Ankara
Ala, NTV'de katıldığı programda soruları yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Terörsüz Türkiye" süreci kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın DEM Parti ile bugün yapacağı görüşmeye ilişkin soru üzerine Ala, DEM heyetinin İmralı ile diğer partilerle ve AK Parti ile görüştüğünü, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da elde ettikleri değerlendirmeleri paylaşacağını belirtti.
Ala, görüşmeye ilişkin "Sayın Cumhurbaşkanımızın da başından beri ortaya koyduğu sorunun çözümüne ilişkin iradenin bir teyidi olacak. O iradeyi de zaten biliyorlar ama kendileri de bu iradeyi de orada görmüş olacaklar. Türkiye inşallah bu sorundan kurtulacaktır." ifadelerini kullandı.
"Bugünkü kabulden sonra süreç bu ay hareketli geçer mi?" sorusuna Ala, "Biz, ihtiyatlı ve temkinli bir dille meselelere vaziyet ediyoruz. Terörsüz Türkiye süreci, bizim öngördüğümüz biçimde devam ediyor. Bir aksama, duraksama yok. Umut ediyorum ki sonuç almaya doğru emin adımlarla ilerliyoruz." yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ortaya koyduğu iradeyle Türkiye'de yeniden umutlanmak için bir iklim oluştuğuna işaret eden Ala, bu iklime herkesin katkıda bulunarak, sonucun elde edilmesini sağlaması gerektiğini vurguladı.
Ala, Orta Doğu'da ve dünyada bu kadar büyük problemler yaşanırken, Türkiye'nin terör prangalarından kurtularak, Türkiye Yüzyılı hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlemesinin önemli olduğunun altını çizdi.
"Kısa zamanda bir takvim ortaya çıkacaktır"
"Bu süreçle beraber kısa sürede göreceğimiz bir reform süreci olacak mı?" sorusunu Ala, "Geldiğimiz bu aşamadan sonraki adım terör örgütünün kongresini yapıp, toplanıp kendini feshetmesidir. Ben kısa zamanda, çok uzun olmayan bir vadede bunun gerçekleşeceği bir takvimin ortaya çıkacağını düşünüyorum." diye yanıtladı.
"Nisan ayı sonu olabilir mi?" sorusu üzerine Ala, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Olabilir. Yani kısa zamanda bir takvim ortaya çıkacaktır. Öyle düşünüyorum, çıkacağını düşünüyorum. Çünkü uzattıkça provokasyon ihtimalleri ve imkanları artar. Biz, Türkiye'nin demokratik standartlarının yükseltilmesi konusunu hiçbir zaman terör örgütleriyle ki bir tane terör örgütü yok, terör örgütleriyle iltisaklamadık. Bu büyük haksızlık olur AK Parti'ye de vatandaşlarımıza da. AK Parti kurulduğundan beri sessiz devrimlere imza attık ve o zamanlar terör vardı ama biz, terör var diye demokratik adımları, milletin temel hak ve özgürlüklerine ilişkin adımları atmaktan geri durmadık."
"Nisan ayı sonunda terör örgütü PKK'nın kendini feshetmesi yönünde önemli bir adım görebilir miyiz?" sorusuna Ala, "Ümit ediyoruz ve bekliyoruz. Biz de böyle düşünüyoruz." cevabını verdi.
"Terör örgütü elebaşı Öcalan İmralı'dan yaptığı açıklama sadece terör örgütü PKK'yı mı kapsıyor, yoksa Suriye'nin, İran'ın kuzeyindeki YPG, PYD, SDG gibi yapılanmaları da kapsıyor mu şeklinde de çok fazla tartışma yaşamıştık. Bu konuda bir netlik var mı?" sorusunu Ala, "Çağrı çok açık. KCK var. PKK ve bütün benzeri örgütler, çağrı çok açık. Burada tartışmaya mahal olacak bir durum yok. Tartışmayı gerektirecek bir durum da yok. Terör örgütün bütün unsurları diyor. PKK ve bütün unsurları. Onun için çok açık ve net orada bütün unsurlarıyla silah bırakması, silahlarını teslim etmesi ve kendini feshetmesi çağrısıdır. Net bir çağrıdır." diye yanıtladı.
"Terörle mücadele devam edecektir"
"Silahlar bırakılmazsa, kendini feshetmezse hükümet nasıl bir politika izleyecek?" sorusu üzerine Ala, şunları kaydetti:
"Burası Orta Doğu, burada tesadüfler bile planlıdır. Hiçbir devlet hele Türkiye gibi bölgenin en güçlü, en köklü devleti kendi planlamasını o andaki terör örgütünün varlığına ya da yokluğuna göre yapmaz. Siz zaten böyle bir şey var olacakmış gibi kendinizi konuşlandırırsınız, planlamanızı ona göre yaparsınız. Burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti için ekstra bir durum söz konusu değil. Şu ana kadar terörle mücadele edildi, ediliyor, bundan sonra da terörle mücadele edilecektir."
"DEM Parti heyetinin bu sürecin biraz daha şekillenebilmesi için bazı taleplerde bulunduğuna yönelik iddialar gündeme geldi. Onlardan bir tanesi kayyum atanan belediyelere ilişkindi. Ne düşünüyorsunuz?" sorusuna Ala, "Bir araya geldiğimizde birçok meseleyi konuşuruz, bu yeni değil ki. Ama bu meselenin temel ana gündemi terör örgütüne yönelik bir İmralı çağrısı oldu. Kapsamlı bir çağrı, net bir çağrı. Bu çağrının gereğinin yerine getirilmesi... Bir sonraki adım örgütün toplanıp kendisini feshetmesi. Ana konu budur. Onun dışındaki konuların bununla ilgisi yok ama siyasi alanda tabii ki konuşulur, değerlendirilir." yanıtını verdi.
"Süreç olduğu gibi, gerektiği gibi yürütülmektedir"
"Süreç yavaşladı, durdu şeklinde eleştiriler var. Neler söylersiniz bu konuda?" sorusu üzerine Ala, şu değerlendirmelerde bulundu:
"O eleştirileri yapanlar bilgi eksikliğinden yapıyor. Bu da doğaldır. Bu meseleler sürekli kamuoyunda konuşularak çözülmez. Kamuoyunun onayı alınır, rızası alınır. Ama görüşmeler, alınacak tedbirler kendi mecrasında ilerler ve sonuçta kamuoyuyla paylaşılır. Onun için her adım bu konuda kamuoyuyla paylaşılacak bir konu değil. Yani her adımı, devletin yapması gereken gizli yürütmesi gereken işleri vardır. Açıktan politikacıların milletimizle paylaşması, birbirleriyle paylaşması gereken konular vardır. Bu konuda da biz hem AK Parti hükümetleri olarak hem de Türkiye Cumhuriyeti olarak yeterince tecrübe, birikime ve bilgiye sahibiz. Dolayısıyla bu konuda bir tereddüde mahal yoktur. Süreç olduğu gibi, gerektiği gibi yürütülmektedir."
"Kamuoyunda yolsuzluğa çok fazla tepki var"
"Kamuoyunda çok fazla tepki var. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun soruşturma süreci normal bir seyirde mi devam ediyor?" sorusu üzerine Ala, şunları kaydetti:
"Kamuoyunda yolsuzluğa da çok fazla tepki var. İstanbul gibi bir büyükşehrin ki 12 bakanlıktan daha fazla bütçesi var. Kaç yıldır bu anlayış bu şehri yönetiyor. Bir tane şöyle sayabileceğimiz büyük yatırım, ulaşımını rahatlatan ya da kentsel dönüşümünü sağlamış, depreme karşı işte önlem olarak ortaya konmuş, Türkiye çapında ses getirecek bir tane proje yok. Bu başka bir konu ama burada da başsavcılık yolsuzluk soruşturması yürütüyor. Bunun adını doğru dürüst koymak lazım. Bunun adı yolsuzluk soruşturmasıdır. Bütün yapılan çığırtkanlıklar, ortaya konan argümanlar bunun yolsuzluk soruşturması olduğunu örtmeye ve gizlemeye yönelik çabalar. Bu bir sonuç getirmez."
Muhalefetin boykot çağrılarını eleştiren Ala, "CHP Genel Başkanı boykot çağrısı yapıyor, milleti, gençleri sokağa çağırıyor. Şimdi demokratik hak mücadelesi olur o zaman anlarsınız ama ortada bir yolsuzluk soruşturması var. Boykot çağrısı ne zaman yapılıyor? Hem dışarıya hem içeriye yönelik inanılmaz hataları üst üste yaptılar. Türkiye'nin ticaret savaşlarının yaşandığı bir dönemde alması gereken tedbirler, yapması gereken işler var." diye konuştu.
Ala, CHP Genel Başkanı Özel'in alternatif politikalar ortaya koymadığını, dünyadaki gidişata ilişkin projeleri olmadığını kaydederek, muhalefetin dünyaya Türkiye'yi şikayet ettiğini, ekonomisini baltalamak için uluslararası piyasalardaki itibarını sarsacak söylemlerde bulunduğunu ve açık çağrılar yaptığını ifade etti.
"Ciddiye alınır bir taraf yok"
"Sayın Özgür Özel kendi partisinin durumunu kurtarmak için yurt dışından yardım talep etti." diyen Ala, ana muhalefet partisinin aktivist ve örgüt lideri gibi davranamayacağını vurguladı. Ala, şunları ifade etti:
"Bir gün 'darbe yaptınız' diyor. Ertesi gün herhalde uyarıyorlar 'belediyeye karşı darbe olmaz' diye, 'darbe hükümete karşı olur' diyor ertesi gün 'cunta' diyor. Kime diyor? Cuntalarla, darbelerle, muhtıralarla mücadele ederek ve her birini sandığa gömerek, 19 seçimi kazanarak, 22 yıldır iktidarda, Türkiye'nin AB tam üyelik müzakerelerine imzayı atmış, bu kadar reformu yapmış, asker sivil ilişkilerinde önemli adımlar atmış, bu kadar dönüşümü ve reformu yapmış bir partiye, sivil alanı tahkim etmiş, demokrasiyi güçlendirmiş partiye böyle komik bir dilde ithamlarda bulunuyor. Ciddiye alınır bir taraf yok."
Muhalefetin boykot çağrısının siyasal akıl tutulması olduğunu belirten Ala, bunun akılla ve siyasetle izahının bulunmadığını söyledi.
Ala, milletin bunun ekonomiyi hançerleyici bir anlayış olduğunu bildiğini ve gereken tavrı da alışveriş yaparak ortaya koyduğunu dile getirdi.
"Kendi meselelerini perdelemek için söyledikleri yalan iddialar"
CHP'nin kendi iç meselelerini çözemediğini, bu iç meselelerini Türkiye'nin meselesi haline getirmeye çalıştığını ifade eden Ala, İstanbul'da da yolsuzluğun olduğunu, muhalefetin onu da Türkiye'nin meselesi haline getirmeye çalıştığını söyledi.
"CHP'nin dava süreci için 'hukuki değil, siyasi' eleştirileri var. Nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine Ala, CHP'nin kendi iç sorunlarını ve hukuki sorunlarını örtbas edebilmek için bunu siyasal alana taşıdığını dile getirdi. Ala, "Hiçbir argümanı yok. Tamamen kendi meselelerini perdelemek için söyledikleri yalan, uydurma, gerçek dışı iddialar. Bunu senelerdir yapıyorlar." dedi.
"CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İmamoğlu'nun tutuklanması sonrasında hükümeti erken seçime zorlayacağız açıklaması yaptı. Erken seçime zorlama stratejisine ne söylersiniz?" sorusuna Ala, "Böyle bir strateji yok. Seçim daha yeni oldu." yanıtını verdi.
Bunun erken seçime zorlama olmadığına, kendi sorunlarından kaçma stratejisi olduğuna işaret eden Ala, "Daha kendi içlerinde genel başkan kim buna karar veremediler. Her genel başkanlık seçimlerinde, arkasından itiraz geliyor. Yine oldu. Genel başkanlıkları mahkemelik. Kongreleri mahkemelik. Kendi kendilerini mahkemeye veriyorlar." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com