AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Haber Global TV'de canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Ekonomi ve yargıdaki reform çalışmalarına değinen Kurtulmuş, Türkiye'nin sıkıntılı dönemleri reformlarla aştığını vurgulayarak, ekonomi ve siyasette reform süreçlerinin eş zamanlı olarak çalışıldığını ve son rötuşlara gelindiğini söyledi.
Kurtulmuş, ekonomi, hukuk ve siyasette bir sıçrayışın oluşması için çalıştıklarını dile getirerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu anlamda Adalet Bakanlığımızın 1,5 yılda hazırladığı İnsan Hakları Eylem Planı, Cumhurbaşkanımızın başkanlığında görüşüldü ve son noktaya geldi, kendisi de kamuoyu ile paylaşacak. Türkiye insan hakları konusundaki kilit kavram insan onurudur. 'Adalet mülkün temelidir' diyoruz. Adalet sistemimizin ihtiyaçları masaya yatırıldı ve bunların insan onuru çerçevesinde gözden geçirilmesi gerekir. Devlet bir çadırsa çadırın ana direği adalettir. Bana deseler ki, 'Devletin bir maddelik anayasası olacak ne yazılır?' 'Devlet, adaleti sağlamakla yükümlüdür' yazmak gerekir derim. Milletimizin ihtiyacı olan adımların atılmasında da hiç tereddüt etmeyiz. Bize insan hakkı dersi vermeye kalkanların insan hakları dosyalarını açarsak o zaman kimsenin Türkiye'ye insan hakları dersi vermeye cüreti kalmaz. Herkes kendi işine baksın, biz Türkiye olarak kendi ihtiyaçlarımızı biliyoruz, bu adımları geçmişte olduğu gibi bundan sonraki süreçte de atmakta hiçbir şekilde imtina etmeyiz."
"Yargı kendi bağımsız kuralları içinde devam eder"Yargının bağımsızlığı ve her yargı kurumunun kendi kuralları içinde hareket etmesinin hukukun temel ilkesi olduğuna inandıklarını aktaran Kurtulmuş, "Yargı kurumlarımıza siyaset kurumu olarak, 'Niye şu konuda şöyle davranıyorsunuz?' deme hakkına sahip değiliz. Eleştirebiliriz ama sonuçta yargı kendi bağımsız kuralları içinde devam eder." dedi.
Kurtulmuş, Anayasa Mahkemesi'nin, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu kararına ilişkin ise, "Türkiye'de belli davalar üzerinden ortaya çıkan ve yargıyı yıpratan en temel nokta da budur. Bizim de beğenmediğimiz bir çok husus ve mahkeme kararı var ama yargıyı kendi başına bırakmak lazım. Yargının da siyasallaşmaması lazım. Geçmiş dönemlerde çok yapıldı. Yargı kendini siyasetin üstünde asla kabul etmemeli, siyaset de yargıyı eleştirmeli ama yargıçlık durumuna gelmemesi lazım." şeklinde konuştu.
"Birbirleriyle çok yakın diyalog içinde olan iki Bakanımızdır"Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Adalet Bakanı Abdülhamit Gül arasında olduğu iddia edilen tartışmaya ilişkin, "İki Bakanımızın arasında böyle bir tartışma, sürtüşme varmış gibi anlayışın ortaya konması son derece yanlış. " dedi.
Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:
"Sayın İçişleri Bakanımızın validesine yapılan hakareti kimse kabul edemez, son derece aşağılık bir durumdur. Sosyal medya alanının temizlenme zarureti var. Sosyal medyanın bir etiği oluşmalı. İnsanlar sosyal medya üzerinden istediklerine hakaret ediyor. Bu asla kabul edilebilir değildir. Siyaseti magazinleştirmek medyanın da işine geliyor ama her iki Bakanımız da siyasetin içinden yetişmiş, tecrübeli, devleti de tanımış olan iki değerli Bakan arkadaşımızdır. Birbirleriyle çok yakın diyalog içinde olan iki Bakanımızdır. Bu reform paketinin tartışıldığı toplantıda saatlerce yan yana durdular. Asla aralarında herhangi bir çekişmenin olması söz konusu değildir. Hele bunu sosyal medya üzerinden dile getirdikleri kanaati doğru değil. Bu biraz da siyasal magazin haline döndürüldü, bunun doğru olmadığını belirtmek isterim."
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, bir soru üzerine siyasetçi ve gazetecilere tehdit ve hakaretle bir şekilde hat bildirilmeye çalışılmasının asla kabul edilecek bir şey olmadığını vurgulayarak şunları ifade etti:
"Bu tür saldırıların siyasetçilerin diliyle bir ilgisi olmadığı kanaatindeyim ama buna rağmen siyaset dilinin nezaket içinde ve karşısındakini anlamak şeklinde olmasının Türkiye'nin hayrına olacağına inanıyorum. Siyasetçiler olarak birbirimizin düşmanı değil, rakibiyiz. Asla tasvip edilemez, siyaset müzakere etme yöntemlerinin arandığı bir yerdir. Siyasetçi, yazar ve gazetecilere tehdit, küfür ve hakaretle bir şekilde hat bildirilmeye çalışılması asla kabul edilecek bir şey değildir. Demokrasiyi zedeleyen bir tavırdır. MHP genel Başkanı Sayın Bahçeli saldırılarla ilgili partisinin tavrını çok net bir şekilde ortaya koydu. 'Bu saldırlar bizim partimizi bağlamaz' dedi. Bu saldırıları sonuna kadar kınıyoruz, kime yapılırsa yapılsın demokrasiyi kirleten, zehirleyen davranışlardır."