ANKARA(AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, NTV canlı yayınında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik "Demokrasiye inanmayan bir insan tebrik edilemez. Yasama, yargı ve yürütme organını kendisine bağlayan bir insan tebrik edilemez. Tek adam rejimini savunan tebrik edilemez." sözü hatırlatılarak, değerlendirmesi sorulan Ünal, "Eğer demokrasiye inanmayan birisi varsa o da Kemal Kılıçdaroğlu. Demokrasiye inanıyor olsa sandıkta tecelli eden bu sonuçlara saygılı olur." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun, seçmeni "dikeni sulamakla" yani "aptal olmakla" suçladığını söyleyen Ünal, "Bence asıl aptallık seçmene dönük bu tutumdur. Bu tutum, aptalca." ifadesini kullandı.
"Bu, sinirleri bozulmuş bir adamın konuşması"Ünal, Kılıçdaroğlu'nun, seçmenin seçtiğine son derece saygısız bir dil kullandığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kemal Kılıçdaroğlu 8 yenilgi almış. Çıkmışsın yenmiş, çıkmışsın yenmiş, çıkmışsın yenmiş; bir insan azıcık öz eleştiri yapar, azıcık utanır, mahcup olur. Sinirleri bozulmuş bir şekilde bugün kameraların önüne çıktı. Böyle bir öfke, hiddet içerisinde, herkese ders verir tarzda bir konuşma yaptı. Bu, sinirleri bozulmuş bir adamın konuşması. Konuşmakla kalmadı, yok efendim bize telkinde bulunuyorlarmış, kendileri Kuvayımilliyeci'ymiş. Eğer telkinde bulunulan biri varsa bu da Kemal Kılıçdaroğlu'dur."
"Bu şekilde konuşma hakkını sana kim veriyor?"Kılıçdaroğlu'nun, hiçbir zaman milletin hassasiyetleri ve talepleriyle hareket etmediğini, kendisine sufle edilen, kendisine telkin edilen ifadeleri siyaset diline döktüğünü belirten Ünal, şöyle konuştu:
"Bunları nereden biliyoruz? 'Avrupa bize destek verirse Erdoğan'ı deviririz' diyen sensin. FETÖ ağzıyla konuşan sensin. Bu ülkenin demokratik, meşru kurumlarını itibarsızlaştırmak ve meşruiyetini yok etmek için her türlü dili ve söylemi kullanıyorsun. Sandıkta tecelli eden demokratik iradeye, demokratik siyasete saygı duymuyorsun. Seçmenin tutumunu aptalca bir ifadeyle 'dikeni sulamak' olarak nitelendiriyorsun. Seçmenin yüzde 52 oyla seçtiği Cumhurbaşkanı'na bırakın saygı duymayı, 'topal ördek' gibi çirkin bir ifade kullanıyorsun. Sana bu hakkı kim veriyor? 8 kere yenilmiş, 9'uncu yenilgisini almış bir insan olarak bu şekilde konuşma hakkını sana kim veriyor?"
Kılıçdaroğlu'nun kullandığı tahrik ve hakaret dilinin devam ettiğini söyleyen Ünal, "Kılıçdaroğlu siyasete, demokrasiye ve seçime saygısı olmadığını bugün göstermiştir. Bu çirkin dilin muhatabı olmayacağız." dedi.
"Kılıçdaroğlu'nun tutumu demokratik değil"Muharrem İnce'nin, "Ben yenilgiyi kabul ediyorum." diyerek demokrasiye ve millet iradesine saygı duymasının demokratik bir tutum olduğunu belirten Ünal, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Her demokratik tutum takdire şayandır ama bunu şu amaçla yapmıyorum, kimse bunu yanlış anlamasın, kişi olarak konuşmuyorum, siyasette kişiler konuşulmaz, davranış ve tutum konuşulur. Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu tutumu demokratik değildir. Kuvayımilliye'den bahsediyor, Allah aşkına, eğer Kuvayımilliye ruhu azıcık CHP'de varsa Kemal Kılıçdaroğlu'nu kovalamaları gerekir. Bunu bilinçli olarak söylüyorum."
"Kendi içindeki sorunlara baksın"AK Parti'nin siyasette yüzde 42-49 arasında trendinin olduğunu kaydeden Ünal, "Bugün Kemal Kılıçdaroğlu'nun temel sıkıntısı şu; Muharrem İnce'nin, CHP'nin 41 yıldan beri aşamadığı psikolojik bariyeri aşmış olması Kemal Kılıçdaroğlu'nu ciddi anlamda tedirgin etti. Dolayısıyla Cumhurbaşkanına hakaret ederek, AK Parti'ye dönük nefret dili kullanarak, bizim kendisine dönük benzer cevaplar vereceğimizi düşünüp, gündemi değiştirmeye çalışıyor ama her şey son derece açık ve net bir şekilde ortada. Cumhur İttifakı, bu seçimlerin kazananıdır." ifadelerini kullandı.
Ünal, AK Parti'nin yüzde 42 oy aldığını hatırlatarak, "AK Parti'nin aldığı oy da Kemal Kılıçdaroğlu'nun rüyasında görse inanamayacağı bir oy oranı. Bence Kemal Kılıçdaroğlu, lütfen azıcık öz eleştiri, otokritik yapsın." dedi.
CHP'nin önünde yapılacak oturma eylemine ilişkin Ünal, "Kendi parti içindeki sorunlarını, bizim üzerimizden manipülatif bir dille konuşmasın. Kendi içindeki sorunlara baksın." değerlendirmesinde bulundu.