?>

Akıncı ve Aksungur testleri: Türk SİHA yetenekleri yeni bir aşamaya geçiyor

Başarıyla tamamlanan iki silahlı insansız hava aracı testi, Türk savunma sanayiinin söz konusu alanda yeni bir aşamaya geçmek üzere olduğunu ve yakın gelecekte oyun-değiştirici olacak bir askeri kapasitenin inşa edildiğini gösteriyor.

Teknoloji - 4 yıl önce

İSTANBUL 

Bugünlerde Türkiye’nin milli güvenlik gündemi, Irak’ın kuzeyindeki PKK terör hedeflerine yönelik sınır-ötesi harekât, F-35 programı iştirakinin resmen sona ermesi gibi gündemlere yoğunlaşırken, başarıyla tamamlanan iki silahlı insansız hava aracı (SİHA) testi, Türk savunma sanayiinin söz konusu alanda yeni bir aşamaya geçmek üzere olduğuna işaret ediyor.

Bahse konu testlerde dikkat çeken en kritik husus ise kullanılan platform-mühimmat kombinasyonu.

Bu çerçevede Baykar tarafından üretilen Akıncı, Roketsan’ın MAM (mini akıllı mühimmat) serisinin son ve en ağır versiyonu olan MAM-T ile başarıyla denendi.

Bir başka testte ise Tusaş tarafından üretilen Aksungur, KGK-SİHA-82 bombasını başarıyla kullandı.

Bunlar, yakın gelecekte oyun-değiştirici olacak bir askeri kapasitenin inşa edildiğini gösteriyor.

Daha ağır platform ve mühimmat ne getirecek?

Savunma ve askeri bilimlere ilgi duyan okurlar için Türk robotik harp gelişmelerinin ne anlama geldiğini daha ayrıntılı açıklayalım.

Suriye, Libya ve en son Karabağ’da Türk SİHA’larının hedeflerine karşı kullandığı -ve bu satırları okuyanların muhtemelen dijital ortamda yayılan videolarla izledikleri- temel mühimmatlardan olan Roketsan yapımı MAM-L’yi inceleyelim.

Bayraktar TB-2 ve Anka SİHA’ları tarafından kullanılan söz konusu akıllı mühimmat, harp başlığı konfigürasyonları (örneğin, zırhlı platformlara karşı tandem harp başlığı, korunaklı ve kapalı mevzilerdeki hedeflere karşı termobarik harp başlığı vb.) ve hassas güdüm sistemleriyle dikkat çekiyor.

Öte yandan, Bayraktar TB-2 ve Anka gibi sınırlı faydalı yük kapasitesine sahip sınıflar için dizayn edilmesinden ötürü MAM-L, akıllı ateş gücünü, harp başlığı da dahil yaklaşık 22 kg toplam ağırlığa sığdırmak zorunda.[1] Bu durum, ana muharebe tanklarına karşı tam etki göstermek için hedefe yaklaşma açısı ve açık arazideki düşman personeli üzerinde etki yarıçapı gibi hususlarda doğal olarak, kısıtlılıkları da beraberinde getiriyor.

MAM-T 94kg toplam ağırlığı, dolayısıyla daha büyük bir harp başlığı ile çok daha yüksek bir ateş gücü anlamına gelecek.[2]

Aksungur’un testlerinde kullandığı KGK-82 serisi ise esasen güdümsüz olan MK-82 bombalarının, kanatlı güdüm kitleri eklenmesiyle (INS ve GPS tabanlı güdüm sistemleri), 10 metrenin altında vuruş hassasiyeti olan “akıllı bombalara” dönüştürülmesine dayanıyor.

Anglo-Amerikan askeri literatüründe “Joint Direct Attack Munition” (JDAM/Müşterek Doğrudan Taarruz Mühimmatı) olarak adlandırılan söz konusu kabiliyet, Türkiye’de de başarılı bir modernizasyon ile takip edildi.

340 kg ağırlığındaki KGK-SİHA-82 de, anladığımız kadarıyla, sözü edilen ailenin, insansız platformlar için sertifiye edilmiş varyantı.[3]

Peki, Akıncı ve Aksungur gibi, Bayraktar TB-2 ve Anka’ya kıyasla çok daha yüksek faydalı yük kapasitesi olan sistemlerin, MAM-T ve benzeri mühimmat ile uçması neler getirir?

Harekât tasarısı ve savunma ekonomisi boyutları

Öncelikle, harekât tasarısı (CONOPS / concept of operations) imkânlarından başlayalım.

Örneğin, MAM-T, düşman ana muharebe tankları gibi, zırhlı kara araçları arasında en üst segmentte yer alan platformların imhasında çok daha büyük bir başarı potansiyeli taşıyacak.

Karabağ Savaşı, bilhassa Ermeni işgal birliklerinin kayıpları, elektronik harp ve ağ-merkezli hava savunma mimarisi ile yeterince korunmayan zırhlı ve mekanize unsurların, SİHA’lar karşısında ne kadar çaresiz olduğunu da ortaya koymuştu.

Nitekim Azerbaycan resmi verileri toplam 287 Ermeni ana muharebe tankının imha edildiğini belirtiyor.[4] Açık-kaynaklı istihbarat verileri de yakın bir tahmin yapıyorlar.

Böyle bir yeteneğin çok farklı boyutlarda kendini göstermesi mümkün. Zeytin Dalı, Bahar Kalkanı gibi asimetrik düşman unsurlarına karşı icra edilen harekâtlar açısından ağır mühimmat & yüksek faydalı yük kapasiteli SİHA kombinasyonu, hedeflenen sonucun çok daha kısa sürede, daha etkin biçimde alınması anlamına gelecektir.

Ayrıca 30km kadar etkili menzile sahip söz konusu mühimmatlar SİHA’lara, düşman alçak-orta irtifa hava savunma sistemlerine ve bu sistemlerin sorumluluk sahalarına daha uzaktan taarruz edebilme imkânı da sağlayacak.

Ayrıca SİHA’lar, konvansiyonel harp parametreleri açısından da önem arz ediyor.

Örneğin, The National Interest’te Ocak 2021’de yayımlanan bir makale, Yunanistan-Türkiye askeri dengesi kapsamında, Atina’nın bin 300’den fazla platformdan oluşan ana muharebe tankı envanterinin, Karabağ’dan öğrenilen dersler dikkate alındığında, Türk SİHA’ları karşısında önemli sorunlarla karşılaşabileceğini vurgulamıştı.[5] İsrail hava savunma programlarının mimarı Dr. Uzi Rubin dikkat çekici biçimde Karabağ Savaşı’nı, insansız hava gücü tarafından kazanılan ilk harp olarak tanımlıyor. Akıncı gibi SİHA’lar bahse konu analizleri daha da pekiştirecektir.

İkinci temel husus savunma ekonomisiyle ilgili. Mevcut koşullarda F-35 5. nesil savaş uçağının bir saatlik operasyonel uçuş maliyetinin 36 bin ile 44 bin ABD doları arasında değiştiği düşünülüyor.

Açıkçası daha kötümser tahminler de var. Türk Hava Kuvvetleri envanterinin büyük kısmını teşkil eden 4. nesil F-16’lar bu kadar pahalı platformlar olmasa da yine de tek bir platformun bir saat görevi için binlerce dolarlık yüksek bir maliyetten söz ediyoruz.

SİHA’lar ise insanlı uçaklara kıyasla, savunma ekonomisi için daha az yük oluşturan sistemler.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, sınır ötesi harekâtlarda ve terörle mücadelede, hava-kara görevlerinin bir kısmını SİHA’lara ve yine daha az maliyetli bir çözüm olan Hürkuş-C gibi hafif taarruz uçaklarına tevdi etmesi mümkün.

Tam da bu noktada, ATAK-2 ağır taarruz helikopterinin 2020’lerin ortasında envantere girmeye başlayacağını da hatırlatalım.

Elbette üçüncü temel husus, personelin yüksek riskli bölgelerden kaçınmasını sağlamak.

Suriye’de son on yıldır Ürdün’den Rusya’ya kadar birçok aktörün yaşadığı deneyim, bu tip harp sahalarının pilotlar ve muharebe arama & kurtarma çalışmaları için ne kadar riskli olduğunu ortaya koydu.

Türkiye ise söz konusu riskli bölgelerde ağırlıklı olarak SİHA’lar ile uçmayı tercih etti.

2020’li yıllarda, Akıncı ve Aksungur benzeri platformlar, ağır ve akıllı mühimmat ile Türk siyasi-askeri karar vericilere çok daha fazla seçenek sağlayacaktır.

Türkiye’nin SİHA geleceği

Son olarak, elbette Akıncı ve Aksungur gibi sistemlerin MAM-L ve KGK-SİHA-82 testlerinden çok daha fazlasını ifade edeceğinin de altını çizelim.

Söz gelimi, Aksungur’un deniz karakol ve denizaltı harbi konseptlerine uygun faydalı yük konfigürasyonları (örneğin sonobuoy ve manyetik anomali algılayıcıları), Türk Deniz Kuvvetleri ve Türkiye’nin savunma ihracatı açısından çok cazip seçenekler sunabilir.

Benzer şekilde Akıncı’nın SOM seyir füzesi taşıma kapasitesi, sistemi, yüksek değerli hedefler karşısında “derin darbe” (deep strike) yeteneğiyle donatabilecek potansiyele sahip.

Bu satırların yazarı, uluslararası yayınlarında, mevcut trendlerin böyle devam etmesi halinde Türk SİHA ve robotik harp kabiliyetinin “altın çağının” daha yaşanmadığını, önümüzdeki dönemde envantere girecek sistemlerle Suriye, Libya ve Karabağ’da alınan sonuçlardan çok daha fazlasının mümkün olduğunu belirtmişti.

Açıkçası, Akıncı ve Aksungur testleri, bu tip analizler için cesaret verici nitelikteler. Elbette, aşılması gereken ciddi eşikler de var.

TCG Anadolu’nun bir SİHA gemisi olması konsepti ve yine sessizce yürüyen insansız kara harp araçları programı, en çetin testlerin başında geliyor.

Bu konuları da sonraki yazılara bırakalım.

[Dr. Can Kasapoğlu EDAM’da Güvenlik ve Savunma Araştırmaları Programı’nın direktörüdür]

Kaynak: AA . dikGAZETE.com

Haftanın Öne Çıkanları

Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi “SOCAR”, Rus Sberbank ile yollarını ayırıyor

2021-04-23 10:20 - Özel Haber

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaslowski: Salgın, AB merkezli tedarik zincirleri bağlamında yeni fırsatlar doğuruyor

2021-04-27 18:54 - Ekonomi

Sanofi’nin Girişimcilik Programı ‘PharmUp’ın yeni dönem katılımcıları belli oldu

2021-04-28 14:04 - Yerel haber-Şirket Haber

Weltew Home, canias4.0 teknolojilerini tercih etti

2021-04-25 12:02 - Yerel haber-Şirket Haber

Adalet Bakanlığı, bazı yazılı ve sözlü sınavları erteledi

2021-04-28 03:31 - Gündem

Mescid-i Aksa'da binlerce Filistinli, teravih namazının ardından İsrail'i protesto etti

2021-04-24 02:26 - İslam-Hayat - Cemâziyelevvel 1446

Türk Telekom 73 girişime 5 milyon TL'yi aşkın nakit desteği verdi

2021-04-27 14:45 - Spor

Ünlü işadamı ve müzisyen Emin Ağalarov'a Medya İş Dünyası Ödülü

2021-04-28 08:53 - Magazin

Türk ve İslam Eserleri Müzesi, zengin koleksiyonlarıyla tarihe ışık tutuyor

2021-04-26 19:02 - Kültür Sanat

Rusya’nın Pskov bölgesi şirketleri Türkiye pazarına girmeyi planlıyor

2021-04-27 09:29 - Özel Haber

İlgili Haberler

Türkiye'de bilim merkezi sayısı yıl sonuna kadar 40'a çıkacak

13:43 - Teknoloji

Hava trafiği milli 'İRADE' yazılımıyla kontrol edilecek

13:18 - Teknoloji

Türkiye'nin yeşil dönüşüm seferberliğine "SoGreen" desteği

13:18 - Teknoloji

Yapay zeka destekli sistemlerle yol güvenliğini artırmak mümkün

12:52 - Teknoloji

Dijitalleşme kumar bağımlılığının artmasına, yaş ortalamasının düşmesine neden oluyor

12:03 - Teknoloji

Günün Manşetleri

Hindistan yerli uzun menzilli hipersonik füzesini test etti

13:47 - Dünya

Irak ve Suriye'nin kuzeyinde 8 PKK'lı terörist etkisiz hale getirildi

13:37 - Gündem

İsrail'in Gazze'nin kuzey ve orta kesimine düzenlediği saldırılarda 96 kişi öldü

13:33 - Dünya

Senegal erken genel seçim için sandık başında

13:28 - Dünya

Doğu Akdeniz için kuvvetli yağış uyarısı

13:08 - Gündem