulmamalıdır. Tedavinin çoğu olguda altta yatan bir neden olmadığından genellikle semptomları kontrol altına almaya yönelik olduğu da akılda tutulmalıdır.
Ürtiker veya anjiyoödem benzeri şikayetleri olan hastaların gecikmeden dermatoloji ya da alerji-immünoloji uzmanlarına başvurması tedavide yaşanabilecek olası gecikmelerin, dolayısıyla ortaya çıkabilecek olan yaşam kalitesindeki olumsuz etkilenmenin önüne geçilmesini sağlayacaktır."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com